22 Haziran 2019

Alkollü hayatı Kemalist Chp resmîleştirdi

Laikliği İslâm'ın yerine ikame eden Atatürkçü Cumhuriyet, yâni Chp iktidarları alkollü hayatı devlet kurumlarında ve toplumda bir âdet olarak yerleştirmiş ve resmî hâle getirmiştir. İslâm'a aykırı alkollü hayatı devlet erkânının sofralarına ve resmî protokollere sokan, bu haram âdet için mevzuatlar çıkaranlar 1930'lı yılların halk düşmanı ceberrut Chp iktidarlarıydı.  

Alkollü hayat Chp'liliğin şartlarındandır.

Kemalist Chp'li olmanın şartlarından birincisi laiklikle alkolü hususi ve umumi hayata dâhil etmektir. Alkollü laik hayat Chp'li olmanın olmazsa olmazlarındandır. Bundandır ki bu Avrupaî âdeti yaymak ve dayatmak için yapılan propagandalar avamın ve lümpen toplulukların köksüz idraklerine kadar sloganlaştırılmıştır: “Eski kafalılıktan kurtulmak istiyorsan önce kafayı çekeceksin…” 

Bir Batılı'nın söylediği şu pespâye sözü Tek Parti Dönemi'nin Chp'lileri slogan hâline getirmişlerdi. Müslüman Türk milletinin namusuna tasallut etmekten daha şenî bir hakaretti bu söz: “Aferim şu Türk milletine sonunda hidayete erdiler... Ne mutlu onlara aynı bizim gibi oldular.” 

Bu alçakça söz alay etmek maksadı taşımıyor. Bilakis, alkollü laik hayatla eş mânaya gelen Atatürkçü Cumhuriyet ideolojisine dâhil olduğu nisbette takdir edilen bir toplum kastediliyor. 

Alkollü laik hayata dâhil olmanın Chp'li olmakla aynı mânaya geldiğine ideolojik olarak inanan zümrelerin en çok kullandıkları slogan hâlâ hatırlardadır: “Laikliğin ve asrîliğin icabı olan âdetlere karşı çıkanlar orta çağın karanlıklarından arta kalan iflah olmaz gerici /mürteci/irticacı ve şeriatçıdırlar…” 

Chp'de alkolle laiklik birbirini tamamlayan ilkelerdir                                                                                                                         

Kemalist Chp eliyle Batılılaşma mâceramızın bir parçasıydı alkollü laik hayata dâhil edilmemiz. Atatürkçü, yâni Chp'li olduğunuz alkollü laik hayata dâhil olup olmadığınıza bakarak karar verilir. Bu ölçü askeriyeden bürokrasiye ve teşkilatlardaki idarecilere kadar geçerlidir.

Alkollü laik hayatı olmayan Chp'li olamaz                                                          

Chp iktidarlarında siyasette, yargıda, askeriyede ve bürokraside yükselmenin en birinci şartı alkollü laik hayatınızın istikrarlı bir şekilde sürüp sürmediğini bağlıdır. Alkollü laik hayatınız yoksa, şüpheli, yâni Atatürkçü rejim için tehlikeli (gerici) bir insansınız. Zaten Atatürkçü, yâni Chp'li olduğunuz gün “Din, iman, ahlâk, fazilet…” gibi ölçüleri terk etmeniz gerekiyor.

Chp'nin iktidar olduğu bir zamanda alkollü laik hayatınız yoksa hiçbir şansınız yoktur. Avrupaîliği ve gelişmişliği alkolün kamuya ve özel hayata yayılması olarak gören Chp zihniyeti bu anlayışından vazgeçmiş değildir. 

Yakın zamanda Chp 124 milletvekiliyle “alkol yasağını düzenleyen” kanunun iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğu hatırlardadır. Demek ki Chp'liler alkollü hayatın muhibbi ve yaptırımcısı kurucularından bu yana huylarından vazgeçmemişler.

Rakısever Chp'lilerin huyu değişmiyor

CHP'li bir mebus Tekirdağ'daki rakı fabrikasının zarar etmesinden dolayı kapatılmasına hayıflanmış. Bu rakı fabrikasının 1931'de kurulduğunu, Türkiye'de benzerinin olmadığını, kar-zarar hesabının ötesinde bir anlamının olduğunu, savaştan yorgun ve yoksul çıkmış bir halkın, Cumhuriyet'i kurduktan sonra canını dişine takarak yaptığı büyük sanayileşme hamlesinin sembolü sayıldığını beyan etmiş.

Böylesine eğri büğrü ve millet değerleriyle uzaktan yakından alâkası olmayan beyanatın neresini düzeltmeli? Bir rakı fabrikasının kapatılmasına üzülmek, benzerinin olmadığını, halkın canını dişine takarak yaptığını ve sembol bir değer taşıdığını söylemek bu ülkede psikiyatrik bir vak'a olarak kabul edilir. Müslümanlığıyla var olan bir milletin ülkesi olan Türkiye'de böylesine abes ve akla ziyan sözlerin sahibi hangi akıl ve fikirle siyaset yaparak iktidar olacağını düşünüyor? 

İçinde yaşadığı millet değerlerine yabancılaşan böylesine çarpık ve anormal bir şeyi savunan siyasetçi dünyanın hiçbir ülkesinde olamaz. Bu beyanatı Türkiye'de değil de Fransa'da vermiş olsaydı kimse itiraz etmez ve hattâ alkışlanırdı. Anormallik de bu noktada zaten. Türk Ülkesi'nde Fransız gibi düşünüyor, Türk milletinin Fransızlar gibi bir hayat anlayışına sahip olduğunu vehmediyor olmalı. Bir iktidar olsunlar, maâzallah, Türkiye'yi Rakı Cumhuriyeti' ne dönüştürecekler.

Beyanat sahibinin tarih bilmediği apaçık. Cumhuriyeti bu halk kurmadı. Halkın, esasında millet demek lâzım, cumhuriyetin kuruluşunda hiçbir şekilde görüşü sorulmadı. Din-i İslâm ve vatan-ı İslâmiyye şiarıyla yapılan Millî Mücadele'nin ardından Harbi ve Meclisi yöneten bazı paşaların 23'den sonra bu şiardan vazgeçerek lâdinî-pozitivist inkılaplarla ilân ettirdikleri bir cumhuriyettir bu. Laikçi Chp'nin altı ok ilkelerinden oluşan ve millete “Bin yıldır okuduğu Kur'an sûreleriyle beyni sulanmış, ıslah edilmesi gereken fasa fisolar…” diyen Kemalist güruh tarafından ilân edilen cumhuriyeti necip milletin kurmadığını sağır sultan bile biliyor. Bizdeki de ne gam! CHP'lilerin aslı ve kökü böyle değil mi zaten?