Terör örgütü PKK ile görüştüğü ve pazarlık yaptığı resmî kayıtlarla ortaya çıkan MHP'li Ümit Özdağ, yeni bir skandala imza attı. İktidar olduklarında Suriye'nin eli kanlı diktatörü Beşşar Esed'le görüşeceklerini söyledi.
Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan Özdağ, MHP iktidarı gerçekleştiğinde, şeklini MHP'nin belirleyeceği bir biçimde Esed'le görüşülebileceğini söyledi. MHP'nin PKK ve Öcalan için geliştirdiği, "Eli kanlı katille görüşülmez" söyleminin Esed için hatırlatılması üzerine, bu yöndeki hedeflerini Tayyip Erdoğan'ın Sudan Devlet Başkanı el-Beşir ile görüşmesini delil olarak kullanıyorlar
Özdağ'ın, "Onlar el-Beşir'le görüşüyorlarsa, biz de Esed'le görüşebiliriz" demeye getirdiği karşılaştırmanın arkasında Batı'nın kara propaganda eşliğindeki bir sömürü politikası bulunuyor. Sudan'ın Hıristiyan ağırlıklı petrol bölgesi Güney Sudan'ın ülkeden kopartılması için Batı merkezli algı operasyonu yürütülmüş, el-Beşir'in soykırım yaptığı şeklinde uydurma iddialar Batı'nın kontrolündeki uluslararası mahkemelerde kabul ettirilmişti.
Suriye'deki iç savaşın sona erdirilmesinin en çok önem verdikleri konulardan olduğunu söyleyen Özdağ, Türkiye'nin 2011'e kadar çok doğru bir Suriye politikası izlediğini belirtti. "2011'de esed'i devirmek gibi fantastik bir hayale kapıldılar. Müslüman Kardeşler'i iktidara getirmek istediler" dedi. Suriye'de ESED zulmüne karşı direnen Müslüman cihatçılara Türkiye'nin desteğini çekmesi gerektiğini açıkladı. Müslüman muhaliflerin Esed'e teslim edilmesinin ve yok edilmesinin förmülünü(!) ise şöyle açıkladı: "Cihatçıların arkasındaki ana lojistik kaynağı Türkiye. Bu desteği kestiğiniz zaman, Amerika'dan da yardım alamayacakları için direnemeyecekler ve bir çöküş içerisine girecekler.
Bir yandan Esed'le görüşme niyetini ortaya koyan Özdağ, diğer yandan, MHP'den milletvekili adayı olduğu Gaziantep'te halkın yüzde 90'ının Suriyeli sığınmacılar konusunu çok büyük bir sorun olarak gördüğünü, bir an önce bu sorunun bitirilmesini istediklerini aktarıyor. Sorunun bitirilmesi, Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi şeklinde gerçekleşir; bu da Esed'in ölüm emrinden kaçan mazlum ve masumları yeniden ölüme göndermek anlamına geliyor. Özdağ'ın, "Suriyelileri ülkelerine gönderin, Esed'in insafına kalsınlar" anlamına gelen eleştirisi şöyle: "Günlük yaşama baktığınızda açtıkları sorunu görürsünüz. Olması gereken nüfusun üzerine bir anda dörtte birden fazla nüfus eklenmiş... Dükkan açıyorlar ama vergi yok. Kiralar yükselmiş, ucuz işçilik yüzünden yerli işçiler rahatsız. Ahlaksızlık yükselmiş".
Siyasi sahnede 20 yıl sonra AK Parti'nin bulunmayacağını kehanetinde bulunan Özdağ, kendi oğlunun da MHP'li olacağını söyledi. 27 Mayıs 1960 askeri darbesini yapan kadronun içinde Muzaffer Özdağ'ın oğlu olan Ümit Özdağ, kendisine, "Darbeci babanın oğlu" diyen olup olmadığı yönündeki soruyu; "Hayır, sıkıntı çekmedim, Çünkü babamın da içinde bulunduğu 14'ler Grubu, 27 Mayıs'ı Demokrat Parti'ye karşı yapılmış bir hareket olmaktan çok, içşavaşa giden bir Türkiye'yi çatışmadan korumak için yapılmış bir hareket olarak gördüler" şeklinde cevapladı.
Özdağ, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a olan bakışını da çok tartışılacak bir öneriyle ortaya koydu: Türkiye devletini temsil eden sancağın sadece cumhurbaşkanının önünde eğildiğini hatırlatarak, sancağın artık Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önünde eğilmemesi gerektiğini iddia etti.
Yeni Söz, Özdağ'ın PKK temsilcileriyle görüşüp pazarlık yaptığını belgeler eşliğinde önceki hafta yayınlamış, Özdağ resmi belgelerle yayınladığımız habere rağmen gazetemizi mahkemeye vermişti.