VF kat sol
VF kat sağ

Sağlık çalışanları, Anneler Günü'nü kaybettikleri meslektaşlarının burukluğuyla yaşayacak

Sağlık çalışanları, Anneler Günü'nü kaybettikleri meslektaşlarının burukluğuyla yaşayacak
Haber Tarihi : 09 May 2021 12:13:53
Son Güncelleme Tarihi : 08 May 2021 12:25:19

Sağlık çalışanı anneler, Anneler Günü'nü yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede kaybettikleri meslektaşlarının ve hastalarının bıraktığı hüzünle buruk şekilde kutluyor.

Tüm sağlık personeli, dünyayı çok kısa sürede etkisi altına alan salgına karşı verilen mücadelede seferberlik ruhuyla çalışırken, bir taraftan da bu savaşta kaybettikleri meslektaşlarının acısını yüreklerinde taşıyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği'nde görevli İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Deniz Sevindik Günay da Anneler Günü'nün sevincini buruk şekilde yaşayan isimlerden sadece biri.

3,5 yaşında bir çocuğu bulunan Günay, AA muhabirine zorluklarla geçen bir yılı anlatırken, süreci "Son 1 yıl, başlarda ne kadar kendi canımızdan, evlatlarımızın canından korkmuş olsak da bir süre sonra bir sürü annenin de hayatını kurtarmış olmanın verdiği gurur ama bir yandan kaybettiğimiz sağlık çalışanı annelerin üzüntüsüyle beraber alıştığımız bir süreç oldu." diyerek özetledi.

Günay, bu süreçte mutluluğu ve hüznü bir arada yaşadıklarını, kaybettikleri hastalarla meslektaşlarının acısını yüreklerinde taşıdıklarını ama bir taraftan da hayat kurtarmanın mutluluğunu hissettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Çocuklarımız da bir şekilde başta 'Anne, baba sen ölecek misin?' sorularıyla başlayıp, şimdi 'Annem, babam hayat kurtarıyor.' düşüncesine kadar geldi. Zor geçti, zor geçiyor. Ama bir yandan da bizi mutlu eden, taburcu ettiğimiz her anneyle her hastayla mutlu olduğumuz tarafları da var. İş yoğun geçer, hastalarınız kafanızdadır, kaybettiklerinizin yası vardır, eve gidersiniz, çocuklarımız bizim için o durumda 'Bak hayat devam ediyor, hadi.' diyen şey oluyor aslında. Tutunacak bir dal oluyor."

- "Çocuğum 'Bugün kovid baktın mı?' diye soruyor"

Uzman Doktor Günay, işten eve gittiğinde çocuğunun kendisine önce "Bugün kovid baktın mı?" diye sorduğunu belirterek, "Baktıysam direkt sarılmıyoruz. Öperken kafamda hep 'Taşıyor muyum, bulaştırıyor muyum?' diye bir şüphe var. Rahat rahat sarılmak isterdim bu dönemde." dedi.

Aşının önemine de değinen Günay, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Herkese aşıyı, kesinlikle asparagas haberlere inanmayıp vaktinde, zamanında, sırası geldiğinde olmasını öneririm. Aşı olmak, bir insan, bir hayat, bulaştırmayacağınız bir kişi demek. Aşı olmanın böyle bir önemi de var. Kapmazsam bulaştırmam, bulaştırmazsam başka hayatlar yok olmaz gibi. Şu dönemde sadece çok şükür diyorum. Birçok sağlık çalışanı annemizi kaybetmişken sadece çok şükür diyebilirim. Temennim, umarım biter, hepimiz bir an önce kurtuluruz."

- "Son 1 yıldır bizim için saatler bile geçmiyor"

Kovid-19 ile mücadele en ön saflarda yer alan isimlerden biri olan SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kovid Enfeksiyon Servisi Sorumlu Hemşiresi Neslihan Bilge Işık da sağlık çalışanı olmasının yanı sıra henüz 2 yaşına gelmemiş minik bir kalbin de annesi.

Son 1 yıldır çok zorluklar yaşadıklarını, çok fazla yorulduklarını dile getiren Işık, "Ama işimizi yapmanın verdiği vicdan da güzel bir şey. Günün sonunda 'Ben bunu başarıyla yapabildim, bu insana faydalı oldum.' diyebilmek güzel bir şey. Günün sonunda vicdanımızı rahatlatıp çıkabiliyorsak bizim için en büyük mutluluk bu. Bütün zorlukları unutabiliyoruz. 16 yıldır çalışıyorum, son 1 yıldır yorulduğum kadar yorulduğumu hiç hissetmedim. Günler akıp geçmişti ama son 1 yıldır bizim için saatler bile geçmiyor. Ama bitecek, geçecek inşallah. Halkımızın da desteğiyle hepsinin üstesinden geleceğiz." ifadelerini kullandı.

Hemşire Işık, Kovid-19 başladığında çocuğunun henüz 8 aylık olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Henüz daha 2 yaşına gelmedi. Mesela benim çocuğum sarılmayı bilmiyor. Çünkü öğrenemedi. Eve gidiyoruz duşa gidiyoruz, temizleniyoruz, ondan sonra yine de sarılamıyoruz, korkuyoruz. Bütün gün hastalar, insanlar içerisinde olduğumuz için sarılmayı bilmiyor açıkçası. Bu zor bir durum, kabullenmek de zor bir durum. Biz sağlık çalışanları olarak artık sevdiklerimize sarılmak istiyoruz. Anneler Günü değil, her gün sarılmak istiyoruz. Anneler Günü bizim için tabii ki daha özel. Benim çocuğum yanımda ama çocuğu yanında olmayan çok arkadaşım var. Çocuklarını aylarca göremeyen çok arkadaşım var. Biz artık sevdiklerimize sarılmak, onlara dokunmak, vakit geçirmek istiyoruz. İnşallah bir an önce bu zorlu süreç biter, tabii alnımızın akıyla, elimizden gelen her şeyi yaparak bu süreci bitirmek istiyoruz."