28 Ağustos 2017

Adalet Kurultayı ve Ölçü

 

Adalet ve ölçü, insanların birbiriyle ilişkilerinde en çok şikayet ettiği konular, bu kavramların başlığı altındadır. Bireysel ilişkilerden tutun, kurumsal ilişkilerden siyasete kadar üzerinde hep konuşulup şikayet edilen kavramlar, yine ölçü ve adalet de gerçekleşen olumsuzluklardır. Bu olumsuzlukları gidermek için insanlar; çoğunluk tercihinin yansıması olan demokrasi arcını kullanarak sorunları çözmeye çalışmaktadır. CHP başlattığı adalet kavramı tartışması ne ilginçtir ki ismi Adalet ve Kalkınma Partisi olan Ak partinin haklı yada haksız aldığı kararlara yönelik başladığını görüyoruz. Bu adalet yürüyüşü, adalet mitingi ve adalet kurultayı CHP milletvekilinin tutuklanması ile başlamıştır.

Sayın Kılıçtaroğlu'nun Adalet kurultayı açılışında ifade ettiği adaletsizlik; adalet konusunda bardağı taşıran son damla olduğu için; yürüyüşün, mitingin ve kurultayın yapıldığını ifade ediyor. Yani son damla olarak bizden bir milletvekiline dokunulması oldu diyor. Ya önceki adaletsizlikle ilgili damlalar?Adalet Kurultayının ilk gününde Halk TV'nin yaptığı canlı yayına katılan Bayraklı Belediye Başkanı CHP li Hasan KARABAĞ '' Kurultayı sokak eylemlerine dönüştürmek gerek. Ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Sokaklara inilmeli, sokak eylemlerine girilmesi gerekiyor'' diyor. Konuşmasında Gazeteci Nejat SARAÇIN da katılarak ortak fikir beyanları Gezi olayı gibi bir sokak mücadelesi ile, şikayet ettikleri adaletsizliklere karşı mücadele etmeyi ifade ettiler. Fetonun gezi olayında aktif rol almasına rağmen bu açıklamaların yapılması, Adalet Kurultayındaki samimiyeti sorgulatır hale gelmiştir.

Bu ifadeler Adalet kurultayının hedefleri için Tam bir talihsizliktir. Konuşmacıların toplumun farklı kesimlerinden davet edilip, ekranlarda yayınlanmaması, sadece başlıklar halinde değinilmesi, ekranlara CHP'nin eski ideolojik söylemlerinden beslenen Bayraklı belediye başkanının; sokakları yak yık dök anlamına gelecek Gezi olaylarına atıfta bulunulması kabul edilebilecek bir şey değildir. Sokaklara inilmeli, ülkeyi kurtarmamız lazım diyerek kimden kurtaracaksınız ? Bu ağız bize İnönü'nün ‘'Sizi ben bile kurtaramam'' diyerek demokrasiye darbe vuran köklere kadar gider. Yani eski Türkiye özlemidir bu.

Adeta CHP adına Halk tv tarafından ekrana taşınan bu ifadeler, Adalet kurultayına gölge düşürmüştür. Oysa adalet kurultayı bunun için yapılmamıştı. Davet edilen konuşmacılar silik bırakılmıştır. Adalet kurultayında, darbe kalkışması ile öldürülen 250 insanımızın yakınları da konuşmacı olarak davet edilerek, haklarının konuşulması gerekmez miydi? Ana sahnede siyasi ideolojik duruş, arkada kitlelerin silik adalet talebi....İşte bu halkın büyük bir kesimini adalet kurultayının dışına bırakan yanlış bir stratejidir.

Kemal Kılıçtaroğlu açılış konuşmasında önceki konuşmalarının tekrarının dışında ekonomik işleyişte bir adaletsizlik olan ve ölçüyü bozan faiz lobisinden şikayet etti. Hükumetin bu faiz lobisi ile ilgili köklü çözüm önermelerinin almadığını, uyguladığı ekonomik politikalarla faiz lobisinin dahada güçlendiğini ifade etti. İşte bir muhalefet partisi olarak bu söylem farklıydı. Belki Kemal Kılıçtaroğlu'nun bu sözlerinden CHP içinde de çok rahatsız olanlar olmuştur. Çünkü dünya görüşü faizle uyuşan, faizi ekonominin haklı bir uygulaması gören CHP yönetiminde olan çok. Faize karşı bu çıkışından dolayı Sayın Kemal Klıçtaroğlu'nu tebrik ediyorum. Ana muhalefet partisi olarak faizle ilgili çözüm önerilerini, programını halkımızla paylaşmasını diliyorum.

Devletimizin ve milletimizin sömürülmesini, bütün borçların bitirilmesinin milli bir mesele olarak görüyoruz. Bunun için iktisadi bağımsızlığımızı tehdit etmenin ötesinde kontrol altına alan borca dayalı para sisteminin kaldırılması en büyük adaletin gerçekleşmesini sağlayacaktır.Bizimde ekip olarak çözüm odaklı projemizle, mücadelemizi aralıksız sürdürdüğümüz konu budur.

Sayın Cumhurbaşkanımız net açık biçimde faiz işleyişini düşman görüyor, eleştiriyor mücadelede yalnız bırakıldım diyor. Sayın Başbakan; bankaların faizcilik işlemlerine tefecilik diyor, ekonomiyi bozduğu için kınıyor. Muhalefetin lideri alışık olmadığımız söylemlerle faiz lobisi diyor, faizden şikayet ediyor, faizi sosyal demokrat olarak CHP nin kaldırabileceğini söylüyor. Hatta getirin meclise çözmek için destek vereceğim diyor. Burada faiz konusu ile ilgili henüz sayın Bahçelinin bir açıklamasına şahit olmadık.

 

 

 

Eğer bir ülkede ölçüde yani paranın üretiminde adalet yoksa, o ölçünün kullanıldığı her şeyde adalet bozulacaktır. Kullandığımız para bir ölçüdür. Ve her şeyi onunla alıp veriyoruz. Bu ölçü millet ve devletin bütün üretim tüketim kanallarını kontrol ediyor. Bu nedenle paranın üretimi Özel bir şirket Merkez Bankasına bağımsız bir biçimde bırakılamaz. Bu ölçünün kontrolü onu bozan faizli para kredi sistemi ile sürekli kılınmaktadır. İnsanların itiraz edeceği temel yer

burasıdır. Burası iktisadi bütün adaletsizliklerin başıdır. Adalet kurultayında muhalefetin halkın nazarında en çok başarı sağlayacağı alan burasıdır. Parayı kontrol etmesi gereken TBMM dir. Meclis bu yetkiyi iktidarı ile muhalefeti ile tekrar eline almak zorundadır.

Selam ve dua ile

Yunus EKŞİ