Aşkın kalbinden notlar
Yıllarca amin dediğim dua
Hak aşığı Yunus,
asırlar önce yüreğinden kopup gelen kelimelerle ne güzel dua etmiş. Ettiği o
duaya asırlardır yanık gönüller gözyaşlarıyla ‘’amin’’ diyorlar. Bendenizde 43 senedir Yunus’un bu duasına canı
gönülden ‘’amin’’ diyordum. Hamdolsun aminlerimiz ilahi huzurda birikti birikti, dualarımız kabul makamına yükseldi.
Rabbim lütfetti, o mübarek diyarları gören bahtiyarlar
arasına bizde dahil olduk.
Yazının tam burasında Yunus’un o duygu yüklü duasını bir kere daha hatırlayalım.
Gönülden aminlerimizi yeniden dua vesilesi ile kabul
makamına gönderelim.
‘’Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kabe yollarında kumlara batsam
Hub cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni’’
EN HAYIRLI HABER
Rahman’a hamd olsun
bu vakte kadar nice hayırlı haberler aldım. Hiç şüphesiz hayatımda
aldığım en hayırlı haber kutsal iklime yolculuk haberiydi. Haberi veren
Bağcılar Yıldıztepe Camii imam hatibi Uğur Aydoğan ve müezzin kayyımı Hüseyin Nalkıran hocalarıma
sadece şükran değil, yemek de borçluyum.
RAHMET İKLİMİNE HAZIRLIK
Evet merhum Tahirül Mevlevi çok haklıydı. “Eli boş
gidilmez gidilen yere”
Sadece eli boş değil, dili boş, kalbi boş, gönlü boş olarak da gidilmemeliydi.
İhramdan tavaf patiğine, çantadan hac ayakkabısına umre alışverişim bir
gün sürdü. Hepsini Tahtakale’de
hallettik. Fakat umre ibadetine fikri ve
kalbi hazırlığım aylarca sürdü. O kutlu beldelere gidecek olmanın heyecanını tam 2 ay iliklerime kadar hissede
hissede yaşadım. Ne heyecandı ama…
Bu heyecan yanında Dünya Kupası finali heyecanı halt etmiş.
EN UZUN GECE
16 Kasım 2022 Çarşamba gecesini hiç unutmayacağım. O
gece fani ömrümün en uzun gecesiydi. Adeta o gece dakikalar saat, saatler gün
olmuştu. Bir türlü geçmek bilmiyordu o gece.
SEHER VAKTİ, SEFER VAKTİ
Ne kadar uzun sürerse sürsün, kışın sonu bahar,
gecenin sonu seher değil miydi? Evet, nihayet karanlık gecenin nurlu sabahına erişmiştik. Vakit vuslata yolculuk
vaktiydi.
EKİP SAĞLAM YOLA DEVAM
Size hemen kutlu yolculuğun değerli yol arkadaşlarını
tanıtmak istiyorum. 57. kafile başkanı değerli mevkidaşım İstanbul Sultanbeyli
Müftülüğü Din Hizmetleri uzmanı değerli
Metin Toprak; son derece halim selim, nezaketli,anlayışlı hoşgörülü.
Bağcılar Yıldıztepe Cami İmam Hatibi Uğur Aydoğan; tam
bir enerji deposu, bir dakika yerinde durmayan heyecan fırtınası.
Bağcılar Hz.Ebubekir Cami İmam hatibi Birol Akça; oldukça sabırlı deneyimli ve
hoşgörülü. Ayhan Çokkaş; hayli samimi,disiplinli, hareketli ve ciddi, siyer
okumalarının hakkını vermiş.
Doğan Alcı,
Doğan hocayla kendisini tanıyıp tanıtacak kadar görüşmedik fakat hocanın grubu
kendisinden bir hayli memnundu. Yavuz Körükçü; Memleketi Gaziantep, Fındıkzade’de
bir esnaf, sağ olsun Akbaba Mehmet Efendi Cami’nde 5 sene dostumuz, refikimiz ve gören gözümüz olmuştu.
Bu özellik ve güzelliklerini kutsal iklimde taçlandırmak için acizaneme
refakat etmek üzere benimle birlikte Umreye geldi. Kendisiyle anlatmaya
kelimelerin kifayet edemeyeceği anlar ve
demler yaşadık. Rabbim benim önümdeki engeli kaldırdığı gibi kendisinin de
dünya ve ahiretteki bütün engellerini kaldırsın. Yavuz bey o hasta haline rağmen mübarek diyarlarda bana çok güzel
arkadaşlık etti.
UNUTAMAYACAĞIM ANLAR
Medine Havaalanı’ndan
salavat ve ilahilerle Mescid-i Nebeviyye gelişimizi, Mescid-i Nebevi’de uyuyan
çocuğu, rahmet elçisinin Ravza-i Paki’ni ilk görüşümüzü, Mescid-i Nebevi’de kıldığımız
namazların yaşattığı duyguları, Rahmet elçisine kucak açan gül şehrinin
güzelliklerinin doyumsuz seyrini, Kuba mescidinden Okçular tepesine kalbimizi
dokuyan ve dokunan ziyaret mekanlarını, ilk ihram giyişimizi, Mekke’ye ilk varışımızı, Kabe’yi ilk görüşümüzü,
Kabe’yi seyrede seyrede zemzem içişimizi, Beytullah etrafında aşk ile şevk ile
dönüşümüzü, Safa’dan Merve’ye asırlar sonra Hz. Hacer Annemizin izinde
gerçekleştirdiğimiz yürüyüşü, yorulunca zemzem içmenin tarifsiz mutluluğunu,
Sevr’den Arafat’a Hira’dan Müzdelife’ye, İslam’ın doğduğu mükerrem şehirde gerçekleştirdiğimiz o mükemmel seyahati
asla unutmayacağım.
HAC GİBİ UMRE
Medine’de de Mekke’de de tam bir bahar havası vardı.
Rahat etmeye gitmedik. Fakat çok rahat ettik. Bulunduğumuz 57. kafile 149
kişiden ve 4 gruptan mürekkepti.
Önce beş gün Medine’de rahmet elçisinin (s.a.v)
misafiri olduk Medine’ye doyamadık. Hurmalarımızı umumiyetle Medine’den aldık. Mekke’de 11 gün
kaldık. Burada da rahmanın(c.c) misafiri olduk Medine’de, Mekke’de de
otellerimiz gayet güzeldi. Yemekler tam istediğimiz gibiydi. Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın hac ve umre konusundaki tecrübelerini her yönde hissettik. Bu
sene hac gibi bir Umre yaptık. Her yer çok kalabalıktı. Katar’daki Dünya
kupasının umreci sayısını arttırdığı söyleniyor. Bu yıl yine metaf alanına
sadece ihramlılar alındı.
U DÖNÜŞÜ DEĞİL, HU DÖNÜŞÜ
İhramlarımızı giyerken ölümün o soğuk nefesini adeta ensemizde
hissettik. Kendi ellerimizle kendi kendimizi kefenleyerek adeta ölmeden önce
öldük. Mikat sınırları bize ilahi
sınırları bir kere daha hatırlattı. İlahi sınırları aşanların başına neler
geldiğini vahyin öğrettiği tarihten ibret nazarlarıyla yeniden okuduk.
Beytullah’a arşa yükselen bir sada ile telbiye getire
getire vardık. Getirdiğimiz telbiyelerin zihnimizden, fikrimizden ve
kalbimizden şirk namına gizli ve açık ne varsa hepsini silip süpürmesi, alıp götürmesi
için dua ettik. İlahi huzurdan lütufla
dönmek için Beytullah’a edeple vardık. İstikbali’de İstiklali’de kıblede
bulduk. Kıblegahımızı karargahımız bildik. Arzın kalbinde, aşkın kalbinde,
aklın kalbinde ve kalbin kalbinde özümüze döndük , sözümüze döndük, izimize
döndük.
Bir kere ‘’ALLAH’’ deyip bir daha dönmemenin arzusuyla
aşk ile ‘’ALLAH ALLAH’’ deyip döndük durduk. Emin olun bizim dönüşümüz bir U
dönüşü değil, tam bir HU dönüşüydü. Safa’dan
Merve’ye, Merve’den Safa’ya bugünden düne yürüyerek o şanlı tarihin gayretini, hareketini
ve bereketini günümüze taşımak istedik. İhram yasakları, bize hiçbir canlının
hiçbir şekilde öldürülemeyeceği, her canlının hayat hakkının ilahi iradenin
koruması altında bulunduğu hakikatini haykırdı durdu.
HER DOST BİR ANAHTARDIR
Medine’de güzel bir gönül dostu sevgili Abdülkerim
Gülseven abi. Onunla kutlu beldelerde çok tatlı hatıralar yaşadık. Bizimle
yakından ilgilendi. Medine’de de Mekke’de de bir an olsun yanımdan ayrılmadı.
Kendisi bizi hem Medine sokaklarında hem de Mekke sokaklarında dolaştırdı.
Evet, her dost bir anahtardır. Hangi kapıyı ne zaman açacağı belli olmaz.
RENKLİ SİMALAR
Kimsenin çıkmaya cesaret edemediği yerlere ne yapıp
edip çıkan Hamza kardeş.
Yorulmak nedir bilmeyen Ekrem Aktürk ağabey.
Her türlü hayırlı icraata peşinen ‘’tamam’’ diyen
Adıyamanlı iki kafadar;Yakup Kamış ve Mustafa
Yatık.
Saflığı, samimiyeti
ve duruşuyla bu çağda yaşadığına 4 şahit gereken, İsa Akoğlu.
“Ofluyum Ya
Resulullah” diyen namı diğer Behçet amca.
Evet, bu kardeşlerimiz gruplarının ve kafilemizin sıra
dışı simalarıydı.
AŞIKLAR İKİ KERE AĞLAR
Kutsal iklime gerçekleştirdiğimiz yolculuğun benim
açımdan en değerli yanlarından biri de kafile başkanımız ve gruptaki
hocalarımızın sık sık bendenize mikrofon uzatmaları olmuştu.
Bu vesileyle o kutlu beldede irşad kervanına bende
dahil olmuştum.
Umreci kardeşlerime hitap ederken en sık kurduğum
cümlelerden biri de şu cümleydi:
’’Değerli kardeşlerim umre ibadetimiz boyunca iki kere ağlayacaksınız. Merhum Ali Ulvi
Kurucu aşıkların iki kere ağladıklarından söz eder. Evet aşıklar kavuşunca da
ağlar, ayrılınca da ‘’
Kutlu belde de bulunduğumuz 15 gün boyunca Merhum Ali Ulvi Kurucu’ya hem
hak verdik. Hem de dua ettik.
EN ZOR VEDA
İslam’ın doğduğu ve yükseldiği o kutlu iklime kavuşmak nasıl ki kavuşmaların
en güzeliyse o mübarek topraklara veda etmekte
hiç şüphesiz vedaların en zorudur.
Mekke’den Cidde’ye doğru giderken mükerrem şehre nemli
gözlerle gerçekleştirdiğimiz o son bakış…Aman Allah’ım…Ayrılık ateşi bu kadar mı yakarmış yürekleri
UMRE DAVETE İCABET
Umre ibadeti her yönüyle ömrümüzün bereketi. Umre
ibadeti, baştan ayağa, tepeden tırnağa bir yenilenme, bir yinelenme, bir tazelenme.
Umre ibadeti, Rahman’ın kullarına daveti kullarının da
o davete icabeti.
Umre ibadeti, ömür boyu sürecek sadık dostlukların besmelesi.
Umre ibadeti, zahmetin rahmete, sabrın selamete, çilenin
saadete inkılabı.
Umre ibadeti, can gözüyle gördüklerini bir de ten
gözüyle görme imkanı.
Umre ibadeti, İslam’ın doğduğu, yükseldiği ve
yüceldiği kutsal iklimde dersler, ibretler ve hikmetlerle dolu hakiki bir ufuk
turu.
Umre ibadeti yazılanların, yaşanılanların zekatı bile
etmeyeceği kutlu hatıralarla dolu eşsiz
bir anlam hazinesi.
Umre ibadeti,rahmet elçisinin mübarek izlerini sürme
ve Cebrail’in(a.s) kanat seslerini duyma gayreti.
Umre ibadeti Nasuh tevbe ile günahları sıfırlamak,
nefsi arzuları törpülemek, sınırlamak.
Umre ibadeti, hasretle yarış, edeple giriş, aşk ile varış
ve asil bir duruş.
Umre İbadeti davetini aldım Allah’ım,beytine bir yol
buldum Allah’ım, şükürler olsun geldim Allah’ım
HAC MAHŞERİN PROVASI, UMREDE HACCIN PROVASI