Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (151)

TMD’nin -ilim ve fikir adamları arasında (28 Ekim il̃â 2 Kasım 1952’de) beş gün süren müzâkereler netîcesinde ulaşılan târifler ve bâzı tesbît ve umdeler hâl̃inde ortaya konulan- dünyâ görüşü ve mücâdele stratejisi, Dernek’in 24-25 Temmuz 1952’deki kongresinde kabûl edilerek (3.) “Ana Nizâmnâme”sine dâhil edilecekdir. Biraz aşağıda “Türk Milliyetçiler Derneği Ananizâmnâmesi ve Çalışma Programı”nın (Ankara: İstiklâl Matb., 1952, 18 cm, 29 s.) bu husûslarla alâkalı maddelerini (Sebilürreşad’dan) nakledeceğiz. (Millî Kütübhâne kayıdlarına mürâcaat ederek künyesini verdiğimiz işbu 3. “Ananizâmnâme”ye doğrudan ulaşamadık. Dernek’in ilk Nizâmnâmesi, “Türk Milliyetçiler Derneği Tüzüğü” başlığını taşıyordu –Ankara: Sebat Matb., 1951, 16 cm, 13 s.- Şahsî Kütübhânemizde mevcûd olan 2. Nizâmnâmenin başlığı ise, “Türk Milliyetçiler Derneği Ananizamnamesi” şeklindedir - Ankara: Güven Basım ve Cilt Evi, 1951, 12x16 cm, 15 s.-)

Evvel̃â, “Türk Milliyetçiliği Kongresine Hazırlık Toplantısı Başkanlığı” tarafından kaleme alınmış “Türk Milliyetçilerinin kongresine doğru” başlıklı metinde zikredilen birkaç umde ve tesbîte dikkat̃ çekmek istiyoruz.

Bunlardan en mühimleri, Irkçılığın, “siyâsî mânâsıyle Turancılığın” kat’î bir dille reddedilmesi, “Anadoluculuk” tâbirinin k̃âfî derecede kuşatıcı bulunmaması, Milliyetciliğe dâir muhtelif anlayış temsîlcileri arasında işbirliğine çalışılması, Komünizmle ve her çeşid emperyalizmle mücâdelenin esâs alınması, siyâsî fırkalara karşı mesâfeli olunması, mîadı dolmuş bir ictimâî hayât tarzının benimsenmemesi, umûmiyetle bütün insanlara ve bütün milletlere karşı sevgi beslenmesi ve sevgiyle davranılması, “kültür kulüpleri” hâl̃inde fikir mihrâklı bir faâliyet ve mücâdele tarzının tâk̆îb edilmesidir:

“Milliyetçiliğin, benzer veya ona muarız ideolojilerle münasebeti bahsinde esaslı neticelere varılmıştır: Rasizm şeklinde imtihanını vermiş olan ırkçılıktan [Tuhaf bir ifâde: “Racisme” de “ırkçılık” demekdir!] bugünkü milliyetçilerimizin vebadan kaçar gibi çekinmeleri lüzumu kesin olarak kararlaşmıştır.

 

WhatsApp Image 2023-04-08 at 15.32.32.jpeg

Türk Milliyeçiler Derneği’nin -şahsî kütübhânemizde mevcûd olan- 2. Nizâmnâmesinin (“Türk Milliyetçiler Derneği Ananizamnamesi”, Ankara: Güven Basım ve Cilt Evi, 1951, 12x16 cm, 15 s.) 2. ve 3. sayfaları… Bu Nizâmnâmede (24-25 Temmuz 1952 Kongresini tâkîben Nizâmnâmeye dâhil edilmiş) “Prensipler” Bölümü bulunmuyor…

Dernek’e, muayyen bir yemîn merâsimiyle Âzâ olunuyordu: “Üyeliğe kabul edilmiş bulunanlar, her ayın muayyen bir gününde şubede tertip edilecek bir merasimle, hazır bulunan üyelerin en yaşlısının başkanlığında teşekkül edecek üç kişilik bir heyet önünde topluluğa karşı şu sözlerle yemin ederler: ‘Ben, … oğlu/kızı …, namusum, şerefim ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ederim ki, bütün azim ve imanımla bu vatanın refahı ve bu  milletin yüceliği için çalışacağım. Üzerime alacağım her işte doğruluktan ve millî mefkûrenin bana gösterdiği yoldan şaşmayacağım. Milliyetçiler arasında her ne sebeple olursa olsun ayrılık yaratmayacağım.’ Yeminle üyelik şeklen ve ruhen tamamlanmış olur.” (Nizâmnâmenin 7. Maddesi)

***       

 

“Türkiyenin gerçeklerine göz kapayarak bütün Ural-Altay kavimlerini siyasî bir çerçeve içinde birleştirmek mânasında kullanılan Turancılıkla Türk milliyetçilerinin alâkası olmadığı tesbit edilmiştir. […]

“(Komünizm)e gelince: Panislavizmin bu derece emperyalistçe emellerini gerçekleştirme yoluna girmiş bulunan bu cereyan; bütün demokrat milletler için olduğu gibi, Türk milliyetçileri için de inanlığın bir felâketidir. Her kötülüğe, insanlığa zararlı her şeye olduğu gibi bu cereyana da Türk milliyetçileri bunun için açıkça, kesin olarak düşmandır.

“Türkiye siyasî partileri karşısında Türk milliyetçileri dostça bir tarafsızlık içindedirler. Hürriyetimizi, istiklâlimizi, millî şahsiyetimizi, teceddüdü zedelemeyen her partiye dostturlar.

“Türk milliyetçileri ne geriye dönüp arkada kalan bir hayatı, ne de çöküntümüze sebep olacak yolları benimseyemezler [benimseyebilirler].

“Türk milliyetçileri, müzakerelerinin omurga [bel] kemiğini meydana getiren milliyetçilik bahsinde, hareket noktalarının SEVGİ olduğunu, peşin olarak ne fertlere, ne milletlere, ne de fikirlere nefret veya kin beslemenin kendi ideolojilerine hareket noktası olmadığını zevkle görmüşlerdir.

“Türk milliyetçileri çalışma programlarının temelini KÜLTÜR KULÜPLERİne dayarlar. Çirkin, kötü, zararlı, eğri ne varsa hepsini ortadan kaldırmak; Türkçe yaşayan bahtiyar, insanlığa dost ÖRNEK MİLLET hayatı kurmak için gereken teşkilâtı da Kongreye sunmak vazifesini üstlerine almışlardır.” (“Türk Milliyetçilerinin Kongresine Doğru”, Mefkûre; Türk Milliyetçiler Derneğinin organıdır, “Neşriyatı fiilen idare eden”: Cevdet Kıraç, 10.11.1951, sayı 4, ss. 1 ve 2)