Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (15)
“Ayasofya, âdetâ Türk çini san’at̃inin bir müzesi hâl̃indedir”
Ayasofya’nın gerek
harîmindeki bâzı duvarlar, gerekse külliyesindeki (en başta türbeler olmak
üzere) muhtelif eserler, -Anadolu Milletinin san’at̃ dehâsını ak̃settiren-
muhteşem çinilerle süslüdür. Bunlar da, Ayasofya’nın, Fetihden sonra büründüğü Müslüman hüviyetinin
pek çok tezâhürü ve şâhidleri cümlesindendir.
Câmi
harîminde hemen dikkat̃i çeken çiniler, “esâsı (ve üzerinde mermere oyulmuş
Âyetler yazılı parçalar ile üst kısımda oval̃ biçimde dönen kenar
nakışları) pek muhtemelen Fâtih devrinden kalma olan” Mihrâbın (Akar 1971: 279)
duvarındaki çini hatlardır. “Mihrâb duvarını bir yarım kemer biçiminde çeviren
yazılı çiniler 1607 (H. 1016) târihlidirler. Besmele ile başlıyarak hattâtın
imzâsı ile sona ererler.” (Akar 1971: 283) “Mihrâbın arkasında, duvarı boydan
boya kuşak şeklinde saran kobalt mâvîsi çiniler üzerinde celî sülüs hattı ile
Âyetü’l-Kürsî yazılıdır”. Kuşak hattın sonundaki kırmızı renkli kartuş
içerisinde hattâtın ismi ve târih okunuyor: “Ketebhu El-Fakîr Muhammed, 1016”…
(https://www.cnnturk.com/seyahat/ayasofya-ile-ilgili-bilmeniz-gereken-her-sey?page=51; 2.10.2022)
(CNN Türk, 26.2.2018; https://www.cnnturk.com/seyahat/ayasofya-ile-ilgili-bilmeniz-gereken-her-sey?page=51; 2.10.2022)
Esâsı Fâtih devrinden kalma
Mihrâb ve arka duvarındaki “kobalt mâvîsi çiniler üzerinde, celî sülüs hatla”
Âyetelkürsî… Mihrâbın iki tarafındaki devâsâ şamdanlar, rahmetli Kânûnî
Süleyman’ın yâdig̃ârlarıdır…
***
Câmi harîminde, bundan mâadâ, Mihrâb’ın solundaki dehlîz duvarlarında,
1728’de III. Ahmed tarafından yaptırılmış, Abdülmecîd Han zamânında (1847’de)
(inşâ ettirilen yeni Hünk̃âr Mahfili sebebiyle) kaldırılmış Hünk̃âr Mahfilinden
kalma “değerli çinilerle kaplı Mihrâb”, Mihrâb’ın sağındaki dehlîzin içinde
ise, 17. asırda halktan insanlar tarafından yaptırılmış “K̃âbe ve Medîne
tasvîrli çiniler” bulunur. (Eyice 1991: IV/208, 209) Bu ikinciler:
“Kâbe tasvirli çiniler arasında en eskisi, tarihli ve
bunu yaptırtmış olan zatın imzası iledir. […]
“Dehliz zemininden 126 cm yükseklikte olan levha
104x66 cm ölçülerindedir. Levhada iki tane manzara vardır. Birincisi Hazreti
Muhammed’in Türbesini ve Kubbei Hadrayı gösteren yekpare bir çini olup ölçüleri
53x25 ½ cm’dir. İkincisi ise sekiz çini parçasından müteşekkil olup Kâbeyi
gösteren esas parça eksiktir.” (Akar 1971: 283)
Bu K̃âbe tasvîrli çinilerdeki noksan parçanın yeri, zevk̆siz birileri
tarafından, al̃âkasız bir çiniyle doldurulmuştur. Bu levhanın bu şekilde teşhîr
edilmesi büyük ayıbdır, utanc vericidir. Sonradan çirkin bir yama hâl̃inde
il̃âve edilmiş çini sökülüp levha restore edilmelidir. Elbette Milletimiz
bundan âciz değildir.
(Fatih
Sarımeşe, 9.2.2022; https://www.gzt.com/cins/tarihe-taniklik-eden-essiz-sanat-eserleri-ayasofyanin-hat-levhalari-3561500; 5.10.2022)
Ayasofya
Câmii’nin Mihrâbının sağındaki dehlîzde bulunan, Tabakzâde İznikli Mehmed’in
hayrı ve “K̃âbe
tasvîrli çinilerin en eskisi” olan bu levhadaki yama kaldırılmalı ve eser,
restore edilmelidir…
***
Ayasofya Câmii’nin
dâhilindeki en güzel çiniler, medhal̃i
Câmi’in harîminde bulunan Ayasofya Kütübhânesi’nin duvarlarına
yerleştirilmiştir. (Her ne kadar Ayasofya Kütübhânesi, iki payanda arasında
inşâ edilmiş müstak̆il
bir binâ ve yarısı -kubbeli Hazîne-i Kütüb kısmı- Câmi’in dışında kalıyor ise
de, Medhal̃i ve
Okuma Odası Câmi harîminde bulunduğu için onu da “Câmi dâhilindeki” eserlerden
addediyoruz.) Bunlar, farklı devirlerde,
muhtelif üsl̃ûblarda
îmâl̃ edilmiş
çinilerdir. Bundan nâşî, Semavi Eyice, burasının, “Türk çini san’at̃inin bir müzesi” olarak
değerlendirilebileceğini kaydediyor:
“Ayasofya Kütüphanesi tunç şebekelerinin güzelliği kadar
içindeki nakışlar ve duvarlarının bir kısmını kaplayan çinilerle de
tanınmıştır. Ancak çiniler bina ile aynı zamanda yapılmış olmayıp XVI.
yüzyıldan itibaren çeşitli üslûplarda imal edilmiş parçalardan meydana
gelmektedir. Bu yüzden burası âdeta Türk çini sanatının bir müzesi halindedir.
Duvarlara yer yer devşirilmiş İznik, Kütahya, Tekfur Sarayı çinileri konulmuş,
hatta aralarına tek tük de olsa İtalya Faenza çinileri sokuşturulmuştur. Eski
çinilerin arasında bilhassa üzerinde bir servi motifi işlenmiş pano çok
değerlidir. Kitap hazinesi bölümünde de duvarlardaki dolap aralarında çiniler
vardır. Burada kubbe kasnağını saran celî sülüs hattıyla yazılmış Fâtır
sûresinin 29-32. âyetleri Baltacızâde Mustafa Paşa’nın eseridir. Kubbe içindeki
alçı kabartma süslemeler ve çeşitli askıları ile okuma odası ve kitap
hazinesindeki taş kakma tekniğinde yapılmış tuğralar da buradaki zengin süsleme
unsurlarıdır.” (Eyice 1991: IV/213)