27 Aralık 2018

28 Aralık 1939:Milli Şef İnönü’nün Deprem Olan Erzincan’a Gecikmeli Olarak Gitmesi

1939 tarihinde gerçekleşen Erzincan Depremi günlerinde Erzincan ilinin nüfusu 20 bin kadardı. Deprem sonrası bu nüfus 12 binin altına inmişti. 

Halk çadırlarda ve barakalarda. Ağır yaralılar yakın ve uzak şehirlere gönderilir. Hafif yaralılar, Kızılay'ın kurduğu 300 yataklı hastanede tedavi edilir. Ölülerin defnedilmesi mümkün olmadığından, kadın, kız, erkek, çocuk yarı çıplak olarak, şehrin muhtelif yerlerine yığınlama başlandı. Ölü yığınları o kadar büyüdü ki, enkaz arasında bayağı fark ediliyordu. Bir hafta kadar geçmişti ki, o soğuğa rağmen, kokan ölüler olduğu gibi, parçalanmış kol, bacak ve çok ağır yara almış ölüleri köpekler yemeye başladı. 3. Ordu, köpeklerin vurulmasını emretti. Vurulma olayı günlerce sürdü. Kesin bir gün verilmemekle beraber, depremden tahminen 25-30 gün kadar sonra (şimdiki Terzibaba yolu üzerinde) büyük bir çukur kazılarak bütün ölüler toplu halde buraya defnedildi.

 Eğitimci İrfan Işık o günleri şöyle anlatır: Dağlardaki kurtlar ovaya inmiş, ölüleri yiyorlardı.Yerleşim yerlerinde sağ ve sağlam kalanlar, ölüleri toplayıp ayakta kalmış bina duvarlarının dibine dizerek duvarı üstlerine yıkıyorlardı. Kurtlar bulup yemesin diye..(Işık,2009)

 İnönü Erzincan'dayken karşısına çıkan yaşlı bir kadın, oğlunun ve kocasının cesedini ararken yanmış, derisi soyulmuş ellerini göstererek, "Giresunlu Mehmet'im gitti; askerdi, senin yanında askerdi," diye haykırıp başını İnönü'nün göğsüne koymuş ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.