27 Nisan 2019

Ağva’ya gidiyoruz

Bu hafta sonu İstanbul'un şehir stresinden uzaklaşmak isteyenler için kelimenin tam anlamıyla huzurun adresi olan Ağva'ya gidiyoruz.

Birkaç yıl önce Şile-  Ağva'ya kendi özel aracımızla gelmiştik ama bu kez bir turla gelmeyi tercih ediyoruz. Günü birlik tur paketleri hem fiyat açısından daha uygun oluyor hem de gidilecek yerler önceden planlanmış olduğu için daha konforlu ve rahat bir gezi oluyor.

Günü verimli kullanmak için sabahın erken saatlerinde belirlenen buluşma noktasına varıyoruz.  Gün henüz aydınlanmamış ve yollarda bomboş. İstanbul trafiğine takılmadan hızlıca yol alıyoruz.

İlk olarak Polonyalılar tarafından 1842 yılında kurulan Polonezköy'e varıyoruz. Burada yeşillikler içinde harika bir kahvaltı molası veriyoruz. Bana göre kahvaltı günün en özel menüsü. Güne böylesine sağlıklı, doğal ürünlerle başlamak günü güzelleştiriyor.

Kahvaltı sonrası Polonezköy milli parkına geçiyoruz. Burada serbest zaman veriliyor.  Ağaçlar o kadar yüksek ki gökyüzü görünmüyor. Mis gibi havayı içimize çekip harika doğa fotoğrafları çekiyor, ormanda yürüyüş yapıyoruz.

Doğayla iç içe geçirdiğimiz bu güzel cennet köşesinden ayrılıp bir sonraki durağımız Şile'ye gitmek üzere aracımıza biniyoruz. Şile'de ilk durağımız merkezde bulunan şehir terası. Burada Şile tarihi konusunda rehberimiz bize bilgiler veriyor. Ağlayan Kaya, Şile feneri ve Şile kalesini geziyoruz.

Şile'de rehberimiz verdiği serbest zamanda o bölgeye özgü yöresel ürünlerin bulunduğu mağazaları geziyoruz. Şile bezinden çok orijinal hediyelik eşyalar alıyoruz. Çevrede bulunan güzel kafelerde çay molası verip biraz dinleniyoruz.

Mola sonrası bir sonraki varış noktamız  Ağva'ya doğru yola çıkıyoruz. Şile'ye kadar yol otoban kalitesinde ama sonrasında dar yollardan geçiyorsunuz.


Ağva'nın kelime anlamı; iki köy arasında demekmiş. Karadeniz'e kıyısı olan bu şirin belde Göksu ve Yeşilçay arasında konumlanmış adeta yeşille mavinin buluşma noktası olmuş küçük bir cennet köşesi gibi.

Ağva'da muhteşem nehir manzaralı şık bir restoranda öğle yemeği molası veriyoruz. Balık ve köfte yemek seçeneği var. Biz balık tercih ediyoruz. Yemeğimiz oldukça taze ve lezzetli.

Yemek sonrasında nehirde tekne turuna çıkıyoruz. Bu cennet köşesinde harika doğa fotoğrafları çekiyoruz. Zaman öylesine hızlı akıyor ki rüya gibi turumuzun sonuna geliyoruz. Geri dönüş yolculuğu için aracımıza biniyoruz.

Siz de bu güzel bahar günlerinde İstanbul'dan biraz uzaklaşıp, farklı bir yer görmeyi düşünürseniz Şile Ağva turuna en kısa zamanda katılmanızı öneririm. Ülkemizde bulunan cennet köşelerinden biri olan bu yerleri gezerken iyi ki gelmişim diyeceğinize emin olabilirsiniz.