24 May 2015

18 MİLYON DOLARLIK 'KRİMİNAL HİMMET'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün farklı yöntemlerle iş adamlarını haraca bağladığı malum. Kimini siyasetçilere kurulan porno tuzağına benzer bir tuzakla, kimini de iş ve işlemlerindeki hukuksuzluklarla kafese alan örgüt, sermaye dünyasında bu yolla milyarlarca lira himmet topladı.

Birkaç gün evvel Konya merkezli gerçekleştirilen operasyonla, örgütün taa ABD'ye uzanan himmet ağına dair önemli bir adım atılmış oldu.

Fetullahçı örgütün insicamını bozacak en önemli operasyonlardan birinin bu olduğundan kuşmuk yok. Örgütü şu an için ayakta tutan en önemli olgu, finansal yapısı. Menfaate dayalı ilişkiler yumağı, örgüt tabanına moral motivasyon vermeye yetiyor.

Örgüt, kendisine yönelik başlatılan mücadele sürecinde tabanı dinamik tutmak için, bu ağı güçlendirecek denemelerden de geri adım atmıyor. Kamuda varlığını devam ettiren kimi kripto personeli eliyle krminal suça yönelen örgütün, Jandarma'daki uzantıları vasıtasıyla yürüttüğü bir operasyon dehşete düşürecek türden.

Üst düzey Jandarma yetkililerinden gelen bilgiye göre, O.Ş isimli bir iş adamı, fabrikasının yüzde 50 hissesini 18 milyon dolar karşılığında bir başka iş adamına satar. Bu satış karşılığında da senet alır. O.Ş, bir süre sonra, fabrikanın yüzde 50 hissesini sattığı kişinin, Fetullahçı Örgütün önde gelen finansörlerinden biri olduğunu öğrenir.

Bu arada yüzde 50 hisseyi alanlar, hisse satış bedelini, vergi ve harç gibi masrafları azaltmak için düşük göstermeyi teklif eder. İş adamı, bu teklife ede evet der.

Ve nihayet senetlerin vadesi gelir.

Senedi tahsile cihet eden iş adamı O.Ş hayatının en büyük şoklarından birini yaşar. Gözleri önünde imzalanan senetlerdeki imzalar inkar edilmiştir.

Davalık olurlar. Mahkeme Adli Tıp'tan tespit talep eder. Fetullahçılar, bu süreci içerideki elemanları vasıtasıyla lehlerine çevirmeyi başarır. Adli Tıp, "imzanın keşideciye ait olduğu ancak imza bölümünde uhu izleri bulunduğu" gibi hiçbir teknik açıklaması olmayan spekülatif bir rapora imza atar.

İş adamı O.Ş, Adli Tıp'ın bu tespitine itiraz eder. Mahkeme yapılan itiraz üzerine son tespit mercii olarak Jandarma Kriminali belirler.

Dosya şu an Jandarma Kriminalde ve nihai rapor çıkma aşamasındadır.

Jandarma'nın büyük bölümünde varlığını koruyan Fetullahçı yapının bilhassa Jandarma Kriminal'de etkili olduğu biliniyor. Üstelik geçtiğimiz günlerde, MİT'e ait yardım tırları üzerinden çekilen Casusluk Operasyonu'nda görev aldığından şüphelenilen muvazzaf askerlerin büyük bölümü de Jandarma Kriminal personeliydi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün finansmanı noktasında büyük önem taşıyan davanın seyrini, örgütün en güçlü olduğu Jandarma Krminal'den çıkacak bir raporun belirleyecek olması tabii ki büyük handikap.

Ama gelen bilgi bununla sınırlı da değil. İddiaya göre, bu birim içerisindeki örgüte yakın isimlere, lehte çıkacak bir karar karşılığında 2 milyon lira "himmet" garantisi de verilmiş.

Jandanma Genel Komutanlığı'nın, Servet Yörük sonrasındaki personelle ilgili yürüttüğü çalışma kapsamında, Jandarma İstihbarat ve Kriminal başta olmak üzere tüm Genel Komutanlık birimlerini temizleyeceği söyleniyor. Bu yönde, kurumun kendi tespit ettiklerinin dışında MİT'ten 470 kişilik bir isim listesinin Genel Komutanlığa iletildiği de belirtiliyor.

Ama bu çalışmalar, Fetullahçı Örgüt'e bugünkü değeri 50 milyon doları bulan bir fabrıkayı bedevadan iç edecek kriminal raporun önünü keser mi onu bilemiyorum işte.

Ortada, "19.02.2014'te Adana Ceyhan'da MİT'e ait devlet sırrı kapsamındaki yardım TIR'larında arama ve inceleme yaptıktan sonra, devlet sırrı mahiyetindeki malzemelerden numune alarak bunlar üzerinde inceleme yapan ve bu süreçte görev aldığı tespit edilen askeri personel"in cirit attaığı bir kurum varsa, ve bunlar, "terör örgütüne üye olmak, terör örgütünün faaliyeti kapsamında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs, siyasi ve Askeri Casusluk" suçlamasıyla tutuklanmışsa pek umutlu değilim.