30 Ağustos 2016

ABD büyükelçilerinin ifşaatları ve The Economist’in kapağı

ABD'nin eski Yemen Büyükelçisinden dün çok ilginç açıklamalar geldi. Kulak verelim:

ABD'nin Yemen eski Büyükelçisi Arthur Hughes'tan, şok edici darbe iddiası geldi. Hughes, darbe yapmakla suçlanan Türk din adamı Fethullah Gülen, CIA ve Ortodoks Rum Patrikhanesi arasında yakın ilişkiler olduğunu söyledi. Facebook hesabından açıklamalarda bulunan Hughes, “ Türkiye'nin Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne mi ihtiyacı var? Darbeyi CIA, Gülen ve Rum Ortodoks Patrikhanesi gerçekleştirdi” ifadesini ileri sürdü. 

Eski ABD büyükelçisi Hughes'ne göre ise darbe nedeninin geçtiğimiz yıl Rus uçağının düşürülmesinin ardından normalleşen Türkiye- Rusya ilişkilerine yönelik olduğunu ifade etti. Hughes, darbenin üç eksende gerçekleştiğini ifade ederek, “Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin'in Suriye üzerindeki ortak çalışmalarının ardından CIA ve Rum Ortodoks Patriği'nin yardımıyla Gülen darbe gerçekleştirmeye çalıştı” dedi. 

Hughes, Rum Ortodoks Patrikhanesi Papazı Alexander Karloutsos'ın, Amerikalı diplomatlar Graham Fuller ve George Fidas'ın 1999 yılında Gülen'i Amerika'ya kaçışını organize etmesinde yardımcı olduklarını kaydetti. Ortodoks Rum Patrikhanesi'nin ABD istihbarat servisi CIA'nin eline geçtiğini belirten Hughes, “Küresel çalışmalara dönen Ortodoks Patrikhanesi ise CIA tarafından ele geçirildi. Belgeler ışığında milyoner George Soros'un Hillary Clinton ve ABD elçileri üzerinde etkisi olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.

Hughes, yaptığı açıklamada, Rum Ortadoks Patriği'nin Gülen ile arasındaki ilişkinin oldukça samimi olduğunu belirtti.Hughes, Gülen'in ABD'deki dostlarını da deşifre ederek, “Gülen, Eski CIA müdürü George Tenet, Amerikalı Arcbishop Demetrios gibi isimlerle son derece yakın ilişkilerde bulunmaktadır” dedi. Hughes, Ortadoks Patriği'nin papazı Alexander Karloutsos'un Gülen ile eski CIA Müdürü George Tenet'i tanıştırdığını söyledi. (Akşam gazetesi, 30 Ağustos 2016)

                         

Büyükelçi beyin bu ilginç sözleri bize The Economist'in 2016 yılı kapağını hatırlattı.

Papa'nın yanında çekingen bir çocuk gibi boy gösteren bu Ortodoks papaz kim acaba? 

theeconomist2016​​                       

Masonların sembolü olan Güneş'in üzerinde 1'den 12'ye kadar rakamlar var. 

theeconomist2016-1

İlk bakışta saat gibi gözükse de aslında ayları sembolize ediyor ve 7. ay yani Temmuz ayının devamı olan güneş ışını tam olarak bu papazı gösteriyor. Fetullah Gülen'e olan benzerlik çarpıcı değil mi? Temmuz ayının 15. günü Türkiye'de ne olduğunu söylememize gerek var mı? Gerçekte bu papazın Moskova Patriği Vladimir Mikhailovich Gundyayev olduğunun söyleniyor ama masonların çift anlama ne kadar meraklı olduklarını da hatırlatalım

​​                                     

Resmin daha çok kime benzediğini sizin kararınıza bırakmadan önce bir ipucu verelim. Gundyayev'de belirgin göz torbaları olmadığına dikkat. 

              

Peki bu Ortodoks papaz kimlerin arkasında duruyor. Başörtüsünden ve fesinden Müslüman oldukları çok belli olan iki kişinin (Pakistan ve Nijerya) arkasında kukla oynatıcısı gibi duruyor. Tepedeki yakıcı güneşin tam bu bölgeye baktığı dikkatinizi çekmiştir. İlginç bir şekilde FETÖ elebaşısının sığınmayı düşündüğü ülkelerden birisi olan Kanada'nın başbakanı da bu Papazın hemen yanı başında duruyor.​​ Yine Pakistan'da Türkiye ile aynı tarihlerde darbe söylentilerinin ayyuka çıktığını da hatırlatalım.

Peki başka ne demişti Büyükelçi bey FETÖ ile ilgili olarak:

“Ortodoks Rum Patrikhanesi'nin ABD istihbarat servisi CIA'nin eline geçtiğini belirten Hughes, “Küresel çalışmalara dönen Ortodoks Patrikhanesi ise CIA tarafından ele geçirildi. Belgeler ışığında milyoner George Soros'un Hillary Clinton ve ABD elçileri üzerinde etkisi olduğu ortaya çıktı”

Kasım 2015 yılının haberleri

        

Peki bayram değil seyran değil Büyükelçi beyler bizi niye öptü diye düşündüğünüzü duyar gibiyiz. O zaman şu haberleri de ekleyelim arşivimize:           

5 ay önce:               

                 

Los Angeles Times'tan (LAT) Nabih Bulos, W.J. Hennigan ve Brian Bennett'inhaberine göre, ABD savaş makinesinin değişik bölmeleri tarafından silahlandırılan gruplar, Halep ile Türk sınırı arasında birbirleriyle savaşa başladı.

ÇATIŞMALAR ŞİDDETLENDİ

Haberde, çatışmaların son 2 ayda tırmandığı, Halep'in kuzeyindeki tartışmalı bölgelerde yapılan manevralarda grupların birbirlerine ateş açtığı ABD'li yetklililerce de doğrulandı.

LAT muhabirleri, Mare'den Şubat ayında çıkartılan Fursan el-Hak'ın CIA destekli, YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Kuvvetleri'nin (QSD) ise Pentagon destekli olduğunu yazdı.

CIA DESTEKLİ FURSAN: SAVAŞACAĞIZ

Fursan el-Hak liderlerinden Faris Bayuş'un ise, "Bize bir grup saldırırsa, kimden destek aldığından bağımsız olarak, savaşacağız" dedi.

Bir ABD'li yetkili ise, bölgedeki savaşın karmaşık ve çok taraflı olduğunu, bu nedenle seçeneklerinin sınırlı olduğunu kaydetti.

PENTAGON KÜRTLERİ EĞİTTİ

Haberde, Pentagon'un eğitim programı ile, yüzde 80'ini Kürtlerin oluşturduğu QSD'yi eğitip silah yardımı yaptığı, CIA'in ise Türkiye'deki operasyon odasından Suriye'deki gruplara TOW desteği yaptığı aktarıldı. (Haber 7)

1 ay önce;

                            

10 gün önce:

           

6 gün önce

                             

2 gün önce:

 

Görüldüğü gibi Amerikalı Büyükelçilerden birbiri ardına açıklama furyası koparken, belirli aralıklarla CIA – Pentagon arasında içten içe bir karşı karşıya gelme durumunun olduğu haberleri geliyor. Bu haberlere ABD başkan adayı Trump'ın CIA'yi suçlayan twitter mesajı da eklenince ortaya çok ilginç bir resim çıkıyor.

Büyük devletlerin devasa iç mekanizmalarının zaman zaman birbirlerinden habersiz iş yapması sonucu CIA ve Pentagon arasında çatışma durumu varmış gibi gözüküyor diyenler olabilir. Doğru olmakla birlikte biz bu konunun biraz daha karmaşık olduğunu düşünüyoruz.

ABD'de devlet içinde devlet olan küreselci CIA ile ABD milli devletinin ordusunun (en azından milli olan bölümü diyebiliriz çünkü onların da küreselci FETÖ'cüleri var) yönetim yeri Pentagon'un farklı hareketler yapması incelenmesi gereken bir konu. Bu konu dünyada bugün yaşanan küresel çatışmanın da (Küreselcilerle - Ulus devletlerin çatışması) bir izdüşümü olabilir.

Bu seçimler sonrası ABD çok ciddi bir şekilde karışacak gibi…

Not: Büyükelçinin sözlerinin arasına sıkıştırdığı “Türkiye'nin Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne mi ihtiyacı var?” cümlesi ise başlı başına bir yazı olabilecek ilginçlikte ve çok iyi analiz edilmesi gereken bir cümle. Şimdilik sadece “derdi size mi düştü elçi bey” deyip geçelim