ANA YOLDAN GİDERİM
Telefon hattının diğer ucundaki Sadık hoca ile ‘’okumak ve kitaplar ‘’üzerine sohbet ederken hoca öyle bir cümle kurdu ki hakikaten hikmetli.
İşte Nam-ı diğer Sadık Hoca’nın kurduğu
o hikmetli cümle;
‘’Kardeşim kitap dünyasını yakından takip
eden çok yönlü ve derinlikli okuyan kimselere saygı duymakla birlikte ben böyle
yapamam. Okuma eylemini bir yol kabul edersek, ben ana yoldan giderim. Yani
tarihe mal olmuş, etkisini asırlarca sürdürmüş, büyük alimlerin temel kitaplarını
okurum. Ana yolda hakikate direkt ulaşmak varken, ara yollarda ömür tüketmeyi
beyhude görürüm.’’
HARAMI, HELALİ ANNEMDEN ÖĞRENDİM
Yıldıztepe Cezine Camii’nde gerçekleşen
sabah namazı buluşmalarının birinde namaz sonrası kurulan kahvaltı sofrasında dostlarla
muhabbet ediyoruz.
Söz helal ve haram bilincinden açılınca
Kur’an muallimi Ziya Hoca bir hatırasını şöyle anlatıyor:
‘’Ben onca sene İslami İlimler konusunda
eğitim aldım. Fakat anne babanın çocuklarına verdiği bilinç ve eğitimin
fevkalade etkili olduğunu düşünüyorum. Nice kitaplar okudum, hepsinden de
faydalandım. Lakin gerçek manada helal ve haram eğitimini annemden aldım. Birgün
evimize dönerken kestirme yol olabilecek bir araziden geçmek yerine daha uzun
bir yoldan daha fazla yürüyerek evimize gittik. Anneme merak edip sordum: Anneciğim
şu kısa arazi dururken neden evimize uzun yoldan döndük?
Annem bu soruma öyle bir cevap verdi ki
hiç unutamam:
-Evladım izinsiz başkasının arazisinden
yürümek bile haramdır.
BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZEN ŞEY
Çevre kirliliğinin, kul hakkının ve duyarsızlığın
konuşulduğu bir mecliste bir dostumuz bütün sorunları çözecek, bütün kapıları
açacak anahtar formülü şöyle açıkladı:
‘’Herkes empati yapabilse hayatta her
türlü sorun rahatlıkla çözülür’’
KAVGAYI ÖNLEYEN DURUŞ
Bağcılar Kabataş tramvayı ile Beyazıt istikametine doğru seyahat halindeyiz.
Birden bir kadının sesi yükseliyor. Yanındaki kadını maske takması konusunda
hayli sert bir şekilde uyarıyor ve şöyle
diyor:
-Maşallah epey de süslüsün. Süsüne
dikkat ettiğin kadar maskene de dikkat etsene.
‘’Herkesin işte büyük bir kavga koptu
kopacak’’ diyerek merak ve heyecanla dikkat kesildiği bir anda uyarılan kadın
teşekkür ediyor. Maskesini takıyor. Ve kadının hakaret dolu cümlelerine de çıt
bile çıkarmıyor. Bize de sabır ve sükunetle ziynetlenmiş bu hanımefendiliği takdir etmek düşüyor.
ASIL SANA HELAL OLSUN
Hava sıcak mı sıcak, yol yokuş mu yokuş,
yüküm ağır mı ağır .Yavaş yavaş yolu yarılıyor, sağda bir çay ocağı görüyorum. Oturup
bir çay içiyorum. Bardağı almaya gelen garsona ‘’elinize sağlık, borcumuz ne
kadar’’ diye soruyorum, aldığım cevap bu toprağın insanına olan hayranlığımı
bir kat daha arttırıyor.
Bakın hiç tanımadığı bir müşteriye
garson ne diyor:
-Afiyet olsun abim, varsa bir buçuk ver,
yoksa helal olsun
Bir taraftan garsona içtiğim çayın parasını verirken diğer taraftan da şöyle demekten
kendimi alamıyorum.
‘’Sevgili kardeşim bana değil, asıl sana
helal olsun’’
İYİLİK BANA İYİ GELİYOR
Seda Uçar kendisini iyiliğe adamış aktif
bir vakıf gönüllüsü, çalışkan bir Kur’an Kursu muallimesi bir ay içinde iki amcasını
rahmeti rahmana yolcu etti.
Babası da kanser tedavisi görüyor. Rabbim
amcalarına rahmet eylesin, babasına da şiflar ihsan eylesin. Seda hocahanım
herşeye rağmen dimdik ayakta, yüksek bir motivasyon ile hizmetlerini sürdürüyor.
Bağcılar Müftülüğü bağımlılık koordinatörlüğünün molla Gürani parkındaki
karikatür sergisinde de Seda hocahanım yine ön saflarda. Kendisine soruyorum
-Hocahanım yaşadığınız ve yaşamakta olduğunuz onca acıya rağmen maşallah dimdik
ayaktasınız, bunu nasıl başarıyorsunuz?
İşte Seda hocahanım’ın bu soruya verdiği ibret ve hikmet dolu cevap:
‘’İyilikler beni ayakta tutuyor, onlarla
hayattaki acılara karşı güç ve kuvvet buluyorum. İyilik yapmak bana iyi
geliyor.’’