Bir yazarın gözyaşlarıdır 'Martı'

Bir yazarın gözyaşlarıdır 'Martı'
Haber Tarihi : 04 Aralık 2017 22:57:13
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Kadim şehir İstanbul’da yaşayanlar ve Payitaht’a ayak basıp, vapurla seyahat edenler bilirler, boğazın eşsiz güzelliklerini temaşa ederken, martıların olmazsa olmaz olduğunu. Bir de tiyatro severler bilir ‘martı’nın önemini. Yazarı Çehov’un gözyaşlarıyla başlayan sahne serüveni, her döneme ışık tutan konusuyla ‘Martı’yı günümüze kadar taşımıştır.

Fırat İPEK

 Çay, simit, ve boğazın o huzur veren maviliklerinde vapurla yapılan seyahatin ev sahipleridir ‘Martı'lar. Kadim şehir İstanbul'un olmazsa olmazıdır ‘Martı'lar. Şairlerin, yazarların, ressamların ilham kaynağıdır.

Boğazın yaramaz çocukları balıkların yol arkadaşıdır ‘Martı'lar.

İnsana huzur veren maviliklerin habercisidir. Yeditepe'ye yarendir ‘Martı'lar.

Ve dahi özgürlüğün, bağımsızlığın, kendini bilmişliğin, gök kubbenin, ruhun kanat çırpışlarıdır ‘Martı'lar.

Bir de Anton Çehov'un gözyaşlarıdır ‘Martı'lar. Oyun ilk kez kaleme alındığı yıl olan 1896'da St. Petersburg'ta bulunan Aleksandrov Tiyatrosu'nda sahnelenmiş ve yuhalanmıştır. Bu tablo karşısında ziyadesiyle üzülen yazar Çehov, gözyaşlarını rüzgara bırakarak koşar adımlarla salonu terk etmiştir.

4

Kadere bakın ki, Çehov'un rüzgarda savrulan gözyaşları okyanuslara dönüşmüş ve boşluk olmayan salonlarda sahnelenmiştir.

Seyirciye derin izler bırakmıştır

Bahtiyar bir tiyatro sever topluluğu olmalıyız ki, ilk kez 1962'de Türkiye'de, Yıldız Kenter ve Müşfik Kenter sahneye taşımıştır Martı'yı. Ustaların fevkalede performanslarıyla seyirciye dokunan oyun, her seyircinin ruhunda derin izler bırakmıştır. Ki günümüze kadar gelen süreçte her defasında dolu salonlarda sahnelenmiştir.

Belki de yazar, insanoğlu var olduğu sürece hiç bitmeyecek insani melekeleri kaleme aldığı için, 1896 yılından beri önemini hiç yitirmedi Martı oyunu. Şöhret merakı, yalnızlık, yüzeysellik, cahillik, eylemsizlik, tembellik, yaşlılık, ölüm korkusu, güce kapılma, ihtiras, bencillik ve aşk, oyunda ön plana çıkan ve günümüz insanını da girdabında boğan, nefsin istekleriydi sahnelenen.

Kim bilir, bu melekeleri kişiliği haline getirenler, sahnede kendileri görmeye tahammül edemediği için yuhalamıştı oyunu ve oyuncuları.

Martı, ruhunuza kanat çırpacak

Evet, ‘Martı'nın sahnede yükselişini izleme bahtiyarlığına erişen bu fakir ve salonun tamamını dolduran seyirci, gözlerini kırpmadan pür dikkat izledi oyunu. Öyle ki iki perdede sahnelenen oyunun ara vermesini kabullenemiyor insan. Kimisi karşılıksız aşkını hatırlayıp iç çekiyor, kimisi bencilliğinden utanıyor, kimisi ne kadar da cahilmişim diyor, kimisi aslın suretten önemli olduğunu anlıyor, kimisi aslında ne kadar da zavallı olduğuna üzülüyor, ezcümle herkesin kabuk bağlamış davranışlarını ve düşüncelerini kaşıyor Martı.

İzleyin ve izlettirin

Uzun uzadıya, oyundan ve karakterlerinden bahsetmeyeceğim. Zira İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ziyadesiyle oyunun konusundan bahsediyor.

Diyeceğim o ki; İstanbul'un bir çok tiyatro sahnesinde ve sık aralıklarla sahnelenen bu oyunu muhakkak izleyin ve izlettirin. Zaman sonra muhakemenizi yapacak ve hayatınızda ve ruhunuzda olan değişimi tasavvur edeceksiniz.

Hakkını vermek gerekirse, üstün bir oyunculuk performansı sahneye koyan oyunculara ve tüm emeği geçenlere ve İBB Şehir Tiyatro'suna, müteşekkirim.

İBB Şehir  Tiyatroları'nın tanımıyla Martı

Sorin Çiftliği'nde bir akşamüstü... Çiftliğin hemen yanı başındaki gölün kıyısında hazırlanmış sahnede genç yazar Treplev'in oyunu oynanacaktır. Annesi ünlü aktrist Arkadina, sevgilisi yazar Trigorin ve ev halkı gösteriyi izlemek için toplanmışlardır. Oyunda Treplev'in aşık olduğu Nina oynayacaktır. Treplev'in hayali sanatta yeni biçimler bulmak, Nina'nın hayali ise ünlü bir aktrist olmaktır. Büyük umutlarla başlayan oyun annesinin yüzünden yarıda kesilince Treplev ve Nina başta olmak üzere hayatları savrulmaya başlayacaktır. Moskova'dan uzak bir çiftlikte bir araya gelen Aristokrat ailenin, çöküş içinde olan ve yeni değişimlere ayak uyduramayan bireylerinin taşrada geçen dramatik öyküsü.

 Oyuncular: Ersin Sanver, Hakan Arlı, Jülide Kural, Kamer Karabektaş, Mert Asutay, Mert Aykul, Mert Tanık, Nazif Uğur Tan, Pelin Abay, Rozet Hubeş, Yeşim Koçak, Z. Bahar Çebi

Martı, Anton Çehov'un kaleme aldığı 4 büyük tiyatro eserinden ilkidir. Çehov, Martı'da bir çiftlikte bulunan orta ve aydın tabakaya mensup insanların yaşayış tarzını anlatmaktadır. Sakin bir akşamüstünde Sorin Çiftliği'nde başlar oyun. Çiftliğin hemen yanı başındaki göl ve martılar önemlidir kurguda.