Mutlu ve başarılı çocuk yetiştirme usulleri

Mutlu ve başarılı çocuk yetiştirme usulleri
Haber Tarihi : 12 Eylül 2015 05:56:48
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Çocuk eğitiminde önemli olan yanlış yapıp sonra onu düzeltmek değil, önemli olan baştan itibaren yanlış yapmamaktır

Çocuk eğitiminde önemli olan yanlış yapıp sonra onu düzeltmek değil, önemli olan baştan itibaren yanlış yapmamaktır. Yanlış yapmamak için de bilmek gerekir. İşte size çocuk yetiştirmede doğru ve yanlışlar.

Anne baba çocuğun gözünde itibar kaybettikçe, tesir gücünü kaybeder. Çocuğuna söz geçiremeyen anne babalar, itibar kaybetmiş anne babalardır.

Dikkat edilmesi gereken ‘Doğru' ve ‘Yanlışlar'

  • Eşini çocuğunun yanında aşağılayan bir eş, çocuğuna tesir gücünü kaybeder. Eşler birbirlerine itibar ettikçe çocuk da anne babasına itibar eder.
  • Çocuk, annesinin kıymetini babasının ona değer vermesiyle öğrenir. Eşine değer vermeyen baba, bir süre sonra çocuğunun gözünde kendi değerini yitirir.
  • Cezalandırmak, çocuğu aşağılamaktır. Aşağılanmışlık hissi, kişilik gelişiminin önündeki en büyük engeldir.
  • Kişilik bozuklarının neredeyse tamamına yakını çocukluk döneminde yaşanılan olumsuz anılardan oluşmaktadır.
  • Affedilmiş çocuk, affedici olur. Affı bilmeyen çocuk ise cezalandırıcı olur. Çocuğunuzu affedin ki affetmeyi öğrensin.
  • Bir anne babanın çocuğuna en büyük iyiliği onun yavaşlığını korumak; vereceği en büyük zarar da onu acele ettirmektir.
  • Algısı açık olsun diye çocuk fıtraten yavaş yaratılmıştır. Bu yavaşlığa paralel hareket etmek gerekir. Örneğin konuşmalar tane tane, dokunuşlar yumuşak, yedirme ve içirmeler yavaş olmalıdır.
  • Bir çocuğa verilebilecek en ağır ceza, onu yok kabul edip onunla konuşmamak ve ona karşı küsmektir.
  • Saldırganlık psikolojisi aşağılanmışlık hissinin dışa vurmuş halidir. Aşağılanan çocuk saldırgan, saygı duyulan çocuk ise problem çözen olur.
  • Duygusal yoksunluk yaşayan ve sürekli aşağılanan çocuk, yılışık davranışlar içerisine girer.
  • Cezalandırmak, çocuğu aşağılamaktır. Aşağılanmışlık hissi kişilik gelişiminin önündeki en büyük engeldir.
  • Aşağılanmış çocuklar potansiyel şiddet uygulayıcısıdır. Çocuğu aşağılamanın en incitici yolu onu kalabalıklar içinde cezalandırmaktır.
  • Çocuğa ne söylediğinden daha çok, nasıl söylediği daha önemlidir. Anne babalar çocuğa karşı üslubuna dikkat etmelidir.
  • Çocuklarda bağımlılık bir doyamama halidir. Çok ilgilenilen değil, ihmal edilen çocuk anne baba bağımlısı olur.
  • Narsist (kendini beğenen) anne babaların çocuklarında duyarsızlık; kibir sahibi anne babaların çocuklarında ikiyüzlülük; gösteriş hastalığı olan anne babaların çocuklarında da kişilik bozukluğu görülür.
  • Çocuğa mükâfat ile iş yaptırmayı değil, beklentisiz yaşamayı öğretmek gerekir. Beklentisiz yaşayanlar kişilik sahibi olurlar.
  • Çocuğun kusurlarının sürekli söylenmesi hayâ perdesinin yırtılmasına neden olur. Kusur gören değil, örten olmak gerekir.  Yapılan yaramazlıklar, her yaramazlık esnasında değil de, uygun bir zaman ve zeminde, uygun bir üslupla dile getirilmelidir.
  • Baskı altında çocuk yetiştirmek, çocuğun heves ve neşesini yok eder, onu tembelliğe iter.
  • Anne babanın duyarsız bakışlarına maruz kalan duyarlı bir çocuk tırnaklarını yemeye, ellerini ovuşturmaya başlar.
  • Hiperaktif (hızlı hareket eden) çocukların birçoğu baskı ve şiddet gören veya ihmale uğrayan çocuklardır.
  • Ceza alan çocuk ceza vermeyi öğrenir. Ceza ile terbiye olmuş kişilerin ilk cezalandıracağı kişi eşi ve çocukları olmaktadır.
  • Çocuğa zeki olduğunu söylemek onu tembelliğe iterken, karakaşlım, prensesim, yakışıklım gibi ifadeler de şımartır.
  • Eşyaya nüfuz edebilen çocuk güçlü bir ruha sahip olur. Oyuncak sayısı arttıkça çocuğun eşyaya nüfuz etmesi azalır, dikkat dağınıklığı artar.
  • Çocuğa sürekli; akıl veren, koruyan, araya girip müdahale eden olmamak gerekir. Çok konuşmak algıda zayıflığı duyarsızlığı meydana getirir.
  • Çocuğu şımartmamak gerekir. Şımartılmış çocuk ya ilgisiz ya da sevgisiz kalmış çocuktur.
  • Yetişkin yoruldukça yavaşlar, çocuk yoruldukça hızlanır. Hızlanan çocuk agresifleşir ve etrafına zarar verir hale gelir.
  • Çocuğun en mutlu olduğu anlar, davranışlarının denetlenmediği ve kendisi gibi olmasına izin verildiği anlardır.
  • Kendisini değerli hissetmeyen çocuğun çocukluk hatıraları oluşmaz. Hatırlanmayan çocukluk yılları çoğu defa değersizlik hissindendir.
  • Ulaşılması zor hedefler koymak çocuğu hırs ve agresifliğe sevk eder. Önemli olan hedefe azimle adım adım yürümesini öğretmektir.  
  • Çocuğa hırs ile değil, azim ile başarı kazanmayı öğretmek gerekir. Hırs, başarıyı getirse de ruhu bozar.