Anadolu'nun bütün medeniyetlerinin mührü var

Anadolu'nun bütün medeniyetlerinin mührü var
Haber Tarihi : 18 Kasım 2023 00:00:00
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Çok nadir bulunan bir İstanbul beyefendisi ile beraberdik. Geçtiğimiz günlerde Zeytinburnu Belediyesi'nin iki yayını elime ulaştı, tılsımlar ve şifa tasları ile ilgili. Kitaplarda kaynak olarak Haluk Perk, ismini görünce hemen gazetecilik damarımız harekete geçti ve kendisi ile irtibata geçtim ki İstanbul'a harika eserler kazandıran bu değerli İstanbul Beyefendisi ile tanışmak istiyordum. Sağ olsun Haluk Bey, nezaket gösterdi.

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Geçtiğimiz günlerde Zeytinburnu Belediyesi’nin iki yayını elime ulaştı, tılsımlar ve şifa tasları ile ilgili. Kitaplarda kaynak olarak Haluk Perk, ismini görünce hemen gazetecilik damarımız harekete geçti ve kendisi ile irtibata geçtim ki İstanbul’a harika eserler kazandıran bu değerli İstanbul Beyefendisi ile tanışmak istiyordum. Sağ olsun Haluk Bey, nezaket gösterdi istirhamımızı kırmadı ve Avcılarda bulunan Haluk Perk Araştırma Müzesinde buluştuk. Kendisi ile fazla vaktini almamak için kısa süreli bir görüşmemiz oldu ama oldukça faydalı gördüğüm şu notları aldım. Sizinle de paylaşmak isterim.

HALUK PERK KİMDİR? 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini iyi derece ile bitirmiş, 1980’da avukatlık ruhsatını, üç yıl sonra da İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsünden Yüksek Lisansını almış. 1995’de ise İstanbul Arkeoloji Müzelerine bağlı koleksiyoncu olmuş. 1999 yılında Arkeolojik Eserler Koleksiyoncuları Derneğini Kurup, aynı zamanda bunun başkanlığını üstlenmiş, ayrıca Türk Nümizmatik Derneği’nin yönetim kurulu ve yayın kurul başkanlığını görevini yapıp, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kendi adına müze açma izni almış ve çeşitli üniversitelerde ders vererek bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaşmış biri. Öte yandan çeşitli alanlarda eser toplayan heyecanlı bir koleksiyoncu. Sadece toplamak ya da biriktirmek ile kalmıyor Haluk Perk, titiz bir araştırmacı. Topladığı koleksiyonları ayrıca kitaplaştırıyor. Onun çalışmalarını destekleyen geniş de bir akademik ekiple çalışıyor ki sunduğu tebliğler uluslararası alanda ses getiriyor. Özellikle Belçika’da yaptığı sunum oldukça ses getirmiş durumda.

iç.jpg

40’IN ÜZERİNDE KİTAPLARI VAR

Kitaplarına gelince, o kadar çok ki… Bir yanda Anadolu Hamam Kültürü, Berberler, Sünnetçiler, Kızılay Tarihi, 27 Mayıs 1960 Tarihi, Anadolu’da Ticaret, Göz Hekimliği ve Diş Hekimliği Tarihi, diğer yanda Eşrefoğulları Beyliği ve Alayiye Beyliği Sikkeleri, Anadolu’da İlk Tunç Cağ Buluntusu, Anadolu Antik Dönem Tıp Aletleri ve Diplomalar, Mükafat Belgeleri, Şifa Tasları, Tılsım ve Mühürler ve de Hat Sanatı ile ilgi bir diğer çalışmaları. Haluk Perk, hemen hemen bütün işleri kendisi takip ediyor ve oldukça da heyecanlı daha çıkartılmayı bekleyen bir sürü kitabı da yolda hazırlık aşamasında.  Haluk Perk, klasik koleksiyoncuların aksine topladıklarını kıskanmıyor, o hem topluyor, hem de topladıklarını kitaplaştırarak, sergileyerek, müzeler açılmasına katkıda bulunarak cömertçe paylaşıyor.

ANADOLU KÜLTÜRÜ BİTMEZ BİR HAZİNE 

*Anadolu kültürümüz oldukça zengin tarihi eserler konusunda değil mi? 

Haluk PERK:  Belli konularda ve ülkemizin kültürünü, Anadolu kültürünü daha fazla nasıl, hangi objelerle anlatabiliriz ona bakarak ilerledik. Mesela mühür konusunda bende Anadolu’nun bütün medeniyetlerinin mühürleri var. Ben sırf mühürler ile ilgili bir çalışma yaptım. Neolitik dönemden neredeyse günümüze kadar bütün örnekleri var, sırf bu mühür ölçeğinde Anadolu medeniyetlerinin emarını  çekebilecek bir oluşumuna girdim, kronolojiye de dikkat ettik, tıp aletleri keza öyle, ağırlıklar öyle. 

WhatsApp Image 2023-11-17 at 14.17.48.jpeg

TIP ALETLERİ DÜNYA ÇAPINDA BİR KOLEKSİYON

*Türkiye’nin birçok şehrinde sizin desteklediğiniz hatta bizzat kurulmasına yardım ettiğiniz müzeler var. Samsun’daki tıp müzesi de bunlardan biri. 

Haluk PERK: Tıp aletleri koleksiyonum dünya çapında bir koleksiyondur. Koleksiyon oluşturmak benim için bir oyuncak gibi, oyun oynamak gibi bir şey. Hani oyunda level geçmek vardır ya koleksiyon da onun gibi. Tematik gruplarda oluşturmaya başladım. Mesela bir tane hokka getirmişlerdi, o çok hoşuma gitmişti, araştırmaya başladım Süleymaniye işi olduğunu öğrendim, şu an da Türkiye’nin en zengin İstanbul işi dedikleri, Süleymaniye koleksiyonuna sahibim. Sırf bununla İstanbul’u anlatan, Osmanlı dönemindeki İstanbul’u anlatan eser grubu oluşturdum... 

Geçenlerde, daha 8 ay önce, yine elime bir parça geçti: çeyiz olarak kullanıldığını öğrendiğim üzeri yazılı bezler. Onlar dikkatimi çekti, organik malzeme olduğu için, zamanla yok olacakları için, 8 aydır o bezleri topluyorum. 8 ayda 130 parça topladım. Bunun içinde kitap hazırlıyorum. Bu çok lokal bir koleksiyon. 

*Koleksiyonerliğe kendiniz adadınız sanırım?

Koleksiyoner olarak kendimizi adamışız ve koleksiyon oluşturmaktan büyük zevk alıyorum. Bir dahaki nesillere aktarabilmek içinde bir vakıf kurdum, nasıl bunları organize edebiliriz onlara bakıyorum. Bir de ben koleksiyon yaparken bir konuyu ele almak, onun tarihini, hikayesini öğrenmek gerekiyor. Mesela ben resim koleksiyonu yapıyorum demek ve tüm resimleri toplamak doğru olmaz, çok geniş bir tema olur, resim sonsuzdur, önemli olan bir dönemi anlamak, anlatmaktır. Koleksiyonun tamamımı bir eser.

Örnek vermek gerekirse, Hattat Halim koleksiyonu yaptım, onunla ilgili yazısından, fincanından, tesbihinden her şeyi topladım, muazzam bir koleksiyon oldu, onun da kitabını yaptık. 

Fahri SARRAFOĞLU: Kaç kitap yazdınız toplam? 

Haluk PERK: Otuzu geçti. 

Fahri SARRAFOĞLU: Hepsi koleksiyonunuz ile alakalı? 

Haluk PERK: Evet. Mesela çok kimsenin dikkatini çekmediği, yine bu sene çıkan bir kitabımız var, 4 yazar ile yazdık, (kulaktan duyma dedikodulara, yanlış dedikodulara karşı bir hassasiyetim, öfkem var) Osmanlıdaki evlilik belgelerini topladım onun kitabını yaptım. Yani Osmanlı döneminde evlilik akitlerinin ne kadar modern olduğunu ve sağlam olduğunu, belgeye dayalı olduğunu, neticesinin olduğunu ortaya koymak bakımından yaklaşık 100’kusur belgeyi yayınladık. 

Fahri SARRAFOĞLU: Türkiye’de kaç vilayette serginiz var? Samsun’da tıp müzesi var, Kuşadası’nda var?

Haluk PERK: Samsun’da var, Çanakkale de Kızılay’ın yüzde 80 eseri benim, İstanbul’da Biruni Üniversitesinde ecza müzesi var. 9 Eylül üniversitesinde Bayrak müzesizinde de önemli eserleri bize ait. Kuşadası da Deniz ticareti müzesi, Tire’de bir yer kiraladım eğitim müzesi açacağım yani bu kurumlar ile anlaşma yapmaktansa bana yer tahsis edin, ya da ben kiralayayım, hiçbir şeye karışmayın içinin masraflarını da ben yapayım diyorum. Böyle ağzımız yandığı için kendimiz ne yapabiliriz ona bakıyorum. 

Fahri SARRAFOĞLU: Son olarak vakıftan bahsettiniz, vakfın amacı nedir? İlerde büyük bir müze olarak mı düşünüyorsunuz? Eserlere nasıl sahip çıkmayı düşünüyorsunuz?

Haluk PERK: Benim arkeoloji eserlerden oluşan bir müzem var ama bir de etnografik eserleri için, Osmanlı dönemi eserler için, yine belgeler, fotoğrafları kayıt altına almak ve ilerdeki nesillere aktarabilmek için vakıf kurdum. Vakıfta emanetler kayıtlı olacak. Onun çalışmalarına başladık. Biz daha çok depo müze olarak çalışıyoruz, araştırmalara açığız.  Bizim şimdi 30’dan fazla kitabımız var ama yaklaşık 30’a yakın kitap çalışmam var, bizim kitaplarımız daha çok koleksiyon tanıtma ile ilgili. Yani çok derinlemesine akademik çalışmalar değil. Ama verdiğimiz bilgiler doğru. Biz araştırmacıları daha çok görsel materyal ile tanıştırmak amacı taşıyoruz. Mesela İstanbul üniversitesi Hukuk fakültesi ile iş birliğimiz var, oradaki dekan arkadaşım ile, oradaki tarihi aktarmak istiyoruz. Başka bir üniversitede sağlık, bilim üzerine bir tematik oluşturuyoruz. Vakıf olarak araştırmacılara, akademisyenlere açık olarak çalışıyoruz. Biz eserleri teşir etmek değil, bizim için yayın önemli: yayınlanmayacak hiçbir eşyayı satın almıyoruz. Yayınlanabilir nitelikteyse alıyoruz, bizim için bilimsel değeri önemli, yeni bir şey söylüyorsa bizim için önemli.

Fahri SARRAFOĞLU: Topladığınız eserler nereden geliyor? Türkiye’den mi? 

Haluk PERK: Türkiye’den evet Anadolu’dan. 

Fahri SARRAFOĞLU: Yani bunlar varmış ama bilinmiyorlarmış siz onları topluyorsunuz?

Haluk PERK: Evet. Daha doğrusu nasıl oluyor, bunlar uykudayken biz onları alıyoruz, bakıyoruz, besliyoruz ve tanıtıyoruz, büyütüyoruz. Yani eğitimini üstleniyoruz diyelim. Onları tekrar canlandırıyoruz. Ama şöyle bir şey var, demin de söylediğim gibi, her eseri bir canlının uzvu gibi düşünün, yani bunlar bir araya gelirse bir anlam taşırlar, tek bir tane neşter takımın bir anlamı yok. Benim mesela koleksiyonumdaki neşter saplarını bir araya getirdiğimiz zaman dünyanın en zengin neşter koleksiyonu olduğu görüyorsunuz. Bu önemli. Bu size sadece neşter sapından Anadolu’daki Roma dönemin önemini ortaya çıkartıyor. Çünkü batıda bu çeşitlilikte eser yok, Anadolu çok zengin bu konuda. Anadolu’nun ilgili medeniyetinin Anadolu’da çok önemli yer tuttuğunu gösteriyorsunuz, hem de o medeniyetin çeşitliliğini gösteriyorsunuz. Şimdi aşağıda mesela Süleymaniye eserleri var, ben orada belki 20-30 tane mangal var fakat her mangal da  birbirinden farklı; birebir olanları almıyoruz, yeni bir şey söylüyorsa, hikayesi varsa, birine bir şey anlatıyor ya da koleksiyona yeni bir şey katıyorsa alıyoruz. Bu bizim için çok önemli. Geçenlerde çok heyecan duyarak satın aldığım bir tane Bizans ağırlık var, bu Dünya çapında önemli bir ağırlık çünkü örneği yok; bu mesela bizim koleksiyonumuza çok büyük katkı sağlıyor hem de Anadolu Bizans medeniyetine katkı sağlıyor. Yani esas yurt bizim kardeşim. Bu Yunan’ın değil, biz Anadolu’nun uygarlığıdır diyebileceğimiz eserler bunlar.