VF kat sol
VF kat sağ


Allah bize yeter o ne güzel vekildir!

Mısır'da darbeden bu yana 479 idam kararı çıktı.

Mısır halkının özgür iradesiyle seçtiği Muhammed Mursî ve dostları idama mahkum edildi.

İnfazlar başladı.

İdamları Müftülük de onaylıyor. Yani 'fetva'sı da alınıyor.

Neoconlar (Avrupalı partnerleriyle) Mısır örneğinde olduğu gibi, Müslüman dünyanın peşini bir türlü bırakmıyor. Yüzlerce yıldır sömürdükleri, asimile ettikleri, birbirine kırdırdıkları, öldürdükleri ülkelerde Mısır'daki gibi darbeler yapıyor, işbirlikçi alçak darbecilere para akıtıyor, yaptıklarını medyalarında görmüyor, yansıtmıyorlar. Batı'nın bu yaptıkları yanına kar kalmayacaktır. Mısır halkı da, bütün Arap halkları da mazlum Afrika halkları da, Batı'nın yüzyıllardır sömürdüğü, öldürdüğü, aşağıladığı bütün halk da uyandı, uyanıyor. Bu uyanış Batı'yı fazlasıyla korkutmuş görünüyor. Mısır'da, Suriye'de ve diğer bazı ülkelerde Batılıların planları er ya da geç çökecek. Bumerang gibi dönüp kendini vuracak. Ürettikleri ve destekledikleri Firavunlar, halkların isyan dalgalarında boğulacak. Türkiye, ilkeli politikalarıyla bu uyanışın merkezî durumunda. Tarihsel birikimi ve misyonu da bunu gerektiriyor. Dünyanın beş'ten büyük olduğunu fazlasıyla haykırmak gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye'nin öncelikle yapması gereken Nato'dan çıkmak. Son otuz yılda 12 milyondan fazla Müslümanı öldüren, 70 milyona yakın Müslümanı ileri düzeyde sakat bırakan ABD ve müttefikleriyle aynı askerî ittifak içinde yar almaması gerek. Türkiye, Müslüman dünyanın ortak askerî gücünü oluşturmalı. Şimdiye değin çeşitli Müslüman ülkelerle gerçekleştirilen birliktelikler genişletilmeli. İslam birliğinin ekonomik ayağı güçlendirilmeli. Ortak üretimler artırılmalı. Ve ortak askerî güç oluşturulmalı.

Musri'nin idam kararından sonraki sözleri şöyleydi :

"Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır. Bir kısım insanlar, müminlere: «Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!» dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve «Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!» dediler.Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'ın nimet ve keremiyle geri geldiler. Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem sahibidir. İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun. (Âl-i İmran Suresi 171 – 175)

İşte bu, Allah'tan başkasından korkmamamız Allah'ın hepimize çağrısıdır. Allah'ın, asla yolumuzdan geri dönmememiz, O'na sarılmamız ve sığınmamız üzerine yaptığı bu çağrı hepimizedir. Bu çağrı, her zaman 'Allah bize yeter. O ne güzel vekildir' deme çağrısıdır. Bu bize yeter. Allah, kuluna baktığı zaman kulunda emirlerine, sünnete ve ipine sımsıkı sarılmış bir hal ve davetçi bir şahsiyet görmek ister, bu Allah'ın hoşuna gider; bu nedenle Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve dağılmayın. Biz dünyaya barış ve selamet mesajıyla geldik. Biz savaş ya da düşmanlık değil ancak insanların hayrını istiyoruz ve bu hayır inşaallah gerçekleşecek."

Bu inanç ve azimle, Müslümanlar, prangalarından kurtulacak, sömü düzenleri tarihe karışacak, tarihte olduğu gibi Müslümanların altın çağı başlayacaktır. Bu inanca, teslimiyete ve kararlılığa hiçbir güç dayanamaz.