Gülen’i Fehmi Koru savunmuş
Aytunç Altındal’ın FETÖ lideri Gülen’in ‘Gizli kardinal’ olduğu yönündeki yazı ve açıklamalarından sonra Gülen “Hayır değilim” diyememiş.
28 Şubat döneminde FETÖ ile birlikte hareket eden dönemin Sabah gazetesi 4 Nisan 1998 tarihli nüshasında Gülen'in "İddiayı temiz vicdanlara havale ediyorum" dediğini yazmış.
İŞTE SABAH'DA YER ALAN O HABER:
İslami çevrelere yakınlığıyla bilinen ve bir dönem Erbakan'ın danışmanlığını yapıp, Refahyol döneminde Hoca'nın isteği üzerine "Türkiye'de Batı tipi laiklik nasıl uygulanmalı?" başlıklı bir rapor hazırlayan Aytunç Altındal'ın 18 Mart'ta Cumhuriyet'te yayınlanan "Papa'nın 'Gizli' Kardinalleri" başlıklı yazısı büyük bir tartışma başlattı.
Diyalog, hoşgörü...
Altındal, yazısında Papa II. John Paul'ün 16 Nisan 1995'te St. Peter Meydanı'nda yaptığı konuşmada, siyasal haklar edinmek için silahlı mücadele veren örgütleri dile getirdiğine dikkat çekerek, bu konuşmanın ardından Türkiye'de bazı çevrelerin "PKK diyalog istiyor" yolunda açıklamalar yaptığını belirtti. Aytunç Altındal şöyle diyordu:
"1995'ten bu yana Türkiye'de 'diyalog'la yatıp 'hoşgörü'yle kalkanlar, ne hikmetse tıpkı Vatikan ağzıyla konuşarak terörist bir örgütle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni 'diyalog ve hoşgörü' yutturmacasıyla, kendi deyimleriyle, 'diplomatik' görüşmelerde bulunmak üzere, eşit taraflar olarak 'diyalog masası'na oturtmaya uğraştılar."
Gizli hizmet
Altındal yazısının devamında, Papa'nın Şubat ayında 20 kardinal atadığını, bunlara ek olarak iki "in pectore" yani "gizli" kardinal atandığını belirtti. Bu durumu "Yıllardır Vatikan'in 'gizli' hizmetinde çalışan ve fakat kendi ülkesinde kimliğini gizleyen başka dine mensup iki kişi şu anda Vatikan'da kardinal yapılmış bulunuyorlar" diye açıklayan Altındal, Papa dahil sadece 7 kişinin isimlerini bildiği bu iki gizli kardinalden birinin Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki bir din adamı olduğunun tahmin edildiğini belirti. Altındal, diğer kişi için de "Ortadoğu'dan Müslüman bir lider, kral ve veya bir din adamı mıdır?" diye sordu.
"Provokasyon"
İşte bu soru üzerine bazı çevreler "Ortadoğu'daki kardinalin Fethullah Gülen olduğu" iddiasını ortaya attılar. İddia bir süre sonra bir derginin kapağına taşındı. Dergi, kardinal atanmak için Katolik ve rahip olma zorunluluğu olduğunu belirterek, Aytunç Altındal'ın yazısını "Fethullah Gülen'i kurtarma provokasyonu" olarak yorumladı. Vatikan'ın resmi gazetesi sayılan Sao Paolo'nun redaksiyon ekibinden birinin "Müslüman bir kişinin kardinal atanması kesinlikle söz konusu değildir" sözlerine de yer veren dergide, söz konusu ikinci kardinalin Afrikalı olduğunun tahmin edildiği kaydedildi.
Dergi, Aytunç Altındal'ın yazısını, "Gülen'in bölgede ılımlı İslam'ı yayma çalışmasının üstünü örtme ve Gülen'in tasfiyesini isteyen Genelkurmay'ın önünü kesme çabası" olarak yorumladı.
Dergi, Gülen çevresinin Altındal'ın yazısı üzerine "Genelkurmay o kadar düşmanca davranıyor ki, Hocaefendi'yi Hıristiyan ilan ettiler propagandası başlattığını" da yazdı ve gayenin "Gülen'e uluslararası dokunulmazlık kazandırmak" olduğunu belirtti.
FETÖ LİDERİNİ FEHMİ KORU SAVUNUYOR
İddialar bu hafta bir dergide daha gündeme gelince dün Fethullah Gülen, kendisine yakınlığıyla bilinen Zaman Gazetesi'nde, Fehmi Koru'nun Taha Kıvanç takma adıyla yazdığı köşede cevap verdi: "Benim Müslüman olduğuma herkes şahit ve bugün ülkede bazılarınca Müslümanlığım sorgulanıyor. Hayatımın 60 yıllık en açık gerçeğine rağmen, böyle bir iddiada bulunmanın veya bunu ciddiye almanın ne ile bağdaşabileceğini temiz vicdanlara havale ediyorum."
Koru da iddianın bir "Komplo" olduğunu öne sürdü.”
FETÖ KORU'YA EV Mİ ALDI?
Uzun yıllar FETÖ lideri ile birlikte olan ve bir dönem Zaman gazetesi Genel Müdürlüğü de yapan Hüseyin Gülerce önceki gün CNN Türk'te Fetullah Gülen'in gazeteci Fehmi Koru'ya ev aldığını iddia etti.
Gülerce, Gülen ile konuşmasını şöyle anlattı: "Bana mesafe koyduğu dönemlerde ' Hüseyin bey biliyorsunuz Fehmi beye daire aldık. Sizin de kızınıza burs verdik.' deyince başımdan kaynar su döküldü.
Gülerce, Gülen ile konuşmasını şöyle anlattı: "Bana mesafe koyduğu dönemlerde ' Hüseyin bey biliyorsunuz Fehmi beye daire aldık. Sizin de kızınıza burs verdik.' deyince başımdan kaynar su döküldü. Çünkü benim kızım mastera gitmişti. Kızım New Jersey'e gidince kızımdan haberi oldu. Ben üzerinde durmadığını düşünüyordum. Ben Yalova'ya dönerken 'Sizin burada kızınız vardı Hüseyin bey ne yaptılar' dedi. 'Bitirdi efendim beraber dönüyoruz' dedim. 'Dönmesin kalsın burada master yapsın' dedi. Bu üslubu bana karşı hiç kullanmadı. Emir kipinde. Öyle bir niyetimiz yok bizim. Beni ikna etmek için hemen ardından 'biliyorsunuz Hüseyin Bey benim telif kazançlarım var. Ben ailenizin bir büyüğü olarak size yardımcı olmak istiyorum' dedi. Sizi tam bağlıyor. Kendisine mecbur ediyor. Fakat Fehmi beye daire almakla niye ikisini birden söylüyor. Fehmi bey de tam olarak tanımıyor. Bana göre bir oyuna geldi. Bir oyalama taktiğiydi. Fehmi bey de ilk kez dinliyor. Böyle bir adam olduğunu bildiğini sanmıyorum. Hala darbeyi savunur bir hali var. Yaptı mı, yapmadı mı? ama şimdi darbeyi yiyorlar. İtiraflardan belli onların yaptığı Fehmi beyin böyle yapması üzüyor beni."
