Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (32)

WhatsApp Image 2022-12-07 at 12.55.23.jpeg

(Vakit, 17.11.1934, s. 4)

Us kardeşlerin Vakit gazetesinin -totaliter Halk Fırkası’nın Küçük Ayasofya Semt Ocağı’nda “Ayasofya Câmii’nin yıkılıp yerine çocuk bahçesi yapılması”nın karâra bağlandığına dâir- haberi… Karâr, tam iki sene sonra tatbîk̃ edilecek, Fâtih’in ve bütün ecdâdın yâdig̃ârı, Milletimize küstahça meydan okuyarak, 1936 Eyl̃ûl̃’ünün son haftasında yerle yeksân edilecekdir…

***  

 

 

 

 

 

 

 

Ayasofya Medresesi’nin yıktırılmasında Kemalist Totaliter Rejimin

medrese ve mâzî düşmanlığının da têsîri olsa gerekdir

Rahmetli Semavi Eyice’nin, Yedikıta mecmûasının “Ayasofya, Medresesini Bekliyor” kapak mevzûlu 85. sayısına (Eylûl 2015, ss. 26-27) verdiği mülâkâttaki îzâhatına nazaran, Ayasofya Medresesi’nin yıktırılmasının bir sebebi de, Kemalist Totaliter Rejimin umûmî olarak medreselere (ve onların şahsında Müslüman mâzîmize) duyduğu düşmanlıktır. Eyice’nin, “Medreseyi niçin yıktılar?” suâl̃ine verdiği cevâb, bu mânâyı mutazammındır:

“…1933’e doğru [1934’te] Ayasofya Camii müzeye çevrildiği zaman burayı da lüzumsuz diye kapattılar. Önce metruk [metrûk̃] bıraktılar, arkasından da yıktılar. Ayasofya’nın yanında lüzumsuz bir ilave olarak gördüler. Zaten, biliyorsunuz, o devirde medreseler kapatılmıştı. […] Bu binaların hiçbirinin medrese olarak faaliyetleri yoktu. Biliyorsunuz, Süleymaniye’nin bile üç medresesinden bir tanesi askerî matbaa olmuştu. Bir tanesi İslâm Eserleri Müzesi olmuştu. Bir tanesi de depo gibi kullanılıyordu. Haliç tarafındaki medreselere gelince, oralar evsizlerin meskeni idi. En değerli medreseler bile bu haldeydi. Gözden çıkarılmıştı yani. Ondan sonra bir ara bunların hepsini temizlediler, restore edelim dediler ama öyle kaldı, hiçbir şey yapılmadı. Sonra bir ara Ertuğrul Muhsin’in tuhaf bir fikri oldu, bunları tiyatro yapalım dedi. O zaman ben  Anıtlar Kurulu’ndaydım. Öyle şey olmaz dedik, itiraz ettik. Buna muazzam kızdı Ertuğrul Muhsin. Hatta kurulun aleyhine bir yazı yazdı Tiyatro Dergisi’nde. Neymiş, o kadar fakir halk varmış, onları tiyatro eserleriyle uyaracakmış…” (Yedikıta, Eylûl 2015, sayı 85, ss. 26-27)

Bu vesîleyle, Moïse Cohen Tekinalp’in (yarı resmî, hattâ –hak̆îkat̃te- resmî) Kemalizm kitabındaki şu tesbîti ibretle hatırlanıyor:

“Milletine Garb kültürünü tamamile kabul ettirmeğe kuvvetle azmetmiş olan Kamâl Atatürk” veya “Kemalist inkılâb, maziyi sildi süpürdü” ve “Türk milleti için, islâmiyet râbıtasının artık öldüğünü” îlân etti (Tekin Alp, Kemalizm, İstanbul: Cumhuriyet Matbaası, 1936, ss. –sırasıyle- 101, 318, 97)

Nice millî-târihî eserimiz gibi, Sultan Ahmed Medresesi ile Ayasofya

Hamamı da Kemalizmin gadrine uğradı

Rahmetli Semavi Eyice elbette ki boş konuşmuyordu; isl̃âmî mâzîmizin düşmanı Kemalist siyâsetin nice tezâhürlerini bizzât müşâhede etmiş, herhâl̃de, elinden geldiği kadar, onlara mâni’ olmıya da çalışmıştı. (Biraz aşağıda Ali Sami Boyar’dan naklen göreceğimiz gibi) sapasağlam bir binâsı olan Ayasofya Medresesi’nin yıktırılmasında, Kemalizmin, mâzîmize (ki beşerî bir topluluk ancak târihin derinliklerine kök salmış mâzîsiyle millettir) ve ondan intikâl̃ eden medreseler, câmiler, türbeler velhâsıl bütün isl̃âmî eserlere düşmanlığının ve onları mümkün mertebe “silip süpürme” siyâsetinin de mühim bir âmil olduğunu têyîd eden nice misâl̃den ikisi de –I. Ahmed Han’ın Sedefk̃âr Mîmâr Ağa’ya binâ ettirdiği- Sultan Ahmed (Dârülhadîs) Medresesi ile –Mîmâr Sinan’ın eseri- Ayasofya Hamamı’dır. (Rahmetullâhi aleyhim!) Bu iki eser de -“Ebedî Şef”in sağlığında-Kemalizmin hışmına uğramış, mîmârî tahrîfâta mârûz kalmış, hoyrat bir muâmeleyle “hazîne-i evrâk deposu”na (arşive) çevrilmişlerdir. Bu husûsta ilk haber, 25 Mart 1935 târihli Cumhuriyet’te (s. 2) mündericdir:

“Sultanahmed medresesinin bilâhare hazinei evrak deposu olmak üzere tamiri takarrür etmiştir. Tamiratı Müzeler idaresi yapacaktır.”

Aynı mevzûda mufassal haber ise, üç sene sonra, (Necmeddin Sadak’ın) Akşam gazetesinde intişâr etmiştir:

“Sultanahmed medresesi ve Ayasofya hamamı evrak hazinesi olacak

“Hazinei evrakta ve Topkapı sarayındaki evrak bu iki binaya nakledilecek

“[…] Hükûmet eski evrak ve vesikaların mazbut binalarda muhafaza edilmesini, ilmî bir şekilde tasnif edilerek istifadeye müsaid bir hale konulmasını düşünmüştür. Bu maksadla Ayasofya hamamı ile Sultanahmed medresesinin, arşiv dairesi olmasına karar vermiştir. Ayasofya hamamı belediyeye, Sultanahmed medresesi de vilâyet idarei hususiyesine  aittir. Hamam ile medresenin arşiv dairesi ittihaz edilmek üzere Başvekâlet emrine devrine daimî encümence karar verilmiştir.