21 Kasım 2016

Asıl tecavüze uğrayan hepimizin hayatı…

Memlekette onca derdinin ortasında gündemi AK Parti'nin -nedense yine bir gece vakti-Meclis'e sunduğu ‘cinsel istismar' suçuyla ilgili kanun taslağı belirledi.

Her zaman olduğu gibi sorunun tam olarak ne olup olmadığı anlaşılmadan sırf ‘Hükümete muhaliflik olsun da taştan olsun' havasındaki kesimler ‘Tecavüzcüler affediliyor' çağrılarıyla ortalığı bir kez daha velveleye verdiler.

Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllının çıkaramaması misali başta Adalet Bakanı olmak üzere hükümet yetkilileri de işi gücü bırakıp taslağın tecavüzcülere dönük olmadığını açıklamaya çalışıp durdular.

Oysa evet, önergede yanlış anlaşılmalara müsait noktalar ve açıklar var. Lakin bunu anlatmanın yolu toz duman yaratmak mı?

Mesela Hukukçular, mağdur için yaşta alt sınır konulmaması nedeniyle 11-12 yaşındaki kız çocuklarıyla birlikte olanlara da evlenme ile tahliye yolu açacağını savunuyorlar.

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tasarıda; ‘failin' tanımının yeterince anlaşılır ve kamu vicdanını rahatlatacak nitelikte yapılmamış olmasının en büyük eksikliklerden biri olduğunu belirtiyor.

Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda cinsel istismar suçunu işleyenlerin, güç, nüfuz vb. imkanlar ile mağduru ve çevresini etki altına alması ve mağdur ile evlenme yoluna giderek serbest kalmasının önü açılacağına dikkat çekiyor.

Suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında görülen davaların af ile sonuçlanacak olmasını da sakıncalı görüyor.

Her ne kadar önergede ‘cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçlarında mağdurla evlenen mahkûm ve sanıkların cezaları ertelenecek' denilse de KADEM, buna da itiraz ediyor ve soruyor “cebir, tehdit ve iradeyi etkileyen hususlar ya da küçük yaşta bir kız çocuğunun ‘kendi iradesi' nasıl tespit edilebilir?”

AK Partinin iyi niyetle getirdiği önergede sağduyulu düşünüldüğünde eksikliklerin olduğu aşikâr. Öyle olduğu için de Başbakan Binali Yıldırım, tartışma yaratan cinsel istismar önergesine ilişkin parti grubuna muhalefet partileriyle görüşme talimatı verdi.

Benim anlamadığım kamuoyunda her yana kolayca çekilecek türden yasa önergeleri için en başta yapılması gerekenlerin neden hep en sonda yapılıyor olması?

Gerçekten meselelerimizin çözümünde sürekli her kafadan bir sesin çıktığı, yıpratıcı zamanlar yaşamak zorunda mıyız biz?

Eğri oturup doğru konuşmak gerekiyorsa enerjimizi boşa tükettiğimiz süreçlerin yaşanması, muhalefet kadar olmasa da hükümet kanadının da eksikliklerinden, özensizliklerinden ve dersine iyi çalışmamalarından kaynaklanıyor.

Neden böylesi bir yasa taslağı apar topar son anda bir yasa teklifine ilave ediliyor mesela?

Eksiklikleri, gedikleri, yanlış yorumlamaya açık noktaları neden muhalefet partileriyle önceden en detayına kadar istişare edilerek kaldırılmıyor?

Neden önemli bir yasa teklifi, daha işin başında hazırlayanlarca hukukun anlaşılmaz dilinden arınmış bir sadelikle kamuoyuna anlatılmıyor?

Bu kadar tartışma yaratabilecek bir husus neden talandan mal kaçırır gibi bir gece yarısı Meclise sunuluyor?

Gösterilmeyen ilgi ve itinalar yüzünden nelerin kaybedildiği ya da yeni yanlış anlamalara sebep olabileceği neden önemsiz addediliyor?

Bakın bu özensiz ve kaptı kaçtı tavırlar yüzünden, eski TCK'da mağdur ile evlenme halinde suçun düşmesi durumunu kimin kaldırdığı dahi güme gidiyor.

AK Parti, mağdur ile evlilik halinde suçun düşmesi durumunu kaldırdığı gibi cezayı daha da sertleştiren parti oysa. Onların çıkardığı yasaya göre çocuğu (12-18 yaş) cinsel yönden istismar eden kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olmuyor. Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunuyor. Mağdur 12 yaşını tamamlamamışsa ceza en az 18 yıl oluyor.

Şimdi vicdanı olan söylesin bu cezaları getiren AK Parti'mi ortalığı velveleye verenlerin söylediği gibi ‘tecavüzcülere af' getiriyor?

Evet, Hükümet, TMK'daki resmi evlilikte 17 yaş sınırı nedeniyle resmi nikâhla evlenemeyen, kucağında bebekle mağdur olan çocuk gelinleri korumak ve kocalarını hapisten çıkararak, yaşanan sorunu çözmek için verdiği önergenin eksikliklerinden ötürü ‘tecavüzcüyü koruyucu' durumuna düştü. Maalesef her şeye mal bulmuş mağribi gibi atlayan muhalefet kadar kendi vekillerinin özensizliği de bunda rol oynadı.

Şimdi yapılması gereken, meselenin kamu vicdanını rahatlatacak ve en önemlisi muhaliflerin diline ‘tecavüzcülere af' sakızını düşürmeyecek şekilde bütün sorunları giderilmiş, suiistimallere kapatılmış ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmesi olmalıdır.

Unutulmasın ki sosyal meseleleri toplumun yararını hiçe sayarak kolayca politik ve ideolojik çekişmelerin kurbanı yapmak kadar afların rutinleşmesi de toplumsal hayatımıza tecavüz oluyor aslında.