05 May 2024

Aynı şehrin yollarında, aynı nehrin sularında..

Kıştan kalma  serin ve hafif yağışlı  bir ilkbahar pazarı insanın yeryüzünü ıslah ve imar potansiyelinden esaslı haberler veren dün gürül gürül çağlayan bir dereyken bugün ıslah edilerek yemyeşil bir piknik alanına dönüştürülen Gebze Tatlı Kuyu Vadisi, bahar bayramının yemyeşil elbiselerini giymiş, mutluluğu dallarından okunan ağaçlar misafirlerini bahar şarkılarıyla ağırlamak için birbirleriyle yarışan kuşlar, ‘’durun medeniyetinizi işte tam buraya kurun’’ dercesine çağlayan sular.

Bu iklimi yaşamak ve bu havayı teneffüs etmek için Tatlı Kuyu Vadisine akın eden İstanbul ve civar illerdeki  Tarsuslular ve Tarsus dostları…

Çayı, kahveyi gönlün istediği muhabbete bahane yapmak niyetiyle el ele gönül gönüle bir arada. Havanın serin ve yağışlı olması gün boyu safları sıklaştırarak oturmamıza vesile oldu. Niyetler halis, insanlar sabırlı olursa zahmetler de  birer rahmete dönüşüyor.

Tatlı Kuyu Vadisinin o güzel manzarasına ibretle nazar edince dilimden şu cümleler dökülüverdi:

“Betonunuz, demiriniz, çimentonuz; her biri birer insanat bahçesine dönmüş, apartmanlarınız, siteleriniz, mega kentleriniz, büyük AVM’leriniz çok çıkışlı döner kavşaklarınız, bakanların başlarını döndüren gökdelenleriniz, oturanların neredeyse hiçbirinin birbirini tanımadığı ve tanıma ihtiyacı hissetmediği dışı süslü içi puslu parklarınız. Dinleyenleri bizzat kendi özüne yabancılaştıran bol alkışlı konserleriniz, korna seslerinin insanın beyninden bir  silindir gibi geçtiği tansiyonu hayli yüksek derbi maçlarınız…

‘’Evet, evet eminim ve son kararım’’ bütün bunları ve daha fazlasını alın hepsi sizin olsun. Bize şu temiz havayı,bereketli toprağı,toprağa hayat veren suyu, bir selamı, iki çift kelamı, ekmeği ve emeği çok görmeyin yeter.

 

Çukurovamızın  münbit topraklarının tarifsiz  lezzetleriyle donatılmış sofralar bir kadiri dervişi gibi zikrine çevresini şahit kılmak için fokur fokur kaynayan  semaverlerde demlenmiş tavşan kanı çaylar,  sohbet meclisinde gönülden  dile dökülen kadim şehir Tarsus’a dair muhabbetli hikayeler, 30 yıldır birbirini görmeyen dostların gözyaşartan vuslatı.

 ülke ve dünya gündeminin sıcak meselelerine dair hasbi ve özgün yorumlar…

Bir ömrü özetlercesine  hiç bitmeyecekmiş  gibi başlayan sanki hiç yaşanmamış gibi çabucak geçen bir gün.

Günün  sonunda kadim dostlar ile yeniden buluştuğumuz için mesrur, yeni dostlarımızla tanıştığımız için memnunuz.

Kadim şehirler böyledir işte! sakinlerini bereketleri ve muhabbetleriyle tıpkı bir ana gibi sarıp sarmalar. Adeta  ulu çınarlar gibi o koyu gölgeleriyle sakinlerinin yüreklerini

 

 

 

 

 

 

 

 

serinletip dururlar.

Her daim sakinlerini   bir ve beraber kılmaya onların adı yeter.  Aynı şehrin yollarında koşuşturmuş aynı nehrin sularında yıkanmış  olanlara  o şehrin sunduğu  bir kimlik ‘’hemşehrilik’’

 

Sahip olduğumuz her şey gibi doğru yönde değerlendirdiğimizde bizi alıp, kardeşliğe götüren hemşehrilik, yanlış yönde değerlendirdiğimizde  bir tür hemşehriciliğe dönüşerek bizi alır, ırkçılık ateşinin ortasına bırakıverir.

 

Bizim irfanımızda hemşehrilik aynı bölge, şehir, tarih, kader ve kültürü paylaşanlar arasında husüle gelen bir ülfet, ünsiyet ve muhabbet vesilesidir yoksa dünyanın tamamını bölgemizde ve şehrimizde yaşayanlardan ibaret görerek bütün yumurtaları tek sepete koymak değildir. Hemşehrilik olgusu insanlar arasında tanışma, kaynaşma, yardımlaşma ve dayanışma gibi erdemlere hizmet etmelidir. Tıpkı kainat gibi bu alanda boşluk kabul etmez. Hemşehriliğin dolduramadığı sosyal hayatımızı hemşehricilik işgal eder, o da  insanları ötekileştirme, ayrıştırma ,kutuplaştırma ve çatıştırma reziletlerine hizmet eder.

 İyi değerlendirildiğinde gurbeti bile sılaya çeviren  hemşehrilik kötü değerlendirilip hemşehriciliğe dönüştürüldüğünde insana sılada gurbeti yaşatır.

Hemşehrilik bir şehrin sakinlerini ve sevenlerini bir arada tutma kuvveti iken hemşehricilik belası söz konusu kuvveti o şehri ve o şehrin temsil ettiği değerlerden atma ve itme kuvvetine dönüştürür.

 

Elbette şehirlerimizin tarihi dokusu, kültürel havzası ve demografik yapısını muhafaza etmeliyiz. Şunu da bilmeliyiz ki, bir gül bahçesinde açmış farklı çiçeklerin hiç biri o gülistana zarar veremez. Bizim için bir barınak ve korunak olan şehirlerimiz tarih boyu muhacir ve mazlumlar içinde birer sığınak olmuşlardır. Hay Allah, hemşehrilerimin arasında yaşadığım güzel bir gün beni nelere götürdü böyle. Sadede gelecek olursak Mustafa Çetin ve Bayram Yılmaz hemşehrilerimizin nazik davetleri İstanbul ve civar illerde yaşayan hemşehrilerimizin icabetleriyle Gebze Tatlı Kuyu vadisinde yedik, içtik, halleştik, dilleştik, dertleştik, söyleştik…Bu özel buluşma sayesinde hep birlikte güzel bir gün geçirdik. Bu anlamlı buluşmaya emek veren herkese yürekten teşekkürler!