Notice: Undefined index: tema in /var/www/vhosts/yenisoz.com.tr/httpdocs/init.php on line 113
'Neden Tekbir değil de Şopen'

'Neden Tekbir değil de Şopen'

Tarihçi Murat Bardakçı, cenazelerde Osmanlı marşı dururken Şopen'in çalınmasını eleştirdi.

Devlet adamlarının, askeri erkanın, şehitlerin cenazelerinde yıllardan beri Şopen'in Cenaze Marşı çalınır. Bu duruma tarihçi Murat Bardakçı'dan eleştiri geldi. 17. yüzyılın meşhur bestekârı Buhurîzâde Mustafa Itrî'ye ait olduğu söylenen "Tekbir"i hatırlatan Bardakçı, "Neden Tekbir değil de Şopen" diye sordu;

"BİZİMLE NE ALAKASI VAR"

Devlet törenlerinde senelerden buyana hep bu iki eser çalınır ve her seferinde hatırıma tuhaf bir soru gelir: Bütün askerî ve sivil cenaze merasimlerinde icra edilen Şopen'in meşhur “Cenaze Marşı”nın bizimle ne alâkası olduğu...Şimdi bize ait olan, çok iyi bildiğimiz bir başka eserden ama o eserin bilmediğimiz bir uyarlamasından bahsedeyim: Meşhur “Tekbir”den ve Tekbir'in Son Halife Abdülmecid Efendi tarafından piyanoya uyarlanmış, notası şimdiye kadar görülmemiş ve hiç icra edilmemiş şeklinden...

SON HALİFE "TEKBİR"İ PİYANOYA UYARLADI

Tekbir'in ne olduğunu hatırlatmama gerek yok! Melodisi memleketin en dindarından en lâikine, hattâ en ateistine kadar herkesin kulağındadır ve herkes bir münasebetle mutlaka dinlemiş, hattâ refakat bile etmiştir.. Şimdi, Tekbir bahsinin bilinmeyen tarafına geliyorum: Zamanının önde gelen sanatçılarından ve entellektüellerinden olan, çağdaş Türk resminin kurucularından kabul edilen, orkestra eserleri besteleyen ve sürgünde yaşadığı Paris'te 1944 Ağustos'unda vefat eden Son Halife Abdülmecid Efendi var ya... Sultan Abdülâziz'in oğlu Abdülmecid Efendi, Türkiye'den 1924'te sınırdışı edilmesinden seneler önce, 1910'lu yıllarda Tekbir'i piyanoya uyarlayıp orkestrasyon yapılabilecek hale getirmiş ve “Hymne” yani “İlâhi” ismini vermiştir.