24 Ekim 2016

63 Ülkelik Komedi

17 Ekim sabaha karşı Deaş'a karşı sözde Musul operasyonu başladı. Dile kolay tam 63 ülke bu operasyonun bileşeni olarak karşımıza çıktı. Birkaç ülke dışında öyle kelli felli ülkeler de değil çoğu, hatta bazılarının adını daha önce hiç duymadığınıza da eminim.

300- 500 kişiye teslim edilmişti Musul, tam da bir komediyi andırıcasına. Bir gecenin sabahına dünya “Musul, Deaş tarafından alındı” haberleriyle uyanmıştı. Koskoca Musul iki milyona yakın nüfusuyla küçücük bir guruba teslim olmuştu. İçinde 60 bin Irak askerinin olduğu bir şehir, yüzlerce aşiretin hâkim olduğu koskoca bölge adeta teslim edilmişti.

Hollywod taktikleriyle bezedikleri ölüm taktikleriyle insanları bu örgütün korku eksenine sokarak işlerini rayına oturttular. “Barbar Deaş, Kurtarıcı Batı” retoriği çerçevesinde her gün yeni haberler yapmaya devam ettiler. İnsanlık için Deaş artık kurtulunması gereken bir öcü olmuştu bile. Nedense her olayda Kenan Evren'in 80 darbesine götüren süreçte “Netekim şartların olgunlaşmasını bekledik” cümlesi hep kulağımda çınladı. Ve Batı şartları olgunlaştırdı. Zengin petrol ve Doğalgaz yataklarına çöreklenmek için “Musul operasyonu” başladı.

Başladı dediğime bakmayın sakın, araya bir de oyun bozucu girdi, gerçekten Deaş'ı vuran iki güç vardı ve başta Irak Başbakanı İbadi varmış gibi görünen bir ekip Kakafonik bir sesle “Türkiye Irak'ta operasyon yapamaz, Türkiye askeri Başika'dan çıksın” diyerek bu gücü engellemeye çalıştılar. Barzani bu işi bozarcasına Başika da Tankçı ve topçu desteği isteyerek fiilen Türkiye'nin operasyona dâhil olmasını sağlayarak bu oyunu tamamen bozdu. Petrol ve gaz kokusuyla deliye dönmüş batılılar Deaş'ın Suriye'ye çekilerek burada Türk ve Rus kuvvetleriyle daha güçlü çatışmasını dilerken önce Kerkük'te bu yazı yazılırken de El-Anbar'da ciddi saldırılar geldi. Deaş el-Anbar'a bağlı Rutbah'ı aldı. Uluslararası haber kaynakları el-Anbar'ın Rutbah kentinin düştüğünü haber olarak geçtiler. Muhtemelen ABD ve ortakları yeni operasyon alanı olarak el-Anbar'ı tercih ettiler.

Deaş hiçbir zaman öyle abartılı bir güç olmadı, sadece bazıları onun öyle olduğunun sanılmasını istediler ki onlar gelince her kes olduğu yeri bırakıp kaçsın. Bu Moğolların da taktiğiydi. Tarih tekerrürden ibaret derler ya aynen öyle oldu, lakin bu defa tarih oyunların tekrarından ibarettir şeklinde evrilmiş oldu. Günümüzde Moğollar yaşasaydı, bu zalim ABD ve ortaklarından alacağı çokça dersler olacaktı.

Önümüzdeki günlerde oyunların şiddetini ve yönünü biraz daha idrak edeceğiz ama bir farkla, bunların bir oyun olduğunu bilerek…

Eh onların oyunları varsa, Allah'ın da oyunları var. Allah bize de oyunları gösteriyor Elhamdülillah…

Gün ola, günler ola hayrola…