Hastalıklar ilaçlar ve tedavileri sistemleştirdi

Hastalıklar ilaçlar ve tedavileri sistemleştirdi
Haber Tarihi : 16 Aralık 2015 08:29:12
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

İbn-î Sinâ’nın büyüklük ve otoritesini yalnız dostları değil, düşmanları da kabul etmişti. El-Ķânûn fi’t tıb’ın Latince bir neşrinde (Pavia 1510) yer alan kapak resminde İbn Sînâ’yı ortada bir tahtta, Hipokrat ve Galen’i de onun iki yanında otururken tasvir edilmesi, onun tıp ilmindeki gücünün nasıl değerlendirildiğinin bir göstergesiydi.

Büyük bir filozof olduğu kadar ünlü bir hekim olan İbn Sînâ, bu alandaki eserleriyle İslâm dünyasıyla birlikte Avrupa tıp geleneğini de derinden etkilemiştir. Onun Batı'daki etkisinin XVII. yüzyıla kadar sürdüğü ve eski Yunan tıp otoriteleri olan Hipokrat ile Galen'in şöhretini gölgede bıraktığı kabul edilmektedir (Carra de Vaux, s. 131 vd.; Ullmann, s. 152-156). El-Ķânûn fi't tıb'ın Latince bir neşrinde (Pavia 1510) yer alan kapak resmi, onun tıp ilmindeki otoritesinin nasıl değerlendirildiğinin bir göstergesidir; zira resim İbn Sînâ'yı ortada bir tahtta, Hipokrat ve Galen'i de onun iki yanında otururken tasvir etmektedir.

İslâm dünyasında kendisinden sonra gelen İbnü'n-Nefîs ve Hacı Paşa gibi Müslüman tabipler hakkında “devrin İbn Sînâ'sı” tabirinin kullanılmış olması, bu otoritenin İslâm dünyasında da devam ettiğini göstermektedir.

Ebü'l-Kâsım ez-Zehrâvî, Bîrûnî, Bîmâristân-ı Adudî hekimlerinden Ebü'l-Ferec İbnü't-Tayyib ve Ali b. Îsâ el-Kehhâl gibi tıp adamlarının çağdaşı olan İbn Sînâ'nın tıp eğitimi hakkında, talebesi Ebû Ubeyd el-Cûzcânî'ye yazdırdığı hayat hikâyesinde bazı bilgiler yer almaktadır. Buna göre, evde aldığı özel derslerle önce matematik ve astronomi öğrenen İbn Sînâ daha sonra tıp kitaplarını okumaya yönelmiş, kısa süre içinde bu alanda temayüz edecek bir birikime sahip olmuştur. Belli bir teorik öğrenimden sonra hastaları tedavi etmeye başlayan İbn Sînâ genç yaşta klinik tecrübesini de geliştirmiştir (İbnü'l-Kıftî, s. 413-414; İbn Ebû Usaybia, II, 2-3). Hayat hikâyesinde belirtilmemekle birlikte İbn Sînâ'nın tıp ilmindeki hocalarının Ebû Sehl Îsâ b. Yahyâ el-Mesîhî ile Buhara'da Sâmânîler'in saray hekimi Ebû Mansûr Hasan b. Nûh el-Kumrî olduğu tahmin edilmektedir (Ullmann, s. 147, 151).

Onun bir hekim olarak şöhrete kavuşması, Sâmânî Hükümdarı Nûh b. Mansûr'u tedavi etmesiyle gerçekleşmiştir. Bütün hekimlerin âciz kalması üzerine saraya İbn Sînâ davet edilmiş ve tedavinin sonucundan memnun kalan hükümdar kendisine saray kütüphanesinden istifade etme izni vermiştir.

Tıp alanında 40'a yakın eser yazdı

İbn Sînâ'nın tıbba dair yazdığı diğer kitaplar hem genel hem de özel konulara tahsis edilmiştir. Sayıları kırka yaklaşan bu eserlerin en meşhuru el-Urcûze fi't-tıb adlı manzumedir. Esrârü'l-cimâ, el-Edviyetü'l-ķalbiyye, el-Faśd, kolik olarak bilinen hastalık hakkındaki el-Ķûlenc (kendisi de bu hastalıktan ölmüştür), el-Hamr, Ĥıfžu's-sıĥĥa, el-Bevl, el-Ağziye ve'l-edviye ve Urcûze fî esbâbi'l-hummeyât gibi eserlerinden de istifade edildiği anlaşılmaktadır.

Yüzlerce yıl el-Ķânûn fi't-tıb kadar sistematik eser yazılamadı

İbn Sînâ'nın kendisine ulaşan dağınık vaziyetteki Helenistik, Bizans ve Süryânî tıp literatürünü derleme, sistemleştirme ve şahsî gözlem verileriyle güncelleştirmede gösterdiği başarı el-Ķānûn fi't-tıb'da ortaya konmuş olup filozofun tevarüs ettiği tıp birikimi bu eser sayesinde tutarlı ve kapsamlı bir tıp sistemine dönüşmüştür. Kitabın diğer eserler karşısındaki başarısı da onun bu sistematik ve ansiklopedik özelliğine bağlanmaktadır. Kitapta temellendirilen tıp sistemi esas itibariyle Galenci'dir; fakat İbn Sînâ'nın kaleminde sistem oldukça değiştirilmiş ve geliştirilmiş, son şekliyle bir otorite fikri doğurmuştur; esere el-Ķānûn fi't-tıb adının verilmiş olması da bu izlenimin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.

Ancak kitabın İslâm dünyasının batısında eleştiriye mâruz kaldığı da bilinmektedir. Endülüs'te Ebü'l-Alâ İbn Zühr, el-Ķānûn fi't-tıbb'ın basit ilâçları konu alan ikinci kitabı hakkında bir eleştiri yazmıştır. İbn Zühr, Iraklı bir tüccar sayesinde nüshalarından birini elde ettiği eseri inceleyince onu hatalı bularak sayfaların kenarındaki kısımları reçete yazmak için kullanmıştır. Ancak onun bu davranışı, daha sonra Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin hekimi Hibetullah b. Cümey‘ el-İsrâilî tarafından haksız bulunmuştur. Buna göre eserin çağın diğer tıp eserlerinde görülmeyen bir kapsama sahip olduğu ortadadır ve ilmî otoritesi bazı hatalarını mâzur gösterecek büyüklüktedir (Encyclopedia of the History of Arabic Science, III, 925-926).

El-Külliyyât” (tıbbın genel ilkeleri)

el-Ķānûn fi't-tıb beş kitaptan meydana gelmektedir. Birinci kitap “el-Külliyyât” (tıbbın genel ilkeleri) başlığını taşımaktadır ve eserin teorik yoğunluğu en fazla olan bölümüdür; bu bölüm üzerine İslâm dünyasında çok sayıda şerh yazılmıştır. Dört bölümden oluşan birinci kitapta anâsır-ı erbaa, ahlât-ı erbaa, mizaç teorisi, anatomi, fizyolojik fonksiyonlar ve bunların tıptaki ruh (pneuma) kavramıyla ilişkisi ele alınmaktadır. İkinci bölüm genel olarak patolojik belirtiler, üçüncüsü hıfzıssıhha hakkındadır. Dördüncü bölümde tedavi şekilleri sıralanmakta ve bunlar üzerinde ayrıntılı biçimde durulmaktadır.

Eserin ikinci kitabı drogların (müfred devâlar: materia medica) tabii özellikleri ve türlerine dairdir. İbn Sînâ bu kitapta çoğu bitkisel olmak üzere 800'e yakın ilâcın listesini vermektedir. Üçüncü kitap hastalık çeşitlerini ele alır. Dördüncü kitap belli organlara has olmayan hastalıkları konu edinir. Ateşli hastalıklar, bunların seyri ve tedavisinin yanı sıra abseler, ortopedik problemler, zehirlenmeler, yaralanmalar vb. bu kitapta ele alınmaktadır. Beşinci kitap ise çeşitli ilâç terkipleri ve bunların tıbbî uygulanış şekilleri hakkındadır. Burada zikredilen mürekkep ilâçlar 650'yi bulmaktadır (DSB, XV, 498-499; EIr., III, 94).

Yarın akli ilimler (Fî Aķsâmi'l-ulûmi'l-aķliyye)