Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (35)

“Bütün müzeler idarelerince verilen kararların, tatbikinden evvel Merkez Müzeler Müdürlüğünün tasdikinden geçmesi şart olduğuna göre, her halde Ankara Müzeler Müdüriyeti bu teklifi, İstanbul Eski Eserleri Koruma Heyetince icabeden ilmî araştırmalar yapıldıktan sonra verilmiş bir karar telâkki ederek, tekrar tetkike lüzum görmeden alışık bir itimatla onaylamış olacaktır. Doğrusu o zaman bütün alâkadarlar da hep öyle, bu heyetin ananevî şöhretine inanmışlardı. Fakat tarihî tetkiklere fırsat bulduğumuz zaman bu işte çok acele edilmiş olduğunu öğrendik.

“Çok sağlam ve her işe yarar bir binâ, her şeyden evvel

bizâtihî bir müze idi”

“Abdülmecit devrinde ve sonraları çok esaslı tamirler görmüş olan bu tarihî medrese ile yanındaki Kayyumhane, yıktırılmasına nezaret eden belediye mimarlarının hatırlıyacakları gibi, çok sağlam ve her işe yarar bir bina, her şeyden evvel bizatihî bir müze idi. Tamamen asrının tipinde olduğunu plânında da görüyoruz.

“Ayasofya Medresesi, Fethin canlı bir âbidesi idi”

“İstanbulun fethi, dünya tarihinde Ortaçağı kapayıp yeni çağı açan büyük bir olay ise, Ayasofya medresesi de o olayın canlı bir âbidesi idi. Dünya tarihinin bu karın [çağ] değiştiren vakasının [vak’asının] 500 üncü yıldönümünü kutlama programlarının hazırlandığı şu günlerde, âbide tamiri işleriyle sıkı alâkası olan arkeoloji ilmine, tarih bilgisine ve teknik ihtisasa önemle yer verilmesi lüzumunu, bilhassa yıktırılması teklif edilen binalarda derin ve etraflı tetkikler yapılmadan karar verilmemesini tavsiye etmeği millî bir ödev telâkki ederim.” (Ali Sami Boyar, “Arkeolojik Bahisler: Mühim Bir Mesele”, Tanin, 28.8.1945, s. 6)

 

WhatsApp Image 2022-12-10 at 13.44.20.jpeg

(https://ayasofya.fsm.edu.tr/haber/ayasofya2022-05-27-20-20-56pm; 21.8.2022)

Aslına uygun olarak ihyâ edilen Ayasofya Medresesi, tekrâr ilmî faâliyetlerle şenlendi… “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ayasofya Araştırmaları Merkezi tarafından 27-29 Mayıs 2022 tarihleri arasında Kadim Bir Mabedin Tarihi’ başlığıyla düzenlenen II. Uluslararası Ayasofya Sempozyumu”nda, binânın içinden bir intibâ… (Beş asırlık târihî hâtıralarla dolu bu ilim yuvasını maddeten ve mânen ihyâ edip ecdâdımızın rûhunu şâd eden herkesden Allâh râzı olsun!)

***

 

 

 

Ayasofya Medresesi’nin ihyâsı

Kemalist Totaliter Rejimin yerle yeksân ettiği mazl̃ûm Ayasofya Medresesi’nin temelleri, 1985-1986 senelerinde, arkeolojik kazılarla meydana çıkarılmış, Kemalizmin sayısız utanc vesîkasından biri olarak gözler önünde duruyordu… Onu ihyâ etmek için yine hamiyetli idâreciler devreye girecek, 2017’de başlatılan ihyâ çalışmaları (https://islamansiklopedisi.org.tr/ayasofya; 15.2.2022), 2022 senesinde tamâmlanacak, 15 Nisan 2022, Cumâ günü, açılışı, bizzât muhterem Cumhûr Reîsimiz Recep tayyip Erdoğan tarafından yapılacaktır.  Îmâen de olsa Kemalizmin içyüzünü teşhîr eden, şimdiye kadar resmî pl̃anda hep ink̃âr edilmiş bâzı –pek sarsıcı- târihî hak̆îkat̃lere dikkat̃ çeken, hassaten bu bakımdan büyük târihî kıymeti hâiz olan bu nutkun kısm-ı âzamını, “Cumhurbaşkanlığı”nın İnternet sitesinden naklen ik̆tibâs ediyoruz:

“Ayasofya’yı aslî kimliğinden kopararak müzeye çeviren Zihniyet,

Ayasofya Medresesi’ni, (Müzenin) görüntüsünü bozduğu için yıktırmıştır”

(Muhterem Cumhûr Reîsi, geçen hafta, Büyük Çamlıca Câmii Külliyesi'ndeki İsl̃âm Medeniyetleri Müzesi'nin açılışını yaptıklarını hatırlatarak:) "Muhteşem mazimizi bugüne ve geleceğe taşıma, insanımızla buluşturma adına çok önemli bir adımı atmış olduk.

“Bugün açılışını yaptığımız Ayasofya Fatih Medresesi ile izleri silinmek istenen bir eseri daha, hamdolsun, yeniden Şehrimize kazandırıyoruz.

“Burası İstanbul'un fethinin akabinde, Ayasofya'nın bitişiğinde şehrin ilk medresesi olarak hizmete açılmıştır. İlk müderrisi Molla Hüsrev olan medresede, Ali Kuşçu da ders vermiştir. Medrese, farklı tarihlerdeki bakım, onarım ve inşalarla 1924 yılına kadar eğitim hizmetine devam etmiştir. Daha sonra bir müddet de öksüzler yurdu olarak kullanıldıktan sonra görüntüyü bozduğu gerekçesiyle yıktırılmıştır. Ayasofya'yı asli kimliğinden kopararak müzeye çeviren zihniyet maalesef bu medreseye de tahammül edememiştir. Fatih'in vakfiyesi olan ve asırlarca ilim, irfan yuvası olarak hizmet veren bu tarihî medrese sessiz, sedasız ortadan kaldırılmıştır. Oysa her vakfiye aynı zamanda bizlere tevdi edilmiş bir emanettir.

“Buna rağmen Türkiye bir dönem ne ecdat yadigârı eserlerin ne kültür ve medeniyet mirasımızın korunması, yaşatılması noktasında iyi bir imtihan verememiştir [vermiştir].

“Bizans hayrânı, Batıdan çok Batıcı, Milletin değerleriyle kavgalı bir

Zihniyet…”

“Özellikle tek parti zihniyetinin bu konuda sabıkası oldukça kabarıktır. Bu dönemde batılılaşma adına yapılanlar hem millî bünyemizde hem de milletimizin hafızasında çok derin yaralar açmıştır. Bizans hayranı, batıdan çok batıcı, milletin değerleriyle kavgalı bu zihniyet, binlerce yıllık kültür hazinemizin değerini de bilememiştir. Ayasofya Fatih Medresesi'nde olduğu gibi kimi zaman ihmalkârlıktan, kimi zaman gafletten, kimi zaman rövanşist anlayışla tarihî eserler yıkılmış, içindeki yüzlerce nadide eser kaybolup gitmiştir. […]

“Fatih Suriçi’ndeki mescidlerin büyük kısmı yıkıldı, satıldı, ahıra çevrildi!

Tarihimize, Medeniyetimize, Milletimizin rûh köküne âid ne varsa tasfiye

edilmek istendi!”

“Hele hele şu Suriçi var ya, Fatih Suriçi! Burası işte 800'e yakın mescidin olduğu bir yer ve buralardaki bu mescitler, maalesef, büyük bir çoğunluğu yıkılmış, satılmış, ahıra çevrilmiş, vesaire... İşte o Tek Parti Zihniyeti döneminde, Kur'an kurslarımız kapatılmış, ilim, irfan ve hikmet merkezlerinin kapısına kilit vurulmuştur. Öyle ki tarihe, medeniyetimize, milletimizin ruh köküne ait ne varsa 'gerilik nümunesi' denilerek tasfiye edilmek istenmiştir. İşte biz bugün bu açılışla sadece emanete sahip çıkmıyoruz, aynı zamanda Tek Parti Zihniyetinin tarihimize sürdüğü bir utanç lekesini daha ortadan kaldırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.