Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (80)
Rumlara “verilecek cevâb, derhâl̃ Ayasofya minârelerinden Ezân seslerini âfâka yükseltmekdir!”
“İşte sahibsiz kalan Ayasofya mâbedine hıristiyanlık
böyle sahib çıkıyor ve Halk Partisi inkılâbının tamamlanması için [onun]
ortodoks kilisesine verilmesini istiyor. […]
“Kara küfür taassubunun ültimatomuna karşı Türkiyenin
bir Müslüman devleti olduğunu ve Müslüman kalacağını bütün cihana ilân eden
muhterem Başbakanın vereceği en güzel cevab nedir bilir misiniz?
“- Derhal Ayasofya minarelerinden ezan seslerini âfaka
yükseltmek!
“Büyük Fatihin şehametli torununa yakışan cevab budur.
Tabiî bu, büyük bir mazhariyet, büyük bir fazlı ilâhîdir. Allah bu fazlu
keremini dilediği kuluna verir. Temenni ederiz ki Adnan Menderes kulu Allahın
bu lûtfu keremine mazhar olsun. Tevfik ve hidayet ancak Allahtandır.” (Eşref
Edib, “Birinci merhale müze, ikinci merhale kilise; Kara küfür taassubunun
ültimatomu ve verilecek cevab”, Sebilürreşad,
15.7.1952, VI/130: 72-74)
(Sebilürreşad, 15.7.1952, VI/130) (https://katalog.idp.org.tr/sayilar/5353/6-cilt-130-sayi; 6.12.2022)
Rahmetli Eşref
Edib, Sebilürreşad mecmûasının 15
Temmuz 1952 târihli nüshasında münderic makâlesinde, Şehîd Başvekîl Adnan
Menderes merhûmu, Ortodoks Rum Kilisesi’nin ve Yunanistan’ın Ayasofya’nın
kiliseye çevrilmesi şeklindeki pek küstâhça talebine, “derhâl̃, Ayasofya
minârelerinden Ezân seslerini âfâka yükseltmek” sûretiyle cevâb vermiye dâvet etmişti…
Heyhât ki Menderes, dört bir taraftan, Mütehakkim Zümrenin ağır baskısı
altındaydı!
***
1 Ekim 1952 ve 15
Mayıs 1955 târihli Sebilürreşad
nüshalarında Ayasofya Dâvâsı
Sebilürreşad’ın 1 Ekim
1952 ve 15 Mayıs 1955 târihli nüshalarında, dikkat çekici iki haber vardır. (Sebilürreşad nüshalarında târih olarak
sâdece ay ve sene tasrîh ediliyor; Mecmûa, ayda iki nüsha çıktığı için, biz,
îtibârî olarak, bunlardan birincisini ayın birine, ikincisini de on beşine
târihlendirerek onlara atıfta bulunuyoruz…)
Bu nüshalardan ilkinde, Megalo
İdea emeliyle jenosidci bir Devlet têsîs eden Rumların, bir gün gelip
Ayasofya’ya da sâhib olma hülyâlarını canlı tutmak maksadıyle olsa gerek,
Amerika’nın Losanceles şehrinde, İstanbul’daki Ayasofya’nın bir benzerini inşâ
ettiklerinden bahsediliyor. İnşâsı için “şimdiye kadar altı milyon dolar
harcadıkları” bu Ortodoks kilisesinin ismini de “Yeni Ayasofya” koymuşlar… (Sebilürreşad,
1 Ekim 1952, VI/136: 172)
İkinci haberde ise, DP Millet
Vekîli Sinan Tekelioğlu’nun TBMM’deki konuşmasında Ayasofya hakkında sarfettiği
sözler naklediliyor; hülâsaten:
“Yunanistan’ın gözü, Ayasofya’da, İstanbul’da
ve Türk milletinin esir olmasındadır… Kıbrıs’ta da, bir Kızıl Papaz [Makaryos],
Türklere kötülük etmek için elinden geleni yapmaktadır…” (Sebilürreşad, 15 Mayıs 1955, VIII/197: 350)