AMAN ZEKATIMIZI VERELİM
Ramazan ayına kavuştuk çok şükür. Bu ay yapılan ibadetlere kat kat daha fazla sevap verilmektedir.
İmam-ı Rabbani Hz. Mektubat
kitabındaki 45 mektubunda bu konudan bahseder. Başından biraz yazalım.
“Ramazan-ı
şerif ayında yapılan nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere
verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz
ise, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir...”
70 kat fazla kazandıran
bir ay. Konu kripto paraysa 3 kat kazandırması günlerce gündem oluyorken,
Ramazan ayının büyük kazanım fırsatını ise çok çok az insan
değerlendirebiliyor. Ancak şu an görmediğimiz ahiret yurdunda, işlenen
amellerin karşılığını gördüğümüzde, gerçek yatırımın ve gerçek pişmanlığın ne
olduğunu bileceğiz.
Yine de sevabını katlamak
isteyen ahiret uyanığı Müslümanlar zekatlarını özellikle Ramazan ayında vermeyi
tercih etmektedirler.
Buna rağmen zekatını veren
zenginlerin sayısı oldukça azdır. Eğer zenginler zekatını vermiş olsaydı en
fazla 2-3 sene içinde hiç muhtaç insan kalmazdı.
Medya vakalara ve aşıya
tutulmuş kalmış.
Evinde günlerce aç oturandan,
Dükkanını kapatandan,
İşinden olmuş çaresiz
kalandan,
Başka hastalığı olup
ilacını alamayandan,
Psikolojisi bozulmuş
insanlardan,
Dağılmak üzere olan aile
bağlarından,
Korona dışındaki
milyonlarca gerçek vakadan bahseden neredeyse yok.
Medyadan böyle bir
duyarlılık zaten beklemiyoruz ama, bizimde karşı komşunun halinden haberimiz
var diyemeyiz. Kim korona kim değil? Neresi kırmızı, turuncu, sarı? Başka
derdimiz kalmamış…
Artık insanlığımızla
imtihan edildiğimizin farkına varmamız lazım.
Kaliteli Müslüman olunmaya
çok daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz.
Aynı zamanda hepimizin
Allah’ın korumasına ve merhametine daha çok sığınmaya, daha fazla dua ve
ibadete muhtaç olduğumuz bir dönem.
Zekât kendi malımızdan bir
lütuf değil, bizde olan fakirin hakkıdır. Onu vermeyen fakirin hakkını gasp
etmektedir.
“…’Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya,
yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz
söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin’ diye misak
almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
(Bakara 83)