Seçim yayın yasakları başladı

Seçim yayın yasakları başladı
Haber Tarihi : 06 Haziran 2015 06:24:02
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Seçim yayın yasakları başladı

Şark Meselesi başlıklı yazılarımızda hep bir iddia dillendirdik;Şark Meselesi paradigmasının ana mihveri Türk ve İslam düşmanlığıdır,diye..

Bu yazıda,söz konusu iddiamızı temellendirecek birkaç örnek anlatalım.

* * *

Yer ve zaman,meşhur Lozan anlaşmasının yapıldığı yer ve zamandır.

Haim Naum,Lozan'da Türk murahhhaslar heyetinin müşaviri olarak bulunmaktadır.Bu sıfatla, görüşmelerin kritik bir safhasında, karşı taraftakilerin oluşturduğu heyete bir konuşma yapar ve ilginç bir taahhütte bulunur:

"Siz Türkiye'nin mülki istiklalini kabul ediniz.Onlara, ben, İslamiyet'i ve İslam'ın bayraktarlığı vasfını ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum!"

Kazım Karabekir Paşa da hatıralarında,Haim Naum'un Batılılara "Türkler'in İslami bünyesini değiştirerek,Protestanlığı kabul etmelerinin kolaylaştırılacağını" taahhüt ettiğini anlatmaktadır.

Bu taahhüdün içeriği kadar,hatta belki de ondan daha da fazla önemli olan, sıfatı sadece müşavir olan birinin böyle büyük bir sözü hangi yetki ile ve neye güvenerek verebildiğidir.

Lozan anlaşmasından sonra,İngiliz Avam Kamarası'nda "Türkler'in istiklalini ne için tanıdınız?" diye yükselen itirazlara,Lord Gürzon şu cevabı verir:

"İşte,asıl bundan sonradır ki Türkler,bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır.Zira, biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz!"

Şİmdi şifreleri biraz açalım;

Protestanlık; Anglikan Kilisesi üzerinden,neredeyse, İngiltere'nin milli dinidir.

Haim Naum;bir yahudidir,aynı zamanda Hahambaşıdır.Lozan'da İsmet İnönü'nün,İzmir İktisat Kongresi'nde Atatürk'ün yanındadır.

Lord Gürzon da bir yahudidir.

90 yıldır, "İslam'ın bayraktarlığı vasfını" terketmemiz,"ılımlı İslam" diye yutturulmaya çalışılan protestanlığı benimsememiz,"maneviyat ve ruh cephelerimizden öldürülmemiz"için yapılanlar ise apaçık ortadadır.

* * *

Şimdi, biraz daha geriye gidelim.

Tarih 13 Nisan 1909.Rumi takvime göre,31 Mart 1325.

İttihat Terakki ve İngiliz gizli servisinin perde gerisinden organize ettikleri ayaklanmayı  güya bastırmak için yine İttihat Terakki tarafından Selanik'ten askeri bir kuvvet yola çıkarılır.İçindekiler ve başındakilerle ilginç bir kuvvettir,meşhur Hareket Ordusu.

Komutanı, İttihatçı Mahmud Şevket Paşa'dır.Kendisi yüksek masondur ve Alliance Israelite Universelle (Evrensel Yahudi Birliği) okulunda öğrenim görmüştür.

Hareket Ordusu birliklerini oluşturan askerlerin çoğu; Ermeni,Rum,Yahudi,Bulgar,vd.gayri müslimlerden olup, Yılmaz Öztuna'nın belirttiği gibi,"ipten,kazıktan kurtulmuş,eşkiya cümlesinden kimseler" idi.

Hareket Ordusu'nda ayrıca bir de gönüllü Musevi Taburu vardı.

Tıpkı Çanakkale'de bize karşı savaşmaya gelmiş gönüllü Siyon Katır Birliği gibi..

İsyan bastırılır.Fakat asıl mesele isyan değildir.Hedef,halife/sultan cennetmekan Abdülhamid Han'dır.Hedef,Osmanlı'dır.Hedef,İslam Birliği'dir.Hedef,Osmanlı coğrafyasının işgal ve parçalanmasının önünü açmaktır.

Neticede,sultan Abdülhamid Han "Hal" edilir ve yine ilginçtir,Selanik'e sürgüne gönderilir.

Sultan hazretleri,hadiseyi çok kısa ve net olarak şöyle özetler:"Bir Türk padişahına, 33 sene bu makamda bulunmuş İslam halifesine hal kararını bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?"

"Hal" kararını Sultan'a ileten heyet şu isimlerden oluşmaktadır: Yahudi Emanuel Karasu, Ermeni Komitecisi Aram Efendi, Arnavud Es'ad Toptani Paşa ve Gürcü Ârif Hikmet Paşa.

Şark Meselesi'ne artık Yahudi ve Ermeni unsurlarının da dahil olduğu veya görünür hale geldiği bir aşamadır bu..

Bundan sonrası, artık,Osmanlı'nın parçalanmasıdır...

* * *

Günümüzden bir örnekle yazımızı noktalayalım.

Tarih,1996.Rahmetli Prof.Dr.Necmettin Erbakan Türkiye'nin Başbakanı.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Warren Christopher  imzası ile, ABD`nin Türkiye Büyükelçiliği dahil bir çok kurumuna ABD hükümeti tarafından bir kripto/mesaj gönderiliyor. İşte, 1996 tarihli bu kriptoda yazan maddeler:

"1- Türk Hükümeti`nin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan`ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı'dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindeyiz...

2- Kanaatimizce Türkiye`nin İran, Irak, Libya, Nijerya, Suudi Arabistan ile bağlarını kuvvetlendirme amaçlı mevcut tutumu bizim (ABD'nin) milli menfaatlerimize aykırıdır, düşmancadır.

3- Doğru Yol Partisi, Erbakan`ın İslami söylem ve taahhütlerini ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre kendisinin Refah Partisi ile koalisyonu verimsiz görünmektedir.(...)

4- Türkiye, Birleşik Devletler'in anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir. Onun bu pozisyonunu gerçekleştirmek ve sürdürmekteki başarımız, milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk Askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarfetmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konudaki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz."

 Erbakan Hoca, belgenin  15 Ekim 1996`da İslam Konferansı Örgütü`nü Çırağan Sarayı`nda toplayıp, daha güçlü bir birliğin kurulmasına karar vermelerinden sadece 15 gün sonra yayınlandığını da vurguluyor.

Kripto belge yoruma gerek bırakmayacak kadar açık.Yorumlanması gereken ise,o dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Çevik Bir'in emekli olduktan sonra,2002 yılında İsrailli stratejist Martin Sherman ile bir Amerikan dergisine yazdıkları makaledeki şu satırlardır:

"Anayasa'dan aldığı yetkiyle Türkiye'de Kemal Atatürk'ün laik cumhuriyet mirasını korumakla yükümlü ordu Erbakan'a açıkça dedi ki;ülkenin yüzünü İslam'a dönmesini ve İsrail-Türkiye ilişkilerinin tehlikeye atılmasını izlemeyeceğiz.Erbakan kontrol altında tutuldu.Türkiye ve İsrail,MGK baskısıyla İslamcı Erbakan istifasını sundu."

Hoşgörünüze sığınarak ve konunun önemine binaen biraz daha devam edelim efendim...