Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (136)

 “Halbuki aralarında ben de bulunduğum o yüksek kafile (iki ordu kumandanile Havran mutasarrıfı) Osman oğlu saltanatının oralardan çekilen son mümessilleriydi. Bu hazin ve acı günde de kendisiyle birlikte idim.

“Ve benim kanaatımca yeri zor doldurulur çok iyi yetişmiş bir şahsiyet idi.” (Balıkesir Meb’ûsu Hacim Muhittin Çarıklı, “Gn. Cemal Mersinli’ye ait hatıralar”, Ulus, 9.10.1941, s. 2)

Mersinli B. Nevzat Toroğlu’nun kaleminden:

“Mersinli Cemâl Paşa, halk ve köylü sevgisini Îmân hâl̃ine getirmişti”

“Hayata ebediyen gözlerini kapayan general Cemal Mersinli, herkesin hele kendisini yakından tanıyan ordu mensuplarının, ve Büyük Millet Meclisi arkadaşlarının yüreklerini sızlatarak aramızdan ayrıldı. Fakat o, yüksek, temiz ve alçak gönüllü karakteriyle, yurda yaptığı büyük hizmetleriyle daima kalblerde yaşıyacaktır. Onun hayattaki başarıları gençliğe örnek olacak, hazırladığı eserler millî kütüphanemizin zenginliğini artıracaktır.

“Her şeyden önce halk için çalışan, halk ve köylü sevgisini bir inan haline getiren ve bu sevgiyi, bu inanı herkese aşılamaktan büyük bir zevk duyan Cemal Mersinli, bütün konuşmalarında sözü köy ve köylü mevzuuna getirir, ‘Cumhuriyet yıllarında gelişen köy’ ve köylü onun en büyük sevinç kaynağı olurdu.

“Kendi meslekî hayatını büyük başarılarla geçiren general Cemal Mersinli, son yirmi yıl içinde kendisini okumağa ve tetkiklere vermişti. Üç dört ecnebî dil bilen, ve tarihî eserlere çok düşkün olan merhumu, geçenlerde gene kütüphanesinde ziyaret etmiştim. Hazırladığı eser üzerinde konuştuk. Bana, ‘Anadolu Toponomisi’ adını taşıyan kitabını yakında bastıracağını, kitabı daktilo etmekle uğraştığını söyledi. Ayrıca ‘Anadolu Coğrafyası’ adiyle hazırladığı eseri de daha sonra bastıracağını, esasen, bu yazının ‘Anadolu Tarihi’ adiyle yazdığı kitabın bir başlangıcı olacağını anlattı.

“Bütün bu konuşmalar arasında, çekmekte olduğu romatizmadan şikâyet ediyordu.” (Mersinli B. Nevzat Toroğlu, “Serbest Sütun: General Cemal Mersinli”, Ulus, 10.10.1941, s. 2)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ımage 2023-03-24 at 14.48.33.jpeg

(Ulus, 9.10.1941, s. 1)

Ulus gazetesinin rahmetli Mersinli Cemâl Paşa’nın cenâzesine dâir haberi…

“O, yüksek, temiz ve alçak gönüllü karakteriyle, yurda yaptığı büyük hizmetleriyle daima kalblerde yaşıyacaktır.” (Mersinli Nevzat Toroğlu’ndan)

***  

 

Necip Fazıl’ın Antikemalist (“İrticâî) makâlelerinden iki misâl̃ daha

1918 Filistin Hezîmetinin içyüzüne dâir olan bahsi burada bitiriyoruz.

Ayasofya Câmii’ni Bizans Müzesi yapan ve öyle de kalmasını istiyen Zihniyet, 1951 başında ve Ahmet Emin Yalman’ın öncülüğünde, Müslümanlığı kasdederek bir “İrticâ var!” kampanyası başlatmış ve Hük̃ûmetten “İrticâ”ın ezilmesini taleb etmişti.

Kemalist İdeolojinin jargonunda, Kemalizme muhâlif olmak “Mürteci” olmak mânâsına geldiği için, bu kampanyayı yürüten fanatik Kemalist câmia, “İrticâ” ile, en başta Kemalizmi sorgulıyan neşriyâtı kasdediyordu. Bu sorgulayıcı neşriyâtın başını da rahmetli Necip Fazıl çekdiği için, onların hedef tahtasındaki ilk isim, oydu. Bu sebebledir ki Necip Fazıl’ın Büyük Doğu mecmûasında Resmî İdeolojiyi sorgulıyan neşriyâtından üç misâl̃ vermek istemiştik.

Bunlardan ilki, Eylûl 1918’de Filistin Cephesindeki bozgunun içyüzünü îzâh eden makâlesiydi. O makâlesi, esâs îtibâriyle, Cevat Rifat’ın yine aynı mecmûada tefrika edilen “Görünmeyen İnkılâp” başlıklı makâle dizisine istinâd ediyordu. Osmanlı’yı izmihlâle götüren sath-ı mâilin son merhalelerinden biri olan bu fevkalâde mühim mes’ele üzerinde uzun uzun durup Hak̆îkat̃in ne olabileceğini anlamıya çalıştık ve zannederiz, takdîm ettiğimiz vesîkalar sâyesinde mes’ele bir hayli aydınlandı…

Şimdi, dîğer iki misâl̃e geçebiliriz. Bunları evvelki neşriyâtımızda tafsîl̃âtıyle ele aldığımız için, tekrâr uzunca bahis mevzûu etmiyecek, onları hatırlatmakla iktifâ edeceğiz.

Bunlardan birincisi, Mustafa Kemâl̃’in, nasıl sıfırdan, Memleketin en zengin ferdi hâl̃ine geldiğinin, ikincisi de, onun militan Ateizminin îzâhıdır.