Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (180)

3) Muhakkak ki Sahîh Müslümanlık, Saltanatı, Pâdişâhlığı, Totaliter Rejimi reddeder. Îsl̃âmın hak̆îk̆î siyâsî rejimi, Cumhûriyettir, dîğer ismiyle Hil̃âfettir. Resûl̃ullâh Hazretlerinin Medîne Esâsiyesi, o devrin şartları çerçevesinde (binâenaleyh bizim için ne o devrin müesseselerini kopya etmek bahis mevzûu olabilir, ne de günümüzün gelişmiş müesseseleri, ihtiyâcları, beklentileriyle o günün müesseseleri hakkında hüküm vermek; bize l̃âzım olan, o müesseselerin -dîğer tâbirle Peygamberî Sünnetin- rûhunu hakkıyle kavramak ve ondan ilhâm almaktır), tam mânâsıyle cumhûrî bir Devlet têsîs etmiş, Hulefâ-i Râşidîn devrinde, fesâd hareketlerinin doğurduğu muazzam kargaşaya rağmen, Cumhûrî Devlet muhâfaza edilmiştir. Sonraki –geniş mik̆yâsda zorbalığa, saltanata istinâd ederek têsîs edilmiş- Devletler, Muhammedî Sünnet’ten, Sahîh Müslümanlıktan sapmadır ve elbette, onların kusûrları İsl̃âma mâl̃ edilemez. Buna mukâbil, fazîletlerinin esâs kaynağı İsl̃âmdır. Onlar, doğru, iyi, güzel ne yapmışlarsa, -başka medeniyetlerden, kültürlerden de istifâde etmiş olmakla berâber; ki onları buna teşvîk̆ eden de yine İsl̃âmdır- bunların başlıca âmili, Müslümanlıktır; onları harekete geçiren sâik̆, Müslümanlık gayretidir, Müslümanlıktan aldıkları ilhâmdır.

4) Müslümanların -haklı olarak iftihâr ettiğimiz- muazzam bir medeniyet kurdukları reddedilemez bir vâkıadır. (L̃âkin garezk̃ârlık, insanı, ayân-beyân hak̆îkat̃lere karşı bile kör eder veyâ inâdî bir tavırla, ik̆rârdan alıkor, ink̃âra saptırır. Kalbi mühürlü olan bu kimseler için elimizden bir şey gelmez…) –Yine Dînlerinin telk̆îniyle- taassuba kapılmadan kendilerinden evvelki veyâ aynı devirdeki başka kültürlerden de istifâde ederek inşâ ettikleri bu muhteşem medeniyetin rûhunun, esâs muharrik kuvvetinin, ilhâm kaynağının Müslümanlık olduğu muhakkaktır, bedîhîdir. Mîmârî eserlerimizde, kıyâfetimizde, mûsık̆îmizde ve daha çeşid çeşid san’at̃ eserlerimizde bu hâl̃ güneş gibi âşik̃ârdır. Medeniyetimizin başka bâzı cephelerinde de, daha fazla dikkat̃, araştırma, teemmülle aynı têsîri teşhîs edebiliyoruz. Mesel̃â İsl̃âm Devletleri, Temel İnsan Hak ve Hürriyetlerinin tamâmının kendisinde mündemic olduğu Kur’ân-ı Hakîm’ın, tâk̆îb ettiği tedrîc usûlüne tevfîkan, zamânla, yânî İnsanlığın tek̃âmülüne muvâzî bir seyirle, köleliği l̃ağvetmek, tek eşliliğe dayalı âile müessesesini kabûl̃ etmek, cem’iyette servet farklarını asgarîye indirmek ve muhtâc, bakımsız hiç kimse bırakmamak, insanlık haysiyeti ve bunun l̃âzımesi olan hak ve mükellefiyetler bakımından (mâmâfih her zümrenin husûsî hâl̃ini dikkat̃e alarak), dîn, ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin cem’iyetin bütün ferdleri arasında müsâvâtı têsîs etmek, bütün dünyâda sul̃h ve huzûru têmîn etmek gibi hedeflerini tahakkuk ettirememiş olmakla berâber, Orta-Çağda ve umûmiyet îtibâriyle, Avrupa ve dünyânın daha başka beldelerindeki Devletlere nisbetle, daha âdil, müreffeh ve huzûrlu bir ictimâî hayât têmîn edebilmişlerdir ve bu muvaffak̆iyetin başlıca sâik̆i de, İsl̃âmın, sâliklerine ısrârla adâlete riâyeti telk̆în etmesidir. Dîğer taraftan, Müslümanlar, Kitâbullâh’ın emrettiği şekilde İnsan Haklarına bütünüyle muvâfık bir nizâm têsîs etmekte noksan kalmış olmakla berâber, Onun telk̆în ettiği Müsbet, dîğer tâbirle Tecrübî İlim Zihniyetiyle K̃âinâtın nizâmını, tabîat̃in sırlarını araştırmak husûsunda fevkal̃âde muvaffak olmuşlardır.

 

WhatsApp Image 2023-05-06 at 15.12.51.jpeg

Resimler: İlhan Arsel; üç cildlik Kur’an’ın Eleştirisi –Semavi Dinlerin “Kutsal” Bilinen Kitapları’nın 3. cildinin 3. baskısı; Doğu Perinçek; Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel’in İsl̃âm aleyhdârı garezk̃âr neşriyâtını basan Kaynak Yayınları, sahte vatanperver, nice senelerin tedhîşçisi, fesâd üstâdı, Maocu Kemalist Doğu Perinçek ekibinin bir müessesesidir. “İşçi Partisi'nin [şimdiki Vatan Partisi’nin] değerli dostu, yaşamı Ortaçağ karanlığına karşı aydınlanma ve bilimi savunma ile geçen Prof. İlhan Arsel, tüm eserlerinin yayın haklarını, karşılıksız olarak  Kaynak Yayınları'na devretmiştir”…

Arsel’in bu kitablarından Şeriat’tan Kıssalar, Ağustos 1996’da, “dînî mukaddesâtı tahk̆îr” esbâbımûcibesiyle, Beyoğlu 2. Sul̃h Cezâ Mahkemesi tarafından toplatılmıştı:

“ABD’de yaşayan Prof. İlhan Arsel’in ‘Şeriat’tan Kıssalar’ adlı kitabı, Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce ‘İslam dinini ve peygamberlerini kınadığı, çürüttüğü ve alay ettiği’ gerekçesiyle toplatılırken, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, savcıları göreve çağırdı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi Hatemi, Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 175. Maddesine göre, dince kutsal olan şeyleri tahkir etmenin suç olduğunu belirterek ‘Bu gibi ilmi bakımdan hiçbir değeri olmayan fesat kitaplarını yazmak suç olduğu gibi, bunların övülmesi ve yayılması da TCY’nin 311 ve 312. maddelerine göre suç teşkil etmektedir’ dedi. Hatemi, son yıllarda dış odaklarla işbirliği içinde, inançlı Müslümanları tahrik etmek ve bilgisi olmayanları da İslamdan soğutmak amacıyla sistemli ve bilinçli bir İslam düşmanı propagandanın yürütüldüğünü savundu. Hatemi, Arsel’in kitabını ‘bu çizgi üzerinde ve büsbütün cüretli bir yayın’ diye değerlendirdi.” (İlhan Arsel’in kitabı toplatıldı”, Milliyet, 9.8.1996, s. 20)

***