26 Kasım 2018

27 Kasım 1919: Kuvayı Milliyecilerin Amerikan Mandasına Talip Olmaları

Halep Eski valisi Hüseyin kazım Kadri o günleri şöyle anlatıyor:İstanbul 'a avdet ettik. Fakat bütün mehâfil ve mecâliste hakim olan fikir "İngiltere veya Amerika mandasını istemek" emeli idi!. (Kadri,2000:244)   

Atatürk ile birlikte Samsun'a çıkan Kurmay heyette olan Binbaşı Hüsrev Gerede'nin günlüklerinde ortaya çıkan bir gerçek daha vardır. Buna göre 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan heyet, uzun süre, ‘tam bağımsızlık' yerine ‘Amerikan mandası ve yardımı' için zemin yoklaması yapmıştır. 

 Binbaşı Hüsrev Gerede'nin günlüklerinde bu mandacı yaklaşım kendini çok net bir şekilde gösterir.Amerika'nın büyük gazetelerinden Chicago Tribune'un yazarı William James aynı zamanda Paris Barış Heyeti'ndeki Amerikan temsilcisi idi.Kara Vasıf bey bununla da görüşmüş. General Harbord heyeti, bizden yana bir rapor hazırlamış. Bu heyet, Türkiye'de Amerikan mandasını kabul etmek istiyor. Bizim, Amerikan Ulusu ve senatosu üzerinde etki yapmamızı öneriyorlar. Kabinenin Amerikaya bir heyet göndermek isteyişi,ödünç para alma  girişimleri Amerika'ya olan eğilimlerini gösteriyor.(Gerede-Önal-2003:127-129)

 27 Kasım 1948 :  CHP'nin Kongresinde Devletçilik Politikalarının Eleştirilmesi

 İstanbul'da 22 Kasım'da başlayan 1948 Türkiye İktisat Kongresi'nde devletçilik politikası eleştirildi, özel girişimciliğin teşviki istendi.Milli Şef İnönü ve partisi CHP, çok partili hayata geçerken kendilerince bir çok tedbir almayı da ihmal etmezler. Alınan ilk tedbirler, partinin halka daha şirin gözükmesi için yapılan çalışmalardır.

 Çok partili sisteme geçerken CHP içinde 1946 yılında önemli bir gelişme olur.1946'da toplanan parti meclisi İsmet İnönü'nün Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan sıfatlarını kaldırır.

 İşçiye Cumhuriyetin ilanından beri bir türlü verilmeyen sendika hakkı verilir.1947 yılında Sendikalar Kanunu çıktı, kanun bir bakıma ileriye dönük bir adımdı. Çünkü işçiye ilk defa kendi hakkını koruyacak örgütlenme hakkı veriliyordu ama kanun aynı zamanda bir kontrol aracıydı. (Karpat,2008:179)

 Millet, tek partili hükümetlerin baskısından bunalmıştı.CHP'den ayrılan Dörtler, Demokrat Parti'yi kurdular, halkın büyük ilgisini çektiler.Kısa zamanda milyonlarca taraftar topladılar.1946  genel seçimlerinde beklenenin üstünde oy aldılar. Bu durum karşısında CHP el koyduğu haklardan bir kısmını millete iade etmek gereğini duydu.

  Bu cümleden olmak üzere; 1- Hac yasağı kaldırıldı 2- Had safhaya varan din görevlisi ihtiyacının karşılanabilmesi için geçici kurslar açıldı.3-Ankara Üniversitesi'ne bağlı olarak İlahiyat Fakültesi açıldı.Eski miletvekili Cemal Cebeci bu değişimi şöyle anlatır: l947 yılında hacca gitmenin serbest bırakılması üzerine, babamla Eyüp ağabeyim, kara yolundan Hacca gittiler. Şam'a vardıklarında Suriyelilerin "Türkler tanassur etmişti bunlar da nereden çıktı? dercesine bakışlarıyla karşılaşmışlar. 1948 yılında CHP, halkın baskısı ve yaklaşan 1950 seçimlerinde halka şirin görünmek için on ay süreli imama hatip kursu açtı. (Cebeci,2014:64)  

 CHP'nin 1947'deki yedinci kurultayında, devletin din politikası da  değiştirilir.Milli Eğitim Bakanlığının onayı ile Türk büyüklerinin türbeleri açılır.CHP, Demokrat Parti'ye karşı pozisyonunu korumak için din dersini getirdi. Hacca gideceklere ilk kez döviz tahsis edildi, ilk ilahiyat fakültesi kuruldu, imam-hatip kursları açıldı, Kur'an kurslarına başlandı. 1949'a dek bu ülkede hiçbir şekilde din dersi yoktu (Gözaydın,2010)