Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (162)

 “Irkçılık, milleti parçalamak değil, mütecanis bir millet kurmak ülküsüdür. Irkçılığın milleti parçalamak olduğunu söyliyenler, bu milleti Halk Partili ve Halk Partili olmıyan diye birbirine düşman iki bölüme ayıran İsmet İnönü gibi zavallı ihtiyarlarla ibn-i zaman olan Hasan Âli ve Falih Rıfkı gibi biçarelerdir. İlh…” (Nihal Atsız, “Millî Birlik”, Orkun, 23.2.1951; (https://huseyinnihalatsiz.com/makale/milli-birlik/; 13.3.2023)

“Kemalist Meclisler, Diktatörlerin tâyîni ile, ahbâb kayırmak, geçim

sağlamak, köle yetiştirmek için kurulmuş gayr-i meşrû Meclislerdi”

Nihal Atsız, “Millî Birlik” başlıklı makâlesinden evvel (aynı mecmûanın 1 Aralık 1950 târihli nüshasında) neşrettiği “Kurucular Meclisi” başlıklı makâlesinde ise, Kemalizmi, (bu def’a Irkçılık değil) Demokrasi nâmına ve totaliter, gayr-i meşrû bir rejim sıfatıyle tenk̆îd ediyor, onun yerine tam mânâsıyle cumhûrî veyâ demokratik bir rejim kurulabilmesi için de, bir “Kurucular Meclisi” teşkîlini ve onun eliyle yeni bir Esâsiyenin hazırlanmasını istiyordu.

Yukarıda da işâret ettiğimiz vechiyle, onun bu gibi makâle ve tavırlarındaki büyük tenâkuz, bu tenk̆îdleri, ik̆tidâr olduğu takdîrde, en az Kemalist Rejim kadar totaliter ve Nasyonal̃-Sosyalizm benzeri bir rejim kuracağı âşik̃âr olan Irkçı Düşünceyi reddetmeden yapıyor olmasıdır. Zîrâ, bırakınız insanları vicdânî kanâatlerine göre tefrîk edip bunlardan birisinin harble, ihtil̃âl̃le, zorbalıkla dîğerlerine tahakkümünü sağlamayı (zîrâ, Atsız, harbperverliği benimsiyen bir düşüncenin de müdâfiidir), onları, ellerinde olmıyan ırkî menşêlerine, yânî soy soplarına göre tefrîk edip (ki zâten bu da, objektif kıstaslara müstenid bir tefrîk olamaz) bunlardan birisini dîğerlerine tahakküm ettirmek, en beter cinsinden totaliter, zâlim, gayr-i insânî bir rejimin teessüsünü intâc eder…

 

WhatsApp Image 2023-04-19 at 15.17.45.jpeg

(https://twitter.com/KadirMisiroglu/status/894524720879517696/photo/3; 14.3.2023)

Nihal Atsız’ın 1 Aralık 1950 târihli Orkun’daki başmakâlesi…

***           

Atsız’ın bu makâlesi, husûsen, Kemalist Rejimin sahîh Cumhûriyet olmadığı, meşrû temelinin bulunmadığı, binâenaleyh meşrû olmıyan kânûnlarının yerine hak̆îkaten Millet irâdesini ak̃settiren kânûnların ikâme edilmesi l̃âzım geldiği gibi tesbît ve fikirleriyle câlib-i dikkat̃tir:

“1040 yılında kurulan “Batı Türkeli”nin yani Türkiyenin cumhuriyet çağı gerçekten bir cumhuriyet değildir. 14 Mayıs 1950  de gerçek bir cumhuriyet kurulmuş ve meşru bir hükûmeti iş başına gelmişse de bu hükûmet, devlet idaresini gayrımeşru bir hükûmetten devraldığı için büyük güçlükler içindedir. Bu güçlükler yeni hükûmetin beceriksizliğinden yahut işlerin çapraşıklığından değil, meşru hükûmetin gayrımeşru hükûmete halef olmasından ve o gayrımeşru hükûmeti meşru bir hükûmetmiş gibi saymasından doğuyor.