30 Haziran 2015

AK PARTİ, CHP'NİN 14 İLKESİNİ ONAYLAYACAK KADAR İLKESİZ Mİ?

TBMM Başkanlık seçiminin sonuçlanmasına günler kala koalisyon arayışlarına dair somut veriler de kamuoyuna yansımaya başladı.

Son koparılan fırtına ise AK Parti'nin, CHP ile koalisyon kuracağının neredeyse kesinleştiği üzerine!

Hangi çerçeve maddelerde uzlaşacaklar bilinmiyor.

Hangi siyasi ortaklığı keşfedip, bunun etrafında bir uzlaşı aranacak muamma. Ama AK Parti ve CHP koalisyonu tamam gibi!

Kim istiyor bunu?

Öncelikle ERDOĞAN ve AK Parti'nin Başkanlık Sistemi tartışmasını ülke gündemine soktuğu günden bu yana iç piyasadaki aşağı yönlü dalgalanmaların arkasındaki (gayrimilli) sermaye kesmi; yani TÜSİAD falan filan...

Sonra küresel sermaye! Hani şu Gezi ve 17-25 Aralık dahil; darbe girişimlerinin arkasındaki adres olarak gösterilen FAİZ LOBİSİ.

Bunlara ek olarak da; AK Parti'ye yakın görünen ve bu nedenle de yandaş olarak nitelendirilen medya içerisinde yer alıp 7 Haziran sonuçları ile birlikte birden "tarafsız" kesilen bazı kalemler ve ekran yüzleri.

Bunlara göre Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP'nin 14 maddeden oluşan ilkelerini de "kabuledilebilir" bulmuş.

Mesela CHP'nin kastettiği hukukun üstünlüğü talebi, sayın Davutoğlu için kabuledilebilir(miş). Peki sayın Davutoğlu, CHP'nin "hukukun üstünlüğünden" kastının, "üstünlerin hukuku" olduğunu, bu ülkenin 3 çeyrek yüzyıllık tecrübelerinden de mi öğrenememiş?

Yine; güçler ayrılığının temini için milli iradeye saygıyı tesis edecek bir koalisyon ilkesi açıklamış CHP. Bazılarına göre sayın Davutoğlu bunu da kabuledilebilir bulmuş! Peki ERDOĞAN'ı cumhurbaşkanlığına taşıyan yüzde 52'nin iradesini ve bu iradenin temsili olan Cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açan CHP değil miydi? Sayın Davutoğlu ne zamandır CHP ile aynı çizgiye geldi?

CHP'nin "yeni dış politika" talebi de kabuledilebilir bir ilke midir acaba sayın Davutoğlu için?

CHP, koalisyon ilkesinde, "yeni ve ekseni barış üzerine kurulu bir dış politikaya ihtiyaç olduğunu" deklare etmişti.

Bu ilkeyi kabuledilebilir bulmak, Türk dış politikasında, sayın Davutoğlu ile birlikte başlayan radikal değişimi reddetmek ve bu yöndeki saldırılara hak vermektir. Dahası monşer diplomasisine geri dönüştür bu.

Cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açmak için kurulan "Cumhurbaşkanı anayasal sınırlara çekilmeli" cümlesini de kabuledilebilir bulmuş AK Partliler ve Başbakan Davutoğlu!

Şundan kimsenin şüphesi olmasın ki; Erdoğan'ın meşruiyetini böylesine süslü bir cümle ile tartışmaya açma hevesindekilere fırsat verecek her kim olursa olsun, çekilebileceği sınırı falan da kalmaz!

Bugüne kadar yapılan her seçimde CHP'ye iktidar kapısını kapatan parti zihniyetinin 14 madde halinde sıralanmasından ibaret olan koalisyon ilkeleri içerisinde tek bir madde yok ki; kabuledilebilir bulunması durumunda AK Parti'nin kendini inkarı anlamına gelmesin.

CHP'nin hukuka, yargıya, eşitlik ve adalete bakışının ne olduğunu sınadık tecrübe ettik. Bildiğimiz CHP'nin başına "Y" geldiğinde yaşadığı değişime de tanık olduk.

Mesela "Y" eklenmiş CHP'nin hukukun üstünlüğünden kastının PARALEL YARGI hukuku olduğunu daha dün tecrübe ettik!

"Y" eklenmiş CHP'nin özgürlükten kastının bir ramazan günü dini değerleri ayaklar altına alan LGBT eylemine TOMA araçlarının üzerine çıkan milletvekilleri ile destek vermek olduğunu yaşayarak öğrendik.

Bu CHP'nin özgürlük anlayışı, Cumhuriyetin savcısını makamında rehin alıp katleden teröristleri "aktivist veya eylemci" diye nitelendirebilmeyi gerektiriyor. Bu gerçeğe tanık olduğumuz olayın acısı hala yüreğimizi sızlatmıyor mu?

Bütün bu gerçekler ortadayken, iki partinin varoluş gerekçeleri bile böyle bir koalisyonun telaffuzunu bile redderken, AK Parti-CHP Koalisyonu tamam diye bir algı yaratmaya çalışılıyor.

Sözü fazla uzatmadan sorayım: AK Parti nesiyle koalisyon kuracak CHP'nin?

Esad'ın zulmünü alkışlayan Baasçılığını görmesek, Paralel Yapının vatana ihanetini alkışlayacak kadar Paralelsever, bunu görmesek DHKP-C teröristlerini savunacak kadar Terörsever, hadi bunu da görmeyelim desek; dün TOMA'nın üzerinde ortaya çıktı ki; aynı zamanda her yönüyle üçüncü cinssever...