Filistinliler, İsrail'in engellemelerine rağmen eğitim müfredatını korumaya çalışıyor
KUDÜS (AA) - ABDURRAUF ARNAVUT - İşgal altındaki Kudüs'te yaşayan Filistinliler, eğitim müfredatını korumak için çaba sarf etse de İsrail'in programı değiştirme girişimleri nedeniyle zorluk yaşıyor.
Kudüs'teki okullarda, "Tevcihi" adı verilen lise diplomasının alındığı Filistin müfredatı okunuyor. Ancak İsrail, öğrencilere, "Bagrut" sınavıyla sonuçlanan İsrail müfredatının okutulmasını istiyor.
Filistinlilerin kararlı bir şekilde karşı durması nedeniyle İsrail, 1967'den bu yana Kudüs'teki okullara kendi eğitim müfredatını dayatma konusunda başarısız oldu ancak o zamandan beri bu yöndeki girişimleri devam ediyor.
Özel, Filistin Eğitim Bakanlığı'na, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı'na (UNRWA) ya da Kudüs'ün batısında İsrail işgali altında olmak üzere dört tip okulun bulunduğu Kudüs'te, Filistin Eğitim Bakanlığı'nın ücretsiz olarak dağıttığı ders kitaplarına göre Filistin müfredatı öğretiliyor.
- İsrail, Filistinlilerin kitaplarındaki bazı bölümleri kaldırarak alternatif metinler yerleştiriyor
Özel İbrahim Koleji avukatı Nihad Arşid, eğitimle ilgili durumun 2011 yılından sonra değişmeye başladığını söyledi.
İsrail'in bu tarihten önce Kudüs'teki okulların eğitim müfredatına karışmadığını belirten Arşid, "2011 yılında ilk kez İsrail kurumlarından Filistin müfredatında yürürlükte olan ders kitaplarının bir kısmının kaldırılması talebi geldi." dedi.
İsrail Eğitim Bakanlığı ve Kudüs Belediyesi'nin, Filistin yönetimine bağlı bölgelerde okutulan kitaplara benzer kitaplar bastığını ancak kapak açısından tüm Filistin sembollerinin kaldırıldığını aktaran Arşid, içerik açısından da provoke ettikleri ileri sürülerek bazı kitaplardaki metinlerin silindiğini kaydetti.
Arşid, bunun, 1967 yılında kendi müfredatını dayatmak isteyen ancak Filistinliler tarafından reddedilen İsrail'in ikinci girişimi olduğunu dile getirdi.
İsrail'in kitap içeriklerini değiştirmek ve Filistin yerine İsrail anlatısı koymak istediğini kaydeden Arşid, İsrail yetkililerinin dokuzuncu sınıf Sosyal Bilgiler kitabında yer alan bir metni sildiğini aktardı.
Arşid, "1948 yılında Filistin'in başına gelen o büyük felaket yılında, Siyonist çetelerin ülkenin yüzde 77'sini işgal ettiğini, katliamlar gerçekleştirdiğini, bir milyon Filistinliyi yerinden ettiğini ve 1967 yılında işgaline yeni bir boyut verdiğini anlatan bir metin vardı. Metinde İsrail'in Filistin halkının haklarını ihlal etmeye devam ettiği bölümü de bulunuyordu. İsrail, provoke ettiği bahanesiyle bu bölümü kitaptan çıkardı." diye konuştu.
Arşid, İsrail'in sadece kitaplardan bölüm çıkarmakla yetinmediğini, üzerine alternatif metinler de eklediğini kaydetti.
Kudüs'teki Filistinliler de İsrail'in bu yöndeki girişimlerine tepki göstererek, Filistin Eğitim Bakanlığı'nın bastığı kitapların okutulmasında ısrarcı oluyor.
- Bagrut sistemini kabul ettirmek için farklı yollara başvuruluyor
İsrail'in kimi zaman korkutarak kimi zaman da bazı teşvikler sunarak eğitim müfredatını yeniden dayatma çalıştığı ifade ediliyor.
İsrail'in 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren müfredat değiştirme çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladığını belirten Arşid, bunu, özel okullara yüksek meblağlarda hibeler önererek Kudüs'teki okullarda Bagrut sisteminin yürürlüğe alınması ya da Kudüs Belediyesi tarafından Kudüs'te kurulan ve İsrail müfredatını öğreten modern okullar aracılığıyla yaptığını aktardı.
Arşid, İsrail'in Bagrut sınavına başvuran Filistinli öğrencilerin sayısının önemli ölçüde arttığını, 2013'te birkaç yüz olan başvuru sayısının 2020'de 8 bin 400'e yükseldiğini aktardı.
- Gözdağı verme üslubunun kullanılması
İbrahim Koleji ile El-İman Okulları yetkililerinin, İsrail Eğitim Bakanlığı'ndaki bir dinleme duruşmasına çağrıldığını anımsatan Arşid, gönderilen tebligatta İbrahim Koleji'nin, "İsrail Devleti aleyhinde provokatif ders içerikleri ve öğrencileri etkileyecek maddeleri" bulundurmakla suçlandığını belirtti.
Arşid, özellikle Nekbe (1948'de İsrail'in kurulmasıyla yaşanan büyük felaket) ile Ayrım Duvarı'na kadarki durumu özetleyen metne işaret edilerek bunun İsrail Devleti aleyhinde provokatif bir metin olduğunun belirtildiğini aktardı.
Okula yöneltilen şüpheler incelendikten sonra İsrail Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı'nın, okulun ruhsatını geri alma ve kapatılması için talimatname çıkarma ihtimali üzerinde çalıştığını kaydeden Arşid, şunları söyledi:
"Duruşmaya katıldık. Oradaki temel cevabımız, provokasyon şüphesi atfettikleri metinlerin tamamı belirtilmeden, yaklaşık 200 kitapta -her öğretim kademesinden- provokatif metinler bulunduğuna ilişkin şüpheler yöneltilmiş olmasının mantıksız olduğuydu."
Arşid, İbrahim Koleji olarak, bu aşamada yöneltilen bu şüphelere cevap veremediklerini, üzerinde çalışılması ve incelenmesi gerektiğini aktardıklarını belirtti.
Avukat ayrıca duruşmada, inceleme yapmak, provokatif materyaller mi yoksa gerçek bir tarihsel anlatı mı olduğunun belirlenmesi için söz konusu kitapları tarih, siyaset, uluslararası ilişkiler ve ekonomi alanındaki uzmanlara sunmak için birkaç ay gerektiğini söylediklerini kaydetti.
Oturumun, yöneltilen şüphelere yönelik yazılı cevabın tamamlanması için 5 gün ek süre verilmesiyle sonlandığına işaret eden Arşid, istenilen yanıtı gönderdiklerini, halen İsrail Bakanlığı'nın kararını beklediklerini ifade etti.
- Basın açıklamasıyla bir kararın genelleştirilmesi
Arşid konuşmasında, İsrail Eğitim Bakanlığı'nın "İbrahim Koleji ve El-İman Okullarından ruhsatın alınması; bir yıllık geçici ruhsat verilmesi" talimatı verdiğine ilişkin 28 Temmuz tarihli açıklamasına da değindi.
"Basın açıklamasında bildirildiği gibi biz ne bir karar ne de mevcut ruhsatın iptaline ilişkin bir belge teslim aldık; ne de geçici ruhsat verildi." diyen Arşid, bakanlığa gönderilen bir yazı ile "ilgili kişi olarak bu karardan avukatın haberi olmaksızın bir kararı içeren medya açıklamasına genelleştirmenin mantıksız olduğunu" ifade ettiklerini belirtti.
Arşid, İsrail makamlarının Kudüs'teki diğer okullara mesaj göndererek El-İman ve İbrahim Okullarında yaşananlardan ibret alınması çağrısında bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu durum, İsrail Eğitim Bakanlığı'nın El-İman ve İbrahim Okullarını diğer okulları korkutmak için bir araç olarak kullanma girişimi olduğunu gösteriyor." dedi.
