Orduda skandal terfi
Milat yazarı Seyfi Uzunkök bugünkü köşesinde TSK'daki skandal terfiyi yazdı.
İşte Seyfi Uzunkök'ün köşesinde yayınladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev alan Sami Başkaya'nın mektubu:
BİZE KUMPAS KURULDUTSK'da görev almış Sami BAŞKAYA
bir mektup gönderdi…
noktasına virgülüne dokunmadan yayımlıyorum…
Buyurun:
*
“Bilen ve takip edenler hatırlayacaktır. Bilmeyenler için hatırlatıyorum. KIBRIS ‘ ta Alay Komutanı olan Mustafa Serdar SEVGİLİ adında bir Kurmay Albay, esas duruşta bekleyen bir Astsubaya hakaretler eşliğinde saldırmış, tekme tokat döverek, hastanelik etmişti. Assubay da 16 gün iş göremez raporu almış, fakat doktora baskı yaparak rapora, sebebi bilinmeyen darp yazdırılmıştı. Ondan sonra da Sn. Selçuk İÇER bu konuyu hep gündem de tutarak, kamu oyuna ve ulusal basına taşınmasında büyük emek verdi. Baskı ve şantajla darp edilen Assubayı şikayetten vaz geçirdikten sonra da Sn. İÇER hakkında bir ceza olmak üzere iki dava açtı, açtırıldı. Ama her iki davadan da, Sn. Selçuk İÇER beraat etti.
Tüm bu edepsizliklere rağmen adı geçen Albay, Tuğgeneral yapıldı. Ben de bu terfii protesto ederek, TCK 129 madde kapsamında olan, ağır eleştiri, sarsıcı ve şok edici nitelikte ifade özgürlüğü çerçevesinde, o Şura'da bulunanlara hitaben bir yazı yazmıştım.
Yazdık yazmasına da başımıza gelmeyen kalmadı. Cumhuriyet tarihinde bir ilk olan ve aşağıda adı yazılı kişiler, dava açılması için hakkımda şikayette bulundular.
SUÇ : KAMU GÖREVLİLERİNE HAKARET
DAVALI : Sami BAŞKAYA
DAVACILAR :
İddianame de yazılı şekliyle, bahse konu yazıyı yukarı da adı geçen kişilere mail ve posta yoluyla gönderdiğim iddia ediliyordu. Fakat öyle bir şey yoktu. Ayrıca yazıda geçen bazı ifadelerin de değiştirilmiş olduğunu gördüm.
Ben de iddianamede atılı suçu işlemediğimi, şikayetçi olan bazı isimlerin, o tarihte şu an gösterilen görevlerde olmadığını söyledim.
Mesela, Sn. Ahmet DAVUTOĞLU, o tarihte Dışişleri Bakanıydı. Ayrıca, Kamil BAŞOĞLU, Adem HUDUTİ, Abdullah RECEP ve Abidin ÜNAL Korgeneralken o şurada Orgeneralliğe yükseltilmişti. Çok basit bir incele ile IP numarasından gönderilen mail adresi kolayca tespit edilebilecekken neden yapılmadığını söylediğimiz halde, hakkımızda dava açıldı.
Çünkü, iddianame dönemin Genel Kurmay Başkanı Necdet ÖZEL ‘ in emriyle yine dönemin Gen. Kur. Adli Müşaviri Muharrem KÖSE tarafından hazırlanmıştı. Emir büyük yerden olunca savcı da iddianameyi olduğu gibi kabul edip 02 Aralık 2014 tarihinde davayı açtı. O tarihten sonra duruşmalara katıldık. Beşinci duruşma da haklılığımız ispatlandı. Yazının sayfamdan alınarak bazı bölümlerinin değiştirildiği ve Amerika dan iki ayrı adresten gönderildiği tespit edildi. Yalnız, o tarihlerde Amerika da olup olmadığımın araştırılması için duruşma 14 Haziran 2016 tarihine ertelenmişti.
Davanın tam manasıyla bir kumpas olduğu alenen ortaya çıktı.
Bakın, iddianameyi hazırlayan dönemin Genel Kurmay Adli Müşaviri Muharrem KÖSE, Darbe Planını hazırlayanların en başında olmakla suçlanıp tutuklandı.
Orgeneral Akın ÖZTÜRK, darbenin baş planlayıcısı olmakla suçlanıp tutuklandı.
2 nci Ordu K. Adem HUDUTİ, geleceğin Genel Kurmay Başkanı adayları arasında gösteriliyordu. O da tutuklandı.
Bu davada Genel Kurmay Başkanının özel Avukatı ve diğer
Generallerin de savunmasını üstlenen Avukat Sönmez AHİ kaçak. Darbenin planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle, hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
En önemlisi de, bütün bunlara sebep olan kişi Mustafa Serdar SEVGİLİ, Darbe gecesi 2 nci Ordu Komutanını bir Albayla tutuklamaya giden, Ordu Komutanının adamları tarafından etkisiz hale getirilip silahı alınan General. O da darbe suçundan tutuklandı. TSK de darp ve şiddet uygulayan bir Albayın terfi etmesi mümkün değilken, M. Serdar SEVGİLİ neden bu kadar cüretkarmış açığa çıktı.
Eşim ve oğlum her duruşmanın olduğu gün büyük bir endişe ve korkuyla sonucu beklediler. Her ertelemeden sonra, hem endişeleri hem de korkuları arttı. Şikayetçilere bakınca elbette haklıydılar. Ama ben asla endişeye kapılmadım. Sadece eşim ve oğluma bu zulmü yaşattıklarından dolayı üzüldüm. Çünkü, beraat edeceğimden zerre şüphem yoktu. Fakat kumpası da bildiğim için, ceza verilebileceği ihtimalini de göz önünde tutarak, hep şunu söyledim, Bu kumpas davasından alacağım ceza, ŞEREF MADALYAM olur.
Tüm bunlardan sonra, davanın atılı olduğu 17 Ekim 2016 tarihinde toptan düşeceğine inanıyorum. Ondan sonra da başta Necdet ÖZEL olmak üzere, bu kumpasın için de olan herkesle hukuk içinde mücadele başlatacağım. Yaptıkları zulmün hesabını tek tek soracağım. Allah onları kendi zulümlerinde boğacak..
Selamlarımla.."
