VF kat sol
VF kat sağ

Kara propaganda yapan gazetecilerin fiyatı nedir?

Kara propaganda yapan gazetecilerin fiyatı nedir?
Haber Tarihi : 13 Ekim 2015 06:00:23
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Erem Şentürk'ün Diriliş Postası'nda kaleme aldığı 'Kara propaganda yapan gazetecilerin fiyatı nedir?' başlıklı yazısı.

En çok kullanılan yafta; Satılık gazete­ci. İddia şöyle: gazeteci­ler kalemlerini satıyor­lar ve parayla haber ya­zıyorlar.

Peki! Kaç pa­ra alıyorlar? Çalıştıkları gazeteden aldıkları ma­aşın dışında o gazeteci­yi satın alan taraf para­yı nasıl ödüyor? Haber başına mı? Tercümanla­rın yaptığı gibi kelime sayarak mı? Belirli bir sürede ne kadar yazar­sa yazsın sa­bit ücret­le mi yoksa pro­je ba­şına mı?

Hepsi olabilir ya da hiç biri ol­mayabilir. Bilmiyorum. Ama işler böyle yürümüyormuş. İlk aklımıza gelen bu seçenekler en az rastlanan satın alma yollarıymış.

En çok kullanılan ga­zeteci satın alma yahut kiralama yöntemi dolay­lı bir iş bağlantısı üze­rinden yapılan gazete­cilikle alakası olmayan farklı iş kollarında öde­me yöntemiymiş. O ka­dar dolaylı ki çoğu za­man gazetecinin kendi­si bile farkında olmuyor. Nereden biliyorum?

Dün gazeteye gitme­den önce bir gazeteci ar­kadaşımla yaptığım gö­rüşmede dank etti ka­fam. Ben de yeni öğrendiğim için anlatırken acemilik yapabilirim ko­nuyu eksik anlatabilirim kusuruma bakmayın.

11 Ekim Pazar. Gü­neşli de bir kafedeyiz. Selamlaşma ve hal hatır faslından sonra konuya giriyoruz çünkü gaze­te de yetiştirmek zorun­da olduğum sayfalar be­ni beklediğinden "ace­lem var" dedim. "Kral Selman'a suikast ol­muş zehirlemişler dar­be yapacaklarmış" habe­ri aslında Kral Selman akli dengesini yitirmiş onu saklamak için yapı­lan bir numaraymış diye uzun uzun anlatıyor.

O anda aklıma dank ediyor. Beni, Kral Selma'nın delirdiğine ikna etmek için çırpınırken gazeteci arkadaşımın se­si kısılıyor ve ben onu dinlermiş gibi yaparken; İran İsrail ve Mısır üç­geninin planlarını düşü­nüyorum. İsrail bu kadar düşer bilirim ama İran'a daha çok yakıştırıyo­rum bu palavrayı. Tür­kiye'ye yakın politika­lar izlemesi ve başından beri İran'ın desteklediği kral adayına rakip olma­sını hatırlıyorum. Fakat bu zırvayı anlatan kemik Kemalist bir adam. İran ne üzerinden bağlantı kurdu acaba diye düşü­nüyorum. Sonunda lafı­nı bitiriyor ve lütfeder-miş gibi "bu haberi sana vereyim" diyor.

Ne kazanacağım ben bundan diyorum. Anah­tar lafı ağzından kaçı­rıyor: "O işler öyle ol­maz" Sana bir organi­zasyon ayarlarız diyor. Geri kalanını yazmama gerek yok. Kahvenin pa­rasını ödedim ve kapı da vedalaşırken dedim ki; "Ben şimdi gazete­ye gidiyorum. Bu konu­şulanları aynen yazaca­ğım. Konunun seninle alakası yok üzerine alın­ma. Ben bu haberi yay­maya çalışanlara yaza­cağım. Bir daha yanıma yöreme senin gibi biri­ni yollarlarsa onların da adım haberleri olsun"

Gazeteye geldiğimde erken davrandığım için pişman oldum. Keşke parayı sorsaydım. (Refikimiz Diriliş Postası'ndan)