Ahilik geleneğini yeniden dirilten bir hakikat yolcusu
Öğrenmek ve öğretmekle geçen bir ömür:
Ahilik geleneğini yeniden dirilten bir hakikat yolcusu
Halkın
gönlüne taht kurmuş, aradan geçen asırlara rağmen halkın sevgisi ve saygısı
artarak devam eden Anadolu erenlerini gezip görüp anlatmaya devam ediyoruz.
Yolumuz bu sefer Gümüşhane’ye düştü. G Gümüşhane –Erzurum yolu üzerinde Tekke
köyünde bulunan bir hakikat yolcusuna daha rastladık. Hasan Çagırgan Baba
Türbesi. Gümüşhane-Erzurum yolu üzerinde Gümüşhane’ye 12 km uzaklıktaki Tekke
Beldesindedir. 150 yıl yaşadığı tahmin edilmektedir. Gümüşhane’de kurulan ilk
tekkeyi de kendisi kurmuştur. Başka bir özelliği ise ahilik geleneğini
Gümüşhane ve bölgesinde yeniden canlanmasına vesile olmuştur. İşte detaylar:
O DA HOCA AHMET YESEVİ TALEBESİDİR
Kaynakları
taradığımızda Çağırgan Baba’nın da Anadolu’da bulunan birçok Horasan Erenleri
gibi Hoca Ahmet Yesevi’nin tasavvuf ekolüne bağlı olduğu bilinmektedir. Hoca
Ahmet Yesevi öğretisini nesilden nesile aktaran hocalardan ders alan Çağırgan
Baba, tüm hayatı boyunca evrensel bir yaşam tarzını benimseyerek tüm insanlığa “önce
insan” gözüyle bakmıştır. Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencileri arasında bulunan bugün
Azerbaycan Cumhuriyetinin Başkenti eski Bakü şehrindeki türbede yatmakta olan Sultan Ebu Said Hazretleri, namı diğer
Ebu’l Hayr olarak bilinen zatın öğrencisi olduğu tahmin edilmektedir. Sultan
Ebu Said Tekke âdâbının ilk defa Ebû Saîd tarafından tespit edildiği kabul
edilir. Onun tasavvufta kendine has bir yol açtığını, tekke inşa ettiğini,
günde iki defa sofra kurduğunu söyleyen Kazvînî, bütün tasavvufî âdâbın Ebû
Saîd’e nisbet edildiğini söyler (Âsârü’l-bilâd, s. 361). İşte Çağırgan Baba’da
bu büyük zatın yolundan Anadolu’ya gelmiştir.
155 SENE YAŞADIĞI TAHMİN EDİLMEKTEDİR
Çağırgan Baba’nın 155 sene yaşadığı rivayet edilmektedir. Orhan Gazi’den
başlayarak Sultan Fatih’in padişahlığının bir kısmına şahit olduğu rivayetleri
anlatılmaktadır. Çağırgan Baba Bizzat Fatih Sultan Mehmet Han’la görüşmüş ve
Sultan Fatih’in Çağırgan Baba’nın 3 (üç)gün (kimi kaynaklara göre 7 Gün)misafir
olarak onun manevi ilimden faydalanmıştır.
Çağırgan Baba’nın Trabzon şehrinin manevi fetih komutanı olduğu rivayetleri
bilinmektedir. Çağırgan Baba, Sultan Fatih’e ‘Biznillah kan akıtmadan Trabzon Kalesi teslim
alınacaktır. Cenabı- Allah zaferinizi daim eylesin’ der.
AHİ GELENEĞİNİ SÜRDÜREN BİR DERVİŞ
Harun Bostancı’nın, hazırladığı
197 sayfalık Yüksek Lisans tezinin sonuç kısmında da, şu değerlendirmeleri yapıyor;
“İncelemiş olduğumuz Doğu Karadeniz Bölgesinde Osmanlı Döneminde kurulan Tekke
ve Zaviyelere bakıldığında bölgeye yerleşen Türk dervişlerinin genel olarak Ahi
oldukları görülmektedir. “
TÜRBENİN ÖZELLİĞİ
Yapı Kare plan
üzerine yapılmıştır. Asıl türbe kısmı ve eklentisi olmak üzere sonradan ilave
yapılarak iki kısımdan oluşmuş, dikdörtgen planını çevrilmiştir. Üzerindeki
kitabeye göre H.990 Recep/ M.1582 yılında yapılmıştır. Her iki bölüm de tamamen
kesme taştan yapılmıştır. Bunlardan doğuda olanı yuvarlak kemeriyle dikkat
çeker. Asıl Türbe kısmının üzerinde dışa yansımış tromplar, sekiz köşeli taş
piramit külah dikkati çeker.
-Kitabe ve Anlamı:
-Hâzihi
mezâru’ş–şerifeti’l-merhum el-mağfur Baba Çağırgan, evliyâu’s-salikati
harrarahu fi mahı Recep senete tis’ine ve tis’umie: (Burası merhum, mağfur,
feryat eden Evliya Çağırgan Baba’nın şerefli mezarıdır. 990 yılının recep
ayında “Temmuz 1582”onu yazdı.)
Tekke’deki
Çağırgan Baba Türbesi (III. Murad'ın
(1574-1595) İran seferi sırasında gördüğü bir rüya üzerine yapıldığı ve
Gümüşhane, Samsun ve Tokat'ta vakıfları bulunduğu bilinmektedir, A.g.e.,
s.126.) asıl mekanı kare bir plan üzerine Bayburt taşından yapılmış, sonradan
batısına dikdörtgen planlı bir bö1üm daha eklenmiştir. Türbenin her iki bölümün
de içinde birer sanduka yer almaktadır.
Çağırgan Baba Zâviyesi, Kelkit nahiyesine bağlı Şurut (Kabaktepe) Kö- yü’nde
inşâ edilmiş olup, belki de Gümüşhane’nin ilk tekkelerinden biridir.
Kaynak: https://muratdursuntosun.files.wordpress.com/2015/01/3kopyas.pdf
Hocası Sultan Ebu Said Hazretlerinden
öğütler
- "Tasavvuf;
başındaki sevdayı atmak, elindeki dünyayı dağıtmak ve vaki olanda karar
kılmaktır."
- "Allah
bâkî ve kâfidir. O'ndan başkası boştur. O'ndan gayri her şeyden nefsini uzak
eyle!"
- "Allah
Teâlâ ile kul arasında perde, yer ve gök değildir. Arş ve Kürsî de değildir.
Perde, insanın benliğidir. Bu aradan kaldırılırsa Allah'a kavuşulur."
- "Zikr,
Allahü teâlâyı anıp, hatırlamak, O'ndan başkasını unutmaktır."
- "Allahü
teâlâdan ihlâsı, her şeyi O'nun rızâsı için yapmayı isteyiniz. İhlâsta, dünyâ
ve âhirette kurtuluş vardır."
- "Vakit,
iki nefes arasındadır. Biri geçti biri henüz gelmedi. O halde dün gitti, yarın
nerede. Gün bugündür. Vakit keskin bir kılıçtır."
- "Kim
kendini iyi zannederse o kendisini bilmiyordur."
- "Kul,
Allahü teâlâ için neyi terk ederse, Allahü teâlâ ona karşılık daha hayırlısını
verir."
- "Kişinin
helâkı, Allahü teâlâdan başkasına gönül bağladığı şeydir."