05 Aralık 2016

'''Ankara iyi kalpli üvey ana'

Hüseyin Akın tanışmaktan büyük memnuniyet duyduğum insanların arasında gelir. Şair, yazar, STK yöneticisi ve öğretmendir. Bütün vasıflarında da son derece başarılıdır. Okunan takip edilen bir şair- yazar olduğu gibi, ülkemizin en iyi liselerinden İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde öğretmenlik yapmaktadır. Öğrencileri arasında alanlarında kariyer yapmış çok sayıda ünlü isim bulunmakta.

Kendine has bir yazma, anlatma ve konuşma tarzı vardır. Alın bir kitabını okuyun, konuşmasını dinleyin o zaman hak vereceksiniz. “Ankara İyi Kalpli Üvey Ana” Hüseyin Akın'ın çıkan son kitabıdır. Deneme - araştırma türünün birleştiği edebi lezzetle yazılan bir eser olmuş. Tarih, coğrafya, tarım, sanayi, politika, bürokrasi, şiir, anı, edebiyat, folklor, spor, sosyal yaşam hatta İstanbul- Ankara muhabbeti öyle güzel harmanlanarak verilmiş ki ancak bu kadar olur. Korkmayın öyle kalın bir kitap değil bütün bu bahsettiğim konular 127 sayfa da hem de eksiksiz anlatılıyor.

Kentlerin başı olmasına rağmen, Ankara nedense edebiyatçılarla arası çok kötü olmasa da iyi olduğu da söylenemez.  Cemal Süreyya'nın Akın'nın kitapa isim olarak seçtiği; “Ankara, Ankara; ey iyi kalpli üvey ana!” dizesi ve Yahya Kemal'in “Ankara'nın İstanbul'a dönüşünü seviyorum” sözü daha yıllarca unutulmaz.

Ankara kravatlılar şehridir. Resmidir. Mevzuata göre yaşar. Hüseyin Akın da bu durumu şu cümleyle özetliyor: “Çatık kaşlı devlet baba fotoğrafı adeta bu kentin boynuna asılmış gibidir.”

Akın kitapta objektif bakmış, Ankara'nın soğuk yapısından bahsederken sıcacık, kıpır kıpır neşeli yanlarını özellikle 15 Temmuz'daki kahramanlıkları da anlatırken okuyucusunu bir anda Ankara aşığı da yapıyor.

Kitap Hacı Bayram Veli Hazretleri ile başlıyor. ‘Ankara'da dayın olacak' muhabbetini güzel ve tebessüm ettiren konusu, dayının ‘ben senin dayın değil amcanım' demesinin ne anlama geldiğinin cevabı ile devam ediyor. Arada birçok keyifli başlıklarla gelişiyor. Ve son ara başlık: ‘28 Şubat'ta Tanklar Sincan'a Yürümüştü - 15 Temmuz'da Sincan Tanklara Yürüdü.'

Ve son Paragraf “ Ankara halkı Ankara'nın bir ‘muharip kent' olduğunu 15 Temmuz günü vatan müdafaasında gösterdiği topyekûn mukavemetle bir kez daha göstermiş oldu. Mübarek olsun.”

Yazarın ilk sözü ne miydi? “ Cemal Süreyya'yı anarak, Yahya Kemal'i arayarak ve Hacı Bayram Veliyi anlayarak…”

Uluslararası Barikat Film Festivali

Bu yıl Yedincisi düzenlenen Uluslararası Barikat Film Festivali, "barikatları aşmak" temasıyla gerçekleştirildi. Engellilerin yaşadıklarını,  sinemayla anlatmayı seçtiler.

1-4  Aralık' tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle süren organizasyon kendi alanında bir ilk olarak gösteriliyor.

Festivalin diğerlerinden ayıran özelliği ise, katılan filmlerin tamamında “engellilik” temasının işleniyor olması ve juri üyelerinin de çoğunluğunun engellilerden oluşması geliyor.  

Birçok film festivalinde bulundum ama bu farklıydı. Aralarından neredeyse hiç profesyonel yoktu.  Kendi dertlerini en iyi kendileri bildikleri için, festivalin her alanında bizzat kendileri olmuş. Gösterilen tüm filmlerde amalar için için ses betimlemesi, işitme engelliler için işaret dili ve alt yazı kullanılmış. Hepsini de yine kendileri yapmış.. Bunlar çok önemli ve takdirlik hareketler. Tebrik ediyorum.

Bir yere kadar başarılılar ama bazı noktalarda ise zayıf kaldıkları görüldü. Gelecek yıllarda mutlaka bu işi en iyi bilenlerden destek almalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.

 

Fethi Gemuhluoğlu Memleketi Malatya'da Konuşulacak

7 Aralık 2016 Çarşamba Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde gün boyu Fethi Gemuhluoğlu'yla ilgili etkinlikler yapılacak. Malatya Ramada Plaza Altın Kayısı Otelinde gerçekleşecek ola program ; paneller, müzik dinletisi, belgesel gösterimleri ile sabah 9:30 ‘dan akşam 18:00 e kadar devam edecek.  

ESKADER Başkanı yazar ve gönül adamı Şerif Aydemir'de etkinliğe katılarak bir konuşma gerçekleştirecek.

 

Bir Kara Mizah 'Törebe'

Mehmet Emin Kazcı'nın kaleme aldığı, yönetmenliğini Ulvi Alacakaptan'ın üstlendiği kara komedi türündeki "Törebe" isimli tiyatro oyununun galası yapıldı.

Eyüp Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen galaya kültür sanat ve tiyatro camiasından çok sayıda kişi katıldı.

Ulvi Alacakaptan, "Törebe"nin 10 yıl önce yazıldığını belirterek, "Ne yazık ki bugünlerde çok yakıcı bir şekilde güncel oldu. Çocuk gelinler, tecavüzler, öldürülen kadınlar üzerine bir oyun. Yalnız oyunumuzun bir özelliği var; başta biraz tuhaf karşılanabilir... Oyunumuz bir komedi ama kara komedi. Bu türün örnekleri ülkemizde çok yok. Bizim oyunumuz da inşallah iyi örneklerinden biri olur." diye konuştu.

Töre konusunda bir farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını aktaran Alacakaptan, "İzleyici, tabiri yerindeyse acı acı gülecek. Sonunda daha da acı bir sürpriz bekliyor. Amacımız tabii ki izleyiciyi üzmek değil." dedi.

Alacakaptan, oyun için çok çalıştıklarını ve takdirin izleyicide olduğunu vurgulayarak, "Oyunun bir son cümlesi var, o her şeyi anlatıyor aslında. 'Törebe, katilin de öldürülenin de aynı törenin kurbanı olduğu bir körebe oyunudur.' Evet, katil de törenin kurbanı. Öyle kötü bir gelenek ki bu, sanki mübahmış gibi, o da bir töreyi yerine getiriyor." ifadelerini kullandı.

Ulvi Alacakaptan, yaklaşık 1,5 saat süren tek perdelik "Törebe"de oyuncu olarak da yer alıyor. Diğer oyuncular ise şu isimlerden oluşuyor: Akın Güneş, Ceren Parlar, Funda Cansever, Gülsemin Şimşek, Nedim Çağlar ve Ümit Saçlı
Galaya Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın'da katıldı ve  oyun sonunda oyunculara  sahnede çiçek takdim etti.