Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (129)
Sâdece “Türk artçı kıt’alarıyle İngilizler arasında muhârebeler cereyân etti”
“Sahilleri korumakla görevli olan 8
inci Türk Ordusu Adana’ya intikal etti. 26 Ekim günü, Haleb’in kuzey banliyösü
sayılan Müslimiye mevkiinde Türk artçı kıtaatlarıyla İngilizler arasında
şiddetli muharebeler cereyan etti. Türk artçı birliklerinin kahramanca
savaşmaları, İngilizlerin ilerleyişini kesmişti. Türk kıtaatları gece
karanlığından istifade ederek İskenderun istikametine doğru çekildi. Bu
muharebeden sonra mütarekeye kadar zikre değer bir muharebe olmadı.
“İngiliz
başarısı kısa sürede kesin bir şekilde tecelli etmiştir. 19 Eylül – 26 Ekim
1918 arasında İngiliz kuvvetleri 260 top ele geçirmiş, 75.000 Türk askerini
esir almıştı. Bunların içinde 3.700 Alman askeri vardı. Kendi zayiatları ise
5.000 asker kadardı…” (Nedîm 1995:
150, 151, 155-156, 156-157, 159-160)]
Târihimizin
en büyük fâcialarından biri olan Filistin Hezîmetinin içyüzünü anlamak
için mürâcaat ettiğimiz son kaynak, doğrudan Mustafa Kemâl̃’in kaleminden çıkmış
olan Tarih IV kitabıdır.
Mustafa Kemâl̃’in têlîfi olan 4 târih kitabı
“Dîn
Aleyhdârı Kemalist Târih Kitabları Nasıl Yazıldı?” başlıklı araştırmamızda (Yeni Söz, 3-5.11.2017, 3 Tefrika),
1930’lu senelerde, liselerde okutulacak tek “Târih ders kitabları” dizisi
olarak hazırlanan Tarih I, II, III ve
IV’ün Başmüellifinin Mustafa Kemâl̃ olduğunu ve bu kitablardaki
birçok bölümün (mesel̃â Tarih I’deki
başlangıç bahsinin ve Tarih II’deki
İsl̃âm ve Hulefâ-i Râşidîn devrinin) doğrudan doğruya onun kaleminden
çıktığını, her hâl̃-ü-k̃ârda tamâmının onun
murâkabesi altında ve tâlimâtları istikâmetinde têlîf edilmiş bulunduğunu isbât
etmiştik. Bunda başlıca mesnedimiz, M. Uluğ İğdemir’in naklettiği mevsûk mâl̃ûmât idi. Bil̃âhare, “Musta Kemâl’in
Hastalığı, Ölümü, Cenâzesi” başlıklı –tam sayfa tefrikası iki seneye yakın
süren- vâsi araştırmamızda bu mes’ele üzerinde tekrâr ve daha genişçe durduk;
bilhassa Gürbüz D. Tüfekçi vâsıtasıyle Âfet Hn.’dan intikâl̃ eden el yazmalarıyle mezk̃ûr dört Tarih kitabındaki al̃âkalı metinleri mukâyese
ederek, onların esâs müellifinin Mustafa Kemâl̃ olduğunu bir kerre daha
isbât ettik. Bu ikinci tedk̆îk̆imizde (Yeni Söz, 10-24.3.2020/531-545), ayrıca, onun, hem militan bir
Ateist, hem de çok katı bir İslâm düşmanı olduğuna dâir yeni vesîkalar takdîm
ettik, yeni îzâhatta bulunduk.
“Égocentriste” perspektif
Mezk̃ûr lise Tarih kitablarından IV. Cild, “İnk̆il̃âb Târihi”dir ve “égocentriste” bir üsl̃ûbla têlîf edilmiştir:
“Kemalist Türkiye” târihi onun şahsı etrâfında şekillenmektedir; bütün kitab
da, onun şahsî hik̃âyesi gibidir… Bundan ik̆tibâs edeceğimiz aşağıdaki
metinde de müşâhede edileceği vechiyle, o, kendisini, (Yakub Kadri’nin
teşbîhiyle) “Yıldırımlar Saçıcı Zeus” gibi gördüğü için, her zaman, her ahvâl̃ ve şerâitte tek doğrunun
kendisinden sâdır olduğu iddiâsındadır ve bu inancla kendisine “Türk tarih
yazma sanatında cihanşümul bir inkılâp yapan” “Türk Milletinin Büyük
Müverrihi”, “Büyük Üstâd”, “Büyük Türk Âlimi”, “Karanlıkları Yırtan ve Asırlara
Hâkim Olan Dehâ”, “Yüce ve Kutlu Varlık” gibi sıfatlar yakıştırmıştır.
Mustafa Kemâl’in Başmüellifi olduğu ve
1930’lu, 40’lı senelerde, liselerde, mecbûrî tek Târih ders kitabı olarak
okutulan, materyalist ve egosantrist perspektifle têlîf edilmiş Tarih I, II, III, IV kitablarının iç
kapakları… Bunlardan “İnkilâb Tarihi” olan dördüncüsünde, Mustafa Kemâl̃, Filistin Cephesine, “Osmanlı ordusunun mukadderatı artık taayyün
etmiş bulunuyordu. Bu mukadderatı değiştirmek artık hiç kimsenin elinde
değildi.” inancı içinde gittiğini beyân ediyor…
***