Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (111)

“Mersinli Cemal Paşa’ya hürmeti olan bütün tanınmış Arab Beyleri ve Şeyhleri, emniyetimizi têmîn ediyorlar”

“Sel gibi şimale akıyoruz. […] Amman ile Der’a arasını çok fecî şartlar içinde geçtik. […] Bir ân evvel, hiç değilse Şam şehrinin yirmi kilometre kadar cenubunda müstahkem Kisve hattına ulaşmak için can atıyoruz.

“O derece sür’atle çekiliyoruz ki, düşman süvarileri yetişemiyorlar. Yalnız tayyare hücumlarından zarar görüyoruz. Mersinli Cemal Paşaya hürmeti olan bütün tanınmış Arab Beyleri ve Şeyhleri, emniyetimizi temin ediyorlar. Biz de karargâh süvarilerile emniyet tertibatı almamak suretile Arablara olan itimadımızı belirtmek ve kimseyi kuşkulandırmak istemiyoruz. […ve kimseyi kuşkulandırmamak istiyoruz.]

“Geçtiğimiz Arab köylerinde misafir edilerek iaşemiz temin ediliyor. Miskal Paşadan, ordu kumandanına gelen bir mektup, bütün mânasile emniyet içinde bulunduğumuzu ve emredilirse kanlarının son damlasına kadar Arabların bizimle beraber harbe hazır olduklarını bildiriyor.

Mersinli Cemal Paşa, Mustafa Kemâl̃’i hezîmete sebeb olmakla ithâm ediyor, aralarında sert bir münâkaşa cereyân ediyor

“Der’adayız. Artık Şam şehrine yüz yirmi kilometre kadar bir mesafe var. Dördüncü Ordu Kumandanı Mersinli Cemal Paşa ile Yedinci Ordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa burada karşılaştılar.

“Hâdiselerin bu fecî inkişafından son derece müteessir ve asabî olan Mersinli Cemal Paşa, Yedinci Ordu Kumandanını görünce, zaptedilemiyen bir infial ve şiddetle şöyle haykırdı:

‘- Bu hali görüyorsunuz Paşa Hazretleri! Allah bunu Zât-ı Devletinizden soracaktır! Üç ordu müşterek bir müdafaa yapmış, müşterek bir mukavemet göstermiş olsa idi bu perişanlık husule gelmiyecekti!

‘- Paşam, Beysan – Taberiye istikametinde geri çekilmemiş olsa idik ordumuzun ric’at hatları kesilmiş olacaktı. Zât-ı Devletiniz emrinizdeki üçüncü süvari fırkası ve öteki süvari alaylarile bu işe müdahale buyursa idiniz olmaz mıydı? İki gün geç kaldınız.

 “Sul̃h teklîfinde bulununuz!”

“Bu muhavere hiddet ve asabiyetle yirmi dakika kadar sürdü. Ben Erkânıharb Reisini çağırmak için bir müddet yanlarından ayrıldım.

“Konuşmanın sonunda, Mustafa Kemal Paşa sert bir eda ile:

‘- Münakaşayı bırakalım Paşam! Siz ordunun en kıdemli kumandanı sıfatile Zât-ı Şâhâneye sulh teklifinde bulununuz, vaziyeti müşahede buyuruyorsunuz!’ dedi.

 

WhatsApp Image 2023-02-27 at 15.02.27.jpeg

(https://www.pinterest.at/pin/476677941803552375/?amp_client_id=CLIENT_ID%28_%29&mweb_unauth_id=%7B%7Bdefault.session%7D%7D&simplified=true) (29.1.2023)

Mersinli Cemâl̃ Paşa, Mustafa Kemâl̃’e: “-Bu hâl̃i görüyorsunuz Paşa Hazretleri! Allâh bunu Zât-ı Devletinizden soracaktır! Üç ordu müşterek bir müdâfaa yapmış, müşterek bir mukâvemet göstermiş olsa idi bu perîşânlık husûl̃e gelmiyecekti! Umarım ki, Kisve hattında da bizi yalnız bırakmazsınız!”

***  

“Umarım ki, Kisve hattında da bizi yalnız bırakmazsınız!”

‘- Siz Zât-ı Şâhânenin yâveri ve mutemedisiniz. Kendilerile dostluğunuz vardır. Lüzum görüyorsanız bu teklifi siz yapınız! Umarım ki, Kisve hattında da bizi yalnız bırakmazsınız!

“Ve selâmsız sabahsız birbirinden ayrıldılar. Bu hal zaten mâneviyatı bozulmuş olan insanlar üzerinde bütün bütün menfi tesirler yaptı. […]