20 Aralık 2021

​ABD'nin Afganistan'da bıraktığı miras

Avrupa’nın Beyaz Adamı, Nereye ulaştıysa, ulaştıkları yerlerde, başta değerli madenler olmak üzere, yeraltı ve yerüstü varlıklarına el koymakla yetinmemiş, barbarlıklarının bir sonucu, tarihin en büyük soykırım ve katliamlarına da imza atmıştır.

Sömürgecilikleri; sadece maddi varlıklar üzerinde değil, oradaki yapı ve kültürler üzerinde de sosyal bir soykırım ve katliama sebep olmuştur.

Zira, Amerika’nın keşfinden sonra, Avrupa da ne kadar kanun kaçağı, eğitimsiz, katil, hırsız ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kişi varsa,  yeni Dünyaya göç etti.

Bu yeni, barbar ve katiller ordusu, Amerika kültürü ve sisteminin genetik alt yapısı demek olacaktı.

Amerikalı için maddi güç kutsaldı artık.  

Bu beşeri kutsallık, ABD tarihini kan, gözyaşı ve kavgalar tarihi yapacaktı.

Yeni Kıtada oluşan Maddi çıkarları önceleyen bu toplumda, Maddi gelişmişlikle, insani değerler arasında sosyolojinin açıklamakta aciz kaldığı bir tezat vardır.  Değerlerin, İnsan yaşamının ve insan haklarının onlar için bir değeri yoktur.

Beyaz adamın geldiği batı - Avrupa kültürü, 16. Yüz yıla kadar, kendi içinde de çatışmaların, savaş ve barbar bir kültürün yaşandığı çalkantılı bir dönem yaşamıştır.

Bu çalkantılı dönemin dışa vurulduğu, Coğrafi keşiflerle başlayan hareketlenme, Amerika’nın keşfi ile sonuçlandığında, Bu keşif yeni bir dönemin ve yeni bir dünyanın da sessiz habercisi olmuştu aslında.

Oluşan bu yenidünyanın ve yeni dönemin yansımaları 20. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren daha açık bir şekilde his edilmeye başlandı.

Irakta, Orta doğuda, Dünyanın onlarca başkentlerinde yapılan savaş ve soykırımlar ve en sonunda Afganistan projesi.

Terörist dedikleri El kaide ve Taliban'ın yerine Tekrardan Taliban'ı geçirmek için harcanan 20 yıl, harcanan trilyonlarca dolar, gelip giden 4 ABD başkanı ve sonuç.

Joe Biden İktidara geldiğinde bir yandan "Afganistan'a bir devlet inşa etmek için gitmedik" derken diğer yandan kendisinin 20 yıldır inşa edemediği devleti inşa etmesi için Taliban’a sunuyor.  Amerika Afganistan’a müdahalesinin demokrasi ve terörizm ile mücadele için olmadığını ancak 20 yıl sonra itiraf edebildi.

Aslında ABD için artık savaşlara doğrudan müdahil olma ve sahada askeri olarak var olma yönteminin kullanma tarihi sona ermişti.

Siyasi, Ekonomik, Medya ve Diplomatik baskıları kullanmak. Artık dünya siyasetinde hep buna tanık olacağız; Sözde olmayan ama vaat edilen demokratik projeleri müjdelemek ve sonrasında yazılıp çizilen senaryonun sahnelenmesi. Daha güzel, daha zengin bir ülke fotoğrafı, ama gösterilen fotoğrafın arkasında gizlenmiş, yıkılmış tarumar edilmiş gerçek son.

Tekrar gelelim 11 Eylül sonrasında, ABD’nin Özgür Dünya adına, terör ve terörizm ile savaşı başlattığı Afganistan müdahalesine.

Saldırıların olduğu gün Beyaz Saray’da ABD Başkanı Bush’un yanındaki isimlerden biri olan danışmanlarından Alberto Gonzales, o gün Bush’un “kararlı bir ruh hali” içinde olduğunu söylemişti.

Evet; tarih boyunca işgal ve yıkım söz konusu olduğunda Amerika’yı yönetenler hep kararlı durmuşlardı.

Gonzales’in tabiriyle bu  ‘kararlı’ duruş, ABD’yi tarihinin en uzun savaşına, yeni bir bataklığa soktu.

Tahmin edildiği gibi, Afganistan’da 20 yıl kalan ABD geriye kötü bir miras bıraktı. Yüzbinlerce sivil öldü, neredeyse ülkede taş taş üstünde kalmadı. Afganistan’a demokrasi ve özgürlük getirecek müdahaleden 20 yıl sonra Afganlı aileler hayatta kalabilmek ve yaşayabilmek için çocuklarını beyaz adama 550 dolar karşılığı satabilecek duruma geldi.

İşgal ile başlayan teröre karşı savaşın bedeli, ABD için değil dünya için de ağır olan bir sonuç getirdi. On binlerce sivil dahil yaklaşık 240 bin ölü ve Ülkesini terk eden 2,5 milyon Afganlı.

Sonuç; Yıkılmış Yakılmış bir ülke.

20 yıl boyunca Amerika Afganistan’da sadece 20 trilyon dolar değerindeki lityum ve benzeri yer altı-yer üstü zenginliklerini gasp ederken, sadece bu konuda ciddi bir duruş sergilemişti aslında.

ABD tarafından Afganistan’da Bırakılan miras gelecek yüzyılda dünya Jeopolitiği ve ekonomisine merkez olabilecek Orta Asya’nın kalbinde yüz yıllık bir Kaos ve İstikrarsızlık unsurunun bırakılmış olmasıdır sadece.

Vesselam.