HDP’liler PKK komiserine hesap veriyor

HDP’liler PKK komiserine hesap veriyor
Haber Tarihi : 11 Eylül 2015 05:12:15
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

HDP’nin kendine başka, devlete başka, halka başka davrandığını söyleyen GENAR Başkanı İhsan Aktaş, “Ortada bir çift kişilik karakter zaafı var” dedi

Yeni Söz / Haber Merkezi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi ziyareti ile ilgili tespitlerini Yeni Söz'e aktaran Aktaş, HDP'lilerin yaptıkları her şeyin hesabını hazır ol vaziyette PKK/KCK'nın il komiserlerine verdiğini, bu yüzden bağımsız hareket etme kabiliyetlerinin olmadığını söyledi.

HALK PKK'YA DESTEK VERMEDİ

İhsan Aktaş, PKK'nın ‘devrimci halk savaşı' stratejisi yürüterek şehirlerde çatışma başlatıp, halk arasında büyük infial meydana getirmek istediğini, ancak halkın buna destek vermediğini belirtti.

Halk desteğini arkasına alıp, şehirleri âdeta polisin askerin giremeyeceği hâle getirmeyi planladılar, ancak halk PKK'ya destek vermeyince ses getirecek eylemlere ve gerilla savaşlarına yöneldiklerini dile getiren GENAR Başkanı Aktaş, 20-30 yıl önce, bölge halkının teröre destek verdiği dönemlerde Kürtlerin büyük acıları ve hak ihlalleri vardı. Şimdi ise, bölgedeki insanlar günlük hayatlarını normal yaşıyor. Baskı yok, zulüm yok, hak ihlali yok. Dolayısıyla PKK'nın bu dönemki terör faaliyeti başlatması kendi iradesiyle değil, dış etkenlerledir” dedi.

SÖZDE HÂKİM HDP'LİLERİ YARGILIYOR

Osman Baydemir'in kendi belediyesinde çalışan iki müstahdem tarafından sözde yargılmaaya tabi tutulmasını hatırlatan Aktaş, Osman Baydemir'in kendi çalışanı iki hizmetliye hesap vermesi örneğinde olduğu üzere HDP'lilerinde PKK/KCK'nın emirlerine aykırı davranışlarında il komiserlerine hesap verdiklerini söyledi.

HDP ÇOK KİŞİLİKLİ

Bunlar sosyal medyada insan hakları, özgürlük falan filan şeklinde çok güzel serenat yapıyorlar diyen GENAR Başkanı İhsan Aktaş, “Ben, kendi iç yapılanmasında, kendi içyapısına karşı özgür olamayan bir hareketin özgürleşemeyeceği, demokrasiye ayak uyduramayacağını düşünüyorum. Kişinin özgürlük talebine, önce kendi iç gurubunda karşılık bulması gerekir. Kendi içinde baskı uygulayarak dışa karşı demokrat bir tavır takınmaya çalışmak komik bir durum. Böyle şeyler, insanı birkaç kişilikli yapar. Kendine karşı başka, devlete karşı başka, halka karşı başka. Çift kişilik karakter zaafıdır. Böyle çok yüzlü olma durumu da şuan HDP'nin içinde bulunduğu durumdur. Halka karşı demokratlar fakat PKK ile olan ilişkilerinde emir komuta zincirine bağlı bir tutum içerisindeler” dedi.

HDP EMİR KOMUTA ZİNCİRİNE BAĞLI

“Şuan HDP'nin içinde bulunduğu durumdur” diyen Aktaş, Halka karşı demokratlar fakat PKK ile olan ilişkilerinde emir komuta zincirine bağlı bir tutum içerisindeler. Ben bölgede vatandaşımızla da konuştum. Özellikle merak ettiğim sorulardan bir tanesi şuydu: Bağımsız bir HDP mümkün mü, kendini terörden sıyırmış ve terör örgütüyle rekabet edebilecek bir HDP var mı?

Bölgedeki gezilerim sırasında, bölge insanı HDP'nin ciddi bir şekilde terör örgütüne bağlı olduğundan bahsetti. Böyle bir gücünün, bölge bir tavır koyma imkânının olmadığını söylediler. 80 vekil değil, 550 vekil alsa bile HDP'nin bölge illerinde PKK'nın dışında bir uygulamaya gidemeyeceğini söylediler.

80 VEKİL PKK'YI ENDİŞENDİRDİ

Seçimlerden sonra HDP'nin siyasi bir başarı ortaya koymuş olması, terör örgütünü endişelendirdi. ‘Acaba gücümüzde zayıflama mı olur' diye bir korku oluştu.

PKK'nın kendi yayın organı ‘Özgür Gündem'de yer alan “Siyasi parti bir çözüm sağlayamadı, siyasetin altında bir başarı yok, devrimci halk savaşını başlatmalıyız” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Aktaş, “PKK kendi iradesinden ziyade uluslararası güçlerin arzu ve yardımıyla, hükümeti suçlayan bir tavır içinde. Nihayetinde ‘çözüm süreci'ni bir defa görmüş vatandaşların da bu işin tekrar olacağına dair bir inançları var” diye konuştu.

ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR

PKK'NIN KİRLİ İLİŞKİLERİNİ

“HDP, PKK'nın uluslararası örgütlerle arasındaki ilişkiyi örtbas etmek için sokakta hükümet karşıtı eylemler yaptığını dile getiren Aktaş, “Bu kargaşada vatandaş bunu satır satır bilmeyebilir. Fakat bölge halkı hissiyat olarak bu terörün kendileri adına yapılmadığının farkında” dedi.

 2 PKK'lı işçi Baydemir'i böyle yargılanmıştı

 Şimdi HDP milletvekili olan Osman Baydemir, BDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 2011'de iki belediye işçisince sözde KCK mahkemesinde yargılanmıştı. Mecliste bülbül gibi şakışan Baydemir, iki işçisinin huzurunda utanmadan ayakta hazır ol vaziyetinde beklemiş, terör örgütü mensuplarının sorularını cevaplamıştı. Osman Baydemir, KCK mahkemesi tarafından yargılandığı binaya giriş ve çıkışındaki görüntüler daha sonra ele geçirilmişti.

Baydemir'i, 2008'de Öcalan'a özgürlük için yapılan eylemlere yeterince destek vermediği gerekçesiyle KCK'ın sözde savcı olarak görevlendirdiği belediye işçisi Ümit A. ile sözde hâkim olarak görevlendirdiği belediye işçisi Seda A.C.'nin yargıladığı iddia edilmişti. Buna ilişkin ses kayıtları da basında yer almıştı.

Sorgulamada Seda A.C., Baydemir'in 'suçlu olduğunu' şu sözlerle dile getiriyor: "Örgüt, hukuk karşısında sorumlu oldukları bilinmesine rağmen görevini ihmal ettiği ve takındığı bilinçli tutum gereği kesin çıkarma bölümüne giren maddesi gereği uygulamaya gidilmiştir." Karar üzerine belediyede temizlik işçisi olarak çalışan Ümit A., Belediye Başkanı Baydemir'e, "30 gün içerisinde reddetme hakkınız var." diyor. Baydemir ise, "Benim açımdan itiraz da etmeyeceğim." cevabını veriyor. Sorgulamada şu konuşmalar geçiyor:

Osman Baydemir: Bu manada taşımamız gereken sorumluluğu taşımadığımız kanaatine mi varılmış?

Seda A.C.: Bize intikal eden dosya bu.

Ümit A.: Öncü misyonu olan arkadaşlarımız bu konuda 3-4 kat daha duyarlı olmak zorundadır.

Seda A.C.: Senin hukukçuluğun benzer olduğu belli bir duruş geldiği nokta, eylem beni dehşete düşürdü.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, terör örgütü PKK'yı da kapsayan KCK'nın sözde mahkemesi tarafından yargılandığının iddia edildiği ses kaydını yalanlamıştı. Baydemir, "İddia edildiği gibi bu hiçbir zaman parti dışındaki bir oluşum tarafından herhangi bir konuda sorgulandığım hususları doğru değildir. Beni sorguladığı iddia edilen şahısların isimlerini basından duydum. Fakat bu şahısları tanımıyorum. Bu iddialar yalan olduğu gibi şahsıma yönelik de bir hakarettir. Doğal olarak partime karşı sorumluluklarım vardır. Bu doğrultuda yaptığım faaliyetlerden dolayı disipline sevk edilmem mümkündür. Fakat bugüne kadar da çok şükür partim tarafından disipline de sevk edilmedim." demişti. Geçen yıl basına yansıyan ses kaydında şu konuşmalar geçiyor:

Seda A. C.: Örgüt, hukuk karşısında sorumlu oldukları bilinmesine rağmen görevini ihmal ettiği ve takındığı bilinçli tutum gereği kesin çıkarma bölümüne giren maddesi gereği uygulamaya gidilmiştir.

Ümit A.: 30 günde reddetme hakkınız var.

Baydemir: Benim açımdan itiraz da etmeyeceğim.

Baydemir: Bu manada taşımamız gereken sorumluluğu taşımadığımız kanaatine mi varılmış?

Seda A. C.: Bize intikal eden dosya bu.

Ümit A.: Öncü misyonu olan arkadaşlarımız bu konuda 3-4 kat daha duyarlı olmak zorundadır. Biraz biz pratik görevlilerini daha böyle dikkatli açısından böyle bir kararın uygun olacağını düşündük.

Seda A. C.: Senin hukukçuluğun benzer olduğu belli bir duruş geldiği nokta, eylem beni dehşete düşürdü.

 Baydemir: Pek çok kararınızın bana göre olmaması lazım. Topluma yansıdığına bak, işte böyle denilmesi lazım, bu karar topluma yansıdığında öyle bir şey olmayacaktır.

 Ümit A.: Size aktarılmıştı. Bu hareketin bir hukuku var. Bu halkın sizinle bir hukuku olacak. Sonuçta sizin sorumluluklarınız olacak, yerine getirmeniz gereken birtakım vasıflar olacak.

Seda A. C.: Bu konuda vicdanı rahatsız edecek bir karar aldığımızı düşünmüyoruz.