Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (152)

Bitmiyen gaflet

Güzîde ilim ve fikir adamlarımızın –TMD çatısı altında, (28 Ekim il̃â 2 Kasım 1952 târihlerinde) - beş gün süren müzâkerelerinde, maâlesef, bâzı hayâtî mes’elelerimiz aydınlığa kavuşturulmamış, hattâ ciddîye bile alınmamıştır.

Bunlardan birincisi, Kemalizmdir. (Karamağaralı’nın tâbiriyle) “çeyrek asırdan beri bütün mânevî temelleri kundaklanan” Memleketin bu en büyük mes’elesi, birkaç basît kelimeyle geçiştirilmiştir:

“…Bütün Türkiyenin cemiyet, siyaset hayatına girmiş bulunan inkılâpların bugünkü hâkim varlığı karşısında (Kemalizm) tâbiri de dar ve ayırıcı kalmıştır.”

Memleketimizin son bir buçuk-iki asırlık gidişâtında birinci dereceden têsîr icrâ ettikleri hâl̃de, ilmî araştırma mevzûu yapılmamış Siyonizm ve Masonluk, TMD’nin çalışmalarında da ciddîye alınmamış, kocaman bir mechûl̃ olarak kalmıya devâm etmiş, üstünkörü bir yaklaşımla Dernek’in meşgûliyet sâhası hâricine çıkarılmıştır:

“Türk milliyetçiliğine muarız görünen siyonizm, masonluk, komünizm bahsine gelince: birinci cereyan, İsrail devletinin kurulmasıyla açığa çıkmış ve komşu bir devletin milliyetçilik ideolojisi gibi karşılanmıştır.

 

 

 

 

WhatsApp Image 2023-04-08 at 15.32.34.jpeg

(TMD’nin -1951/1952 senelerinde sâdece 31 sayı intişâr edilebilen-  nâşiriefkârı Mefkûre mecmûasının şahsî kütübhânemizde mevcûd tek nüshası olan iki sayfalık 10 Kasım 1951 târihli 4. sayısının ikinci sayfası)

Türk Milliyetçiler Derneği, Milletimizin parlak istik̆bâl̃i için bir ümîd kaynağıydı… Heyhât ki asırlık gafletimizden o da kurtulamamıştı!

***         

“Türkiye devletinin bugün eriştiği siyasî, sosyal, medenî hürriyet seviyesi karşısında Türk milliyetçileri, (Masonluğ)u lüzumsuz bir eski âdet gibi karşılamaktadırlar. Gerek milletler arası, gerek millet ve devlet hayatımız içinde insanlığa, fert hüriyetine, meslek kıymetine, ihtisasa, insanca yardımlaşmaya bu derece samimiyetle gidildiği bir devirde Masonluğun hangi birliği sağladığı, hangi ruhî ihtiyacı gerçekten cevaplandırdığı milliyetçiler tarafından cidden bilinmemektedir.” (Mefkûre; Türk Milliyetçiler Derneğinin organıdır, 10.11.1951, sayı 4, ss. 1 ve 2)

TMD’den evvel mevcûd olan, TMD’yle ve sonrasında devâm eden bu muazzam, bu affedilmez gafletten, iki asırdır yaşadığımız onca fel̃âkete rağmen, hayfâ ki, bugün de kurtulmuş değiliz!