09 Aralık 2018

10 Aralık 1915: Mustafa Kemal Paşa’nın Hariciye Nazırı Halil Bey’i Makamında Ziyaret Etmesi

10 Aralık 1915: Mustafa Kemal Paşa'nın Hariciye Nazırı Halil Bey'i Makamında Ziyaret Etmesi

Atatürk'ün Gelibolu'dan İstanbul'a gelişi 10 Aralık 1915 gününe rastlar.14 Ocak 1916 günü de yeni atandığı Edirne'deki kolordu komutanlığı görevine gitmek üzere İstanbul'dan ayrılır.

Mustafa Kemal Bey 10 Aralık 1915 günü  İstanbul'da  Hariciye Nazırı Halil Bey'i makamında ziyaret ederek ona da görüşlerini anlatmaya çalışır. Halil Bey'in anılarına almadığı bu görüşmeyi Atatürk, ‘Büyük Gazinin Hatırat Sayfaları' adı altında yayınlanmış  hatıralarında şöyle anlatır: O devrin haleti ruhiyesini anlatmak için Ricali Osmaniyeden büyük bir insanı  da bu vesile ile yadedeyim: Arıburnu ve Anafartaları yapmış bir kumandanım. Memlekete bir hizmette bulunmuştum. O hareketle  bilhassa payitahti kurtarmıştım. Osmanlı rical-i mühimmesini ziyaret ediyordum. Yaşanan hadiseler itibariyle bu ziyaretleri daha mühim bir vazife hissinin sevkiyle yapıyordum. İlim, fen ve sanat konusunda, memleketim ve milletim için hayat memat konusu arzeden düşüncelerim vardı. Başta bulunanlara onları söylemek istiyordum. Hariciye Nazırı muhteremini de görmek, kendisiyle konuşmakta fayda olur itikadına saptım.

Randevu günü müsteşar muavininin makamında Nazır ile görüşmek için bekledim.Fakat intizar epey uzun sürdü. Nazır, benden sonra gelenleri dahi içeri aldı. Hariciye Nazırı manasız ziyaretleri kabul etmekle meşguldu.

İçeri girince “Eğer lutfeder de beni bir saniye  dinlerseniz minnettar olurum.” dedim. “Lutfen Efendim” buyurdular. Devam ettim: “Beyefendi, vaziyet sizin gördüğünüz gibi parlak değildir. Hakikati konuşmaktan korkmayınız. Hakikat sizin dedikleriniz değil, benim dediklerimdir.

Hariciye Nazırı çok sert ve ciddi bir tavırla şu mukabelede bulundu: Bize dediler ki Arıburnu ve Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal. Hizmet etti, bunun için zatialinizi hüsn-ü kabul etmek istemiştim. Fakat bugün bana bahsettiğiniz şeylerin başka manada olduğunu hisseder gibi oluyorum. Beyefendi, mübahase muhatabı ben değilim. Bu tenkidatı Başkumandanlığa ve Erkanı Harbiyesi'ne iletiniz. (Menteşe,1986:58-59)