İbn-i Sina kimdir?

İbn-i Sina kimdir?
Haber Tarihi : 13 Aralık 2015 04:08:09
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

İnsanlığa ve bilme hizmet eden İslam âlimlerini tanıtmaya devam ediyoruz. Dünyada ilk göz ameliyatı, balıklardan elektrik elde edip felçlilere fizik tedavi uygulayan, kanseri tanımlayıp tedavi eden ve eserleri Avrupa üniversitelerinde hâlen ders olarak okutulan büyük İslam âlimi İbn-i Sinâ ne yazık ki ülkemizde hak ettiği değeri henüz görebilmiş değil. İbn-i Sina 14 yaşında müderris olmuş bir Türk.

Ailesi Belh´ten gelerek Buhara´ya yerleşmişti. İbni Sinâ, babası Abdullah, maliyeye ait bir görevle Afşan´da bulunduğu zaman dünyaya geldi. Olağanüstü bir zekâ sahibi olduğu için daha 10 yaşındayken Kur an-ı Kerim i ezberledi. 18 yaşında çağının bütün ilimlerini öğrendi. 57 yaşındayken Hemedan´da öldüğü zaman 150´den fazla eser bıraktı. Eserleri Latince ye ve Almanca ya çevrilmiş, tıp, kimya ve felsefe alanında Avrupa ya ışık vermiştir. Onu Latinler Avicenna adıyla anarlar ve eski Yunan bilgi ve felsefesinin aktarıcısı olarak görürler.

İbn-i Sina (Farsça:  ابن سینا; tam adı: Abû Alî al-Ḥusayn ibn Abd Allah ibn Al-Hasan ibn Ali ibn Sînâ'dır. Özbekistan'ın Buhara şehri yakınlarındaki Afşana köyünde Hicri 370 Miladi 980 yılında dünyaya gelmiş ve İran'ın Hamedan şehrinde 427 Hicri, Miladi 1037 tarihinde vefat etmiştir. Tıp ve Felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200'ün üzerinde kitap yazdığı kaydedilmektedir. Batılılarca, Orta Çağ Modern Biliminin kurucusu ve hekimlerin önderi olarak bilinir ve "Büyük Üstad" ismi ile tanınır. Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak süre gelen El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap Avrupa üniversitelerinde hâlen tıp biliminde temel eserlerinden biri olarak okutulmaktadır.

Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sina, babasından, ünlü bilgin Natili'den ve İsmail Zahit'ten ders aldı. Geometri (özellikle Öklid geometrisi), mantık, fıkıh, sarf, nahiv, tıp ve tabiat bilimi üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin eserleri aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince çalışmalarına 997'yılında kabul edildiği  Samanoğulları Saray Kütüphanesi'nde devam etti. Babası ölünce, Cür-can'da Şirazlı Ebu Muhammed'ten destek gördü. Tıp Kanunu'nu Cürcan'da yazdı. Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu bilginlerinin eserlerini tetkîk etti.

El Bîrunî'nin öğrencisi

İbni Sinâ, daha çocukluğunda, çevresini hayrete düşüren bir zekâ ve hafıza örneği göstermiştir. Küçük yaşta çağının bütün, ilimlerini öğrenmişti. Gündüz ve gece okumakla vakit geçirir, mum ışığında saatlerce, çoğu zaman sabahlara kadar çalışırdı. Pek az uyurdu.

Buhara Emiri Nuh İbni Mansur u ağır bir hastalıktan kurtardı ve bu yüzden de Samanoğulları Sarayı'nın kütüphanesinde çalışma iznini aldı. Bu sayede pek çok eseri elinin altında bulduğu için vaktini kitap okumak ve yazmakla geçirdi. Hükümdar öldüğü zaman o, henüz yirmi yaşındaydı ve Buhârâ'dan ayrılarak Harzem e gitti: EI-Bîrûni gibi büyük bir şöhret ve değerin, onun çalışkanlığına, bilgisine değer vermesi, kendisini yanına kabul etmesi, beraber çalışması, hakkında kıskançlığa yol açtı. Bu yüzden takibata bile uğradı.

Harzem´de barınamayarak yeniden yollara düştü. Şehirden şehre dolaşarak nihayet Hemedan´a kadar geldi ve orada kalmaya karar verdi. İbni Sînâ, çoğu fizik, astronomi ve felsefeyle ilgili olarak 150 civarında eser yazmıştı. Farsça olan birkaçı dışında bunların hepsi Arapça dır. Çünkü o devirde ilim eserlerini Arap diliyle yazmak büyük bir öneme sahipti. Arapça'ya bilim dili bakımdan büyük değer verilirdi. Bilhassa tıp ilmine dair araştırmaları son derece orijinal ve doğrudur. Bu yüzden doğu ve batı hekimliğine kelimenin tam anlamıyla, 600 yıl, hükmetmiştir.

Eserleri Batı dillerine Latince yoluyla çevrilerek Avicenna diye şöhrete ulaşan İbni Sinâ, yanlış olarak bir süre Avrupa´da İranlı hekim ve filozof olarak tanınmıştır. Bunun da sebebi, eserlerini Türkçe yazmamış olmasındandır... Bununla beraber, batılılar da kendisini Hêkim-i Tıb, yani hekimlerin piri ve hükümdarı olarak kabul etmişlerdir. 16 yaşındayken pratik hekimliğe başlayan İbni Sinâ, resmî saray doktorluğu da yapmıştır.

Yarın: Mikrobu ilk keşfeden bilim adamı İbn-i Sînâ