VF kat sol
VF kat sağ

04 Aralık 2018

4 Aralık 1945:CHP İktidarının Bir Tertibiyle Tan Gazetesi’nin Yağmalanması

4 Aralık 1945 tarihinde devrin iktidarı tarafından Tan Gazetesi'ne karşı organize edilen linç teşebbüsü Şeflik Devri'nin adeta yüz karasıdır. CHP Parti müfettişleri ve gençlik kolları tarafından organize edilen, İlhan Selçuk, Ali İhsan Göğüş gibi meşhurların da katıldığı Tan saldırısı bugün de hafızalarda tazeliğini koruyan kara bir lekedir.Dönemin gazete baskınları sadece Tan Gazetesi ile sınırlı değildi. İktidarın emrinde hazır kıta gibi bekleyen üniversite öğrencileri yukarıdan aldıkları işaretle başka gazeteleri de basarak tahrip etmektedirler.

 1947 yılında İstanbul'da çıkmaya başlayan Zincirli Hürriyet isimli gazetenin yönetimi, sıkıyönetimden kurtulmak için İzmir'e taşınmıştı. Gazete İzmir'de de rahat bırakılmamış ve bazı öğrenciler tarafından matbaası basılarak tahrip edilmişti.” (Karpat,2008:198)

 Tan Gazetesi saldırısından kısa bir süre önce Babıali'de esen hava bu fırtınanın kopacağına dair önemli ipuçları vermektedir. Tan'cıların, Görüşler Dergisi'nin ilk sayısında “tek-parti, tek-şef” sistemine karşı yazdıkları yazılar, öteden beri Tan Gazetesi'nde Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel ile Tanin'de Hüseyin Cahit, Akşam'da Necmettin Sadak, Ulus'ta Falih Rıfkı arasında devam eden gazeteler savaşını körüklemişti.

 Özellikle Tanin'de Hüseyin Cahit ile Tan'da Sabiha ve Zekeriya Sertel arasında tam bir savaşa dönen bu yazılardan sonuncusunun başlığı şöyle idi: Hüseyin Cahit Yalçın, “Kalkın Ey Ehli Vatan!”, Tanin, (03.12.1945).

 Bir gazetecinin bir başka gazeteciyi açıkça hedef göstermesi şeklinde cereyan eden ve dünya basın tarihinde bir başka örneği bulunmayan işte bu saldırının tarih önündeki failleri olarak ise ‘sağcılar' uygun görülmüştür. Sertel'lerin gazetelerinde sol içerikli (bir başka bakışla liberal) yayınlar yapmasından hareketle, saldırının da faillerinin büyük bir kurnazlıkla sağcılar olarak ilan ve ifade edilmesi manidardır.

 Muhtelif kaynaklarda yer alan belgeler, dönemin birinci derece şahitlerinin ifadeleri olayın hiç de bu anlamda cereyan etmediğini, aksine dönemin CHP iktidarının muhalif bir basın organizasyonuna karşı sevk ve organize ettiği bir provakasyon olduğunu ortaya koymuştur.