17 Mart 2018

17 Mart'ta aslında ne oldu?

17 Mart 1944: Varlık Vergisi'nin Tasfiyesine İlişkin Yasa Yürürlüğe Girdi.

Bir ırkçı uygulama olarak tarihe geçen ve Türkiye'yi medeni Dünyanın gözünde küçük düşüren Varlık Vergisi uygulaması, bir dönemin zihin dünyasının dışa yansımasından ibaretti. Milli Şef olarak Türkiye'nin 1940'lı yıllarının yönetimine damga vuran İsmet İnönü, o günlerde Nazi Almanya'sını çok beğeniyor ve bu doğrultuda Türkiye'de nazi politikaları uygulamaya çalışıyordu

Şeflik Rejiminin devrin güçlü devleti Nazi Almanya'sının tesirinde giriştiği bu uygulama; Türkiye'yi bir anda dünyanın gündemine getirmiş, sabıkalı ülkeler konumuna sokmuştu.

İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte azınlıklara duyulan resmî güvensizlik had safhaya çıkmıştı. Eski aile kayıtları araştırılıyor, kimin Yahudi menşeli olduğu bulunmaya çalışılıyordu.

Bazı yorumculara göre Varlık Vergisi, Milli Şef Rejimi'nin dış politika sahasında sürdürdüğü bir ‘denge oyunu'ndan doğmuş bir uygulamaydı.

Yabancı araştırmacılara göre ise bu uygulama, Şef Devri'nin ırkçı icraatlarının bir parçasıydı. Hugh Paulton'göre: “1941 yılında Hitler Almanya'sı ile yapılan anlaşmanın da bu kanunun çıkmasında önemli hissesi vardı.” (Paulton,1999:138)                   

1942 yılının Kasım ayında kabul edilen Varlık Vergisi Kanunu esas olarak tüccarlardan, istisnai olarak çiftçi ve esnaflardan bir defaya mahsus olmak üzere alınacak bir servet vergisi niteliğindeydi.Verginin miktarı hususi olarak kurulan komisyonlarca tespit edilmişti.

Mükelleflerin tespit edilen miktara itiraz hakları yoktu ve vergilerini bir ay içinde ödemeyenler önce kamplara alınmış, daha sonra çalışma yükümlülüğüne tabi tutulmak üzere Aşkale'ye sevkedilmişti.Bu ağır şartlarda tahsil edilen verginin yarıdan fazlası azınlıklarca ödendi.

Prof. Dr Şükrü Karatepe'ye göre;“Vergi, azınlıkları hedef alan haksız bir uygulama olarak tarihe geçti.” (Karatepe,1993:81)                   

Dönemin Maliye Müfettişlerinden Cahit Kayra, bu olayı Hatıralarında şöyle anlatır: “Dükkanının ondüle kepenklerini yağlayan bir garibana ‘Yağ Tüccarı' olarak büyük vergiler yüklenmişti. Vergiyi ödeyemeyenler Aşkale'ye gönderilmişti.” (Kayra,1995:107)

İşadamı Saffet Ulusoy da yaşananları yakından gözleyen şahıslardan biridir.İkinci Dünya Savaşı yıllarında hazineye kaynak oluşturmak için uygulanan Varlık Vergisi, büyük tepki çekmişti.Vergisini ödemeyenlerin Kop Dağı'nda yol yapımında  çalıştırıldığını hatırlıyorum. (Ulusoy,2005:178)

1943 yılının Ocak ayının en soğuk ve dondurucu günleri Varlık Vergisi borcunu ödeyemeyen mükelleflerin Aşkale'ye gönderildiği günler olarak tarihe geçti.

O kadar ki “Aşkale'ye gönderilenlerin feci vaziyetleri Türkiye'yi aşarak dünyayı hayretler içersinde bırakmıştı.” (Akandere,1998:202)