Paralel yapı deşifresi devam ediyor

Paralel yapı deşifresi devam ediyor
Haber Tarihi : 07 Eylül 2015 07:53:24
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Fetullah Gülen'in eski sağ kolu Latif Erdoğan, Paralel yapıyı deşifre etmeye devam ediyor.

Erdoğan, Yeni Akit'teki yazısında Akın İpek'in Paralel Yapı içerisindeki macerasını anlattı.

İşte Latif Erdoğan'ın çok tartışılan o yazısı

 ‘Önce hakka dönmenin sonra da batıla rücu etmenin tipik bir örneğidir o. Sosyete bir ailenin çocuğudur. Ruhunu, kalbini, aklını, vicdanını günahın her çeşidiyle kirletmiş, sonra hidayete ererek hakikati bulmuş; fakat hakikatin cazibesinden çok vesilenin düşük amperine kapıldığından, hidayet döneminin onun üzerindeki onarımı çok eksik kalmış, eski günlerinin özlemi nefsini çelince de amelde irtidata meyilli hale gelmiş; fakat içinde bulunduğu ortamın baskısıyla meyillerini açığa dökememiş; gecesi başka gündüzü başka hayatın çelişkiler yumağında dolanmış durmuş; ortam uygun hale gelince de ikilemden kurtulup aslına dönmüş, yani batılı yaşadığı günlere rücu etmiştir. ‘

Yalnız bir farkla, eskiden günah işlediğinde vicdanı onu rahatsız ederken, şimdi vicdanı da rahattır. Çünkü işlenen günahlar yüce ve yüksek bir dava uğruna; hem de mesih ya da mehdi kabul ettiği liderinin emriyle, onayıyla yapılmaktadır. Hem böylesi bir hayatı yaşayan sadece kendisi de değildir. Cemaatin gözdeleri, elit tabakası da aynı yaşam tarzını benimsemiş, yaşanılan" mütrefin hayatı" idealize edilmiştir.

Zenginliğin bağımlısı oldular

Sıra, cemaat içinde bu hayata direnç gösterip karşı çıkacakların dünyevilik zehriyle zehirlenmesine gelmiş, bunda da çok ciddi bir engelle karşılaşılmamıştır. Önde gelenlere hediye adı altında pahalı dünya nimetleri tattırılmış, sonra da bu insanlar söz konusu hayatın bağımlıları olmuşlardır.

Medyası ruh halini gösteriyor

Bunun onlara kazandırdığı, emr-i bilmaruf nehy-i anil münker kurumunun devre dışı bırakılması ve batılı yaymanın önündeki bütün engellerin kalkmasıdır. Karşı direnç gösterme potansiyelindeki kişiler de, zaten çeşitli bahaneler ve iftiralarla elimize edilmiş ve dinle irtibatı sadece söylemden ibaret yeni bir yapı oluşturulmuştur. Bahse konu kişinin önemi biraz da bu ikinci hale dönüşümün öncülerinden olmasıdır. Sahibi göründüğü medya kuruluşlarının hali pür melali dediklerimizin doğruluğunu kanıtlayan somut belgelerdir..

 Sıradan bir esnafken milyarder oldu

Bu kadar zengin oluşu da bir muamma, gizemli bir bilmecedir onun. On sene kadar öncesinde sıradan bir esnafken, şimdilerde milyarlarca doları bulunan büyük bir iş adamıdır. Rivayete göre, meczubu bulunduğu hocasının bir duasıdır onu bu kadar kısa sürede bu kadar büyük zengin yapan. Zengin olması için dua etmiş, o da zengin olmuştur. Kazanla aldığını çay kaşığı ile dağıtan bu zengin adam, himmet toplantılarının kıssa kahramanıdır artık. Diğer zenginlere de bu öğütlenir. Duasını alırsanız hocamızın siz de onun gibi bir anda zengin olursunuz denilir.

Bankalarda birikmiş himmet  paraları

Halbuki, hocalarının bu kerameti de, diğer kerametlerinde olduğu gibi tamamen teknolojiktir. Bankalarda birikmiş himmet paraları kendisi için dua edilene aktarılmış o da zenginleşmiştir. Bana da dua edilsin ben de onun gibi zengin olayım diye himmet yapanların beklentileri ise, icabet saatine denk gelmediği için olsa gerek hep hüsranla neticelenmiştir..

İslam içinde kundakçılık yapıyorlar

Artık onun temsil ettiği misyonun İslam içinde kundakçılık yapmak için tesis edilen Dırar mescidinden ve bu mescidin müdavimlerinden farkı yok. Vatanını ve milletini, bu vatan ve milletin en imansız, en amansız düşmanlarına peşkeş çeken zihniyetin Kâbe ile, Mecid-i Nebevi ile, tertemiz insanların inşa ettikleri takva üzere kurulmuş Kuba misali mescitlerle ne ilgisi olabilir. Nasıl ki, Cenab-ı Hak, kelami emriyle Dırar mescidinin yıkılmasına ve orada asla namaz kılınmamasına emir vermiştir; tekvini emriyle de sizin temsil etmekte olduğunuz misyonun yıkılmasını emretmiş; ve aranızda bulunmayı saf, duru, nezih kullarına yasaklamıştır. Bundan böyle hep gördüğünüz ve göreceğiniz bunlar olacaktır. Biz şimdi Tebük'teyiz; dönüşte görüşürüz..

 Artık size kimse inanmayacak!

Dönüşümüz, inşallah 1 Kasım'da olacak. Biliyoruz ki, bizi dipdiri, ayakta görmek sizi hiç hoşnut etmeyecek. Ve yine biliyoruz ki, geldiğimizde özürler dileyecek, mazeretler üreteceksiniz. Halbuki yakın geçmişe ait tecrübelerimiz, sizin bütün dediklerinizde yalancı olduğunuzu bundan böyle de öyle olacağınızı bize haber verip durmaktadır. Size kesinlikle inanmayacak; bundan böyle hiçbir kutsal çalışmada sizi aramıza almayacağız.