Sözüm sürecine son veren üçgen: HDP-PKK-KCK

Sözüm sürecine son veren üçgen: HDP-PKK-KCK
Haber Tarihi : 11 Eylül 2015 05:50:49
Son Güncelleme Tarihi : 00 00 0000 00:00:00

Çözüm süreci 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılmıştı

Kürtler için özgürlük, geniş politik ve kültürel haklar, anadilde eğitim gibi birçok konuda özgürlük getiren çözüm süreci HDP-PKK ve KCK tarafından baltalanıyor.

AK Parti tarafından yapılan çalışmalarda birçok konuda çözüm süreci için önemli adımlar atıldı.Terörün gündemden çıkartılarak sorunların demokratik yollarla çözülmesi için başlatılan reformlar, PKK-KCK'nın terör eylemleri ve HDP'nin açıklamaları ile sonuçsuz kaldı. Haziran ayında yapılan genel seçim öncesinde başlayan ve ardından devam eden tartışmaların dozu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, açıklamaları ile yükseltti. Çatışmasızlık süreci PKK-KCK'nın eylemleri ve HDP yöneticilerinin açıklamaları ile askıya alındı.

Hakkari ve Dağlıca saldırıları

Bölücü terör örgütü PKK'nın Hakkari Dağlıca ve Iğdır'da düzenlediği bombalı saldırılara HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın sessiz kalması eleştirilere neden oldu.

Kandil, HDP ve İmralı arasında 7 Haziran seçimi öncesinde başlayan ve seçimlerden sonra artarak devam eden tartışmalar incelendiğinde, süreçle ilgili Abdullah Öcalan ya da HDP kanadından gelen olumlu açıklamaların terör örgütünün merkezi olan Kandil tarafından açığa düşürüldüğü görülüyor.

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 7 Haziran genel seçiminin yapıldığı gün sonuçların netleşmeye başladığı saatlerdeki açıklamasında, "Bizim aldığımız oyların bize emanet edilen oylar olduğu gerçeğini çok iyi biliyoruz ve hiç aklımızdan çıkartmayacağız. Emanet oy veren bütün yurttaşlarımıza bunun teminatını veriyoruz" ifadesini kullandı.

İlk tartışma "emanet oy"dan

Önder'in bu açıklaması, HDP ile Kandil arasında "emanet oy" tartışmasına neden oldu.

KCK terör örgütü elebaşılarından Mustafa Karasu, katıldığı bir canlı yayında bu açıklamayı eleştirerek, "Emanet oylar falan yoktur. HDP'liler de bunu yanlış değerlendiriyor. Bazıları HDP'nin barajı aşması için oy vermiş olabilir. Bu emanet değildir. Öyle emanet oylardan falan bahsetmemek gerekir.HDP seçime ilkeleriyle girdi ve HDP'nin ilkeleri oy kazandı" yorumunda bulundu.

‘Çatışmasızlık" nasıl sona erdi?'

Çözüm Süreci ile başlayan "çatışmasızlık dönemi", yerel seçimlerden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge illerinde terör örgütü yandaşlarının artan eylemleri nedeniyle sekteye uğradı. Sürece zarar veren bu eylemler, "çatışmasızlığın" nasıl sona erdiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.

HDP- PKK ve KCK, şiddet ve terör eylemlerini tırmandırarak, Çözüm Süreci'nin dondurulmasına neden oldu.HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çağrısı üzerine 6-7 Ekim 2014'te çıkan Kobani olaylarında 50'yi aşkın kişinin ölmesi, TBMM'den 2014'te çıkarılan tezkere sonrasında bölücü terör örgütü PKK'nın yöneticilerinden Cemil Bayık'ın, "Meclisten geçen tezekere savaş ilanıdır" demesi ve çektikleri bütün birlikleri geri gönderdiklerini açıklaması, terör olaylarıyla birlikte yeniden ölümlerin ve şehit haberlerinin gelmesine neden oldu.

KCK ateşkesi bitirdiğini açıkladı

KCK'dan 11 Temmuz'da yapılan açıklamada, "ateşkesin" bittiği, bölgedeki baraj ve baraj yapımında kullanılan araçların, PKK'nın hedefinde olacağını vurgulandı. Bu açıklamanın ardından Demirtaş, KCK'nın tümüyle bir ateşkesin bitmesi durumundan söz etmediğini, açıklamayı, "ateşkesi ihlal eden askeri baraj, askeri yol yapımlarının durması gerektiği, durmazsa buna karşı misilleme eylemleri yapacakları şeklinde" okuduğunu aktardı. Demirtaş, aynı açıklamasında, aklı başında her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının, Çözüm Süreci'ne destek vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Suruç ve Şanlıurfa saldırıları

Suruç'ta, 20 Temmuz'da DAEŞ tarafından düzenlenen saldırıda 32 kişi hayatını kaybetti. Bu terör saldırısının ardından Demirtaş, "Halkımız, siyasi kurumlarımız, sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek örgütleri gibi bütün toplumsal yapılar kendi güvenlik tedbirlerini de geliştirmelidir" diyerek yeni bir tartışma başlattı.

Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar'ın 22 Temmuz'da evlerinde şehit edilmesi üzerine PKK'ya bütün siyasi partiler tarafından birlikte tepki gösterilmesi yönünde çağrılar yapıldı.

Saldırılarını devam ettiren PKK teröristleri , Adana'da Ethem Türkben isimli vatandaşı, hamile eşi ve 3 çocuğunun gözleri önünde DAEŞ protestoları sırasında öldürdü.

PKK tarafından 23 Temmuz'da Diyarbakır'da trafik polislerine saldırı düzenlendi. Aynı gün Kilis'in Elbeyli ilçesinde bulunan Dağ Hudut Karakolu'na Suriye tarafındaki DAEŞ militanları tarafından ateş açıldı. Saldırıda Astsubay Yalçın Nane şehit oldu.

Türkiye, tüm bu terör olaylarının ardından 24 Temmuz'da Suriye ve Kuzey Irak'a eş zamanlı operasyon başlattı. Olaylarda çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi. Terör örgütü PKK'nın güvenlik güçlerine silahlı saldırılar düzenlemesi üzerine gerçekleştirilen operasyonlarda aralarında Selahattin Demirtaş'ın kardeşi Nurettin Demirtaş'ın da bulunduğu pek çok teröristin yaralandığı tespit edildi.

Özerklik ilanları

Doğu'da bazı yerleşim yerlerinde sözde özerklik ilan edilmesi üzerine, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 20 Ağustos'ta ise İsveç'e giderek İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström ile görüştü. Demirtaş, 27 Ağustos'ta ise Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ile Viyana'da bir araya geldi, 28 Ağustos'ta HDP'nin düzenlediği mitinge katıldı. Demirtaş'ın bu süreçteki diğer bir yurt dışı ziyareti 29 Ağustos'ta Hollanda'ya oldu. Demirtaş Lahey kentinde HDP'nin düzenlediği programda konuştu. Demirtaş'ın konuşmasının ardından önce Dağlıca'da 16 asker, daha sonra Iğdır'da 13 polis şehit oldu.