Aynı şehrin yollarında, aynı nehrin sularında..
Kıştan kalma serin ve hafif yağışlı bir ilkbahar pazarı insanın yeryüzünü ıslah ve imar potansiyelinden esaslı haberler veren dün gürül gürül çağlayan bir dereyken bugün ıslah edilerek yemyeşil bir piknik alanına dönüştürülen Gebze Tatlı Kuyu Vadisi, bahar bayramının yemyeşil elbiselerini giymiş, mutluluğu dallarından okunan ağaçlar misafirlerini bahar şarkılarıyla ağırlamak için birbirleriyle yarışan kuşlar, ‘’durun medeniyetinizi işte tam buraya kurun’’ dercesine çağlayan sular.
Bu
iklimi yaşamak ve bu havayı teneffüs etmek için Tatlı Kuyu Vadisine akın eden
İstanbul ve civar illerdeki Tarsuslular
ve Tarsus dostları…
Çayı,
kahveyi gönlün istediği muhabbete bahane yapmak niyetiyle el ele gönül gönüle
bir arada. Havanın serin ve yağışlı olması gün boyu safları sıklaştırarak oturmamıza
vesile oldu. Niyetler halis, insanlar sabırlı olursa zahmetler de birer rahmete dönüşüyor.
Tatlı
Kuyu Vadisinin o güzel manzarasına ibretle nazar edince dilimden şu cümleler
dökülüverdi:
“Betonunuz,
demiriniz, çimentonuz; her biri birer insanat bahçesine dönmüş, apartmanlarınız,
siteleriniz, mega kentleriniz, büyük AVM’leriniz çok çıkışlı döner
kavşaklarınız, bakanların başlarını döndüren gökdelenleriniz, oturanların
neredeyse hiçbirinin birbirini tanımadığı ve tanıma ihtiyacı hissetmediği dışı
süslü içi puslu parklarınız. Dinleyenleri bizzat kendi özüne yabancılaştıran
bol alkışlı konserleriniz, korna seslerinin insanın beyninden bir silindir gibi geçtiği tansiyonu hayli yüksek
derbi maçlarınız…
‘’Evet,
evet eminim ve son kararım’’ bütün bunları ve daha fazlasını alın hepsi sizin
olsun. Bize şu temiz havayı,bereketli toprağı,toprağa hayat veren suyu, bir selamı,
iki çift kelamı, ekmeği ve emeği çok görmeyin yeter.
Çukurovamızın
münbit topraklarının tarifsiz lezzetleriyle donatılmış sofralar bir kadiri
dervişi gibi zikrine çevresini şahit kılmak için fokur fokur kaynayan semaverlerde demlenmiş tavşan kanı çaylar, sohbet meclisinde gönülden dile dökülen kadim şehir Tarsus’a dair
muhabbetli hikayeler, 30 yıldır birbirini görmeyen dostların gözyaşartan
vuslatı.
ülke ve dünya gündeminin sıcak meselelerine
dair hasbi ve özgün yorumlar…
Bir
ömrü özetlercesine hiç bitmeyecekmiş gibi başlayan sanki hiç yaşanmamış gibi
çabucak geçen bir gün.
Günün
sonunda kadim dostlar ile yeniden
buluştuğumuz için mesrur, yeni dostlarımızla tanıştığımız için memnunuz.
Kadim
şehirler böyledir işte! sakinlerini bereketleri ve muhabbetleriyle tıpkı bir
ana gibi sarıp sarmalar. Adeta ulu çınarlar
gibi o koyu gölgeleriyle sakinlerinin yüreklerini
serinletip dururlar.
Her daim sakinlerini bir ve beraber kılmaya onların adı yeter. Aynı şehrin yollarında koşuşturmuş aynı nehrin
sularında yıkanmış olanlara o şehrin sunduğu bir kimlik ‘’hemşehrilik’’
Sahip olduğumuz her şey gibi doğru
yönde değerlendirdiğimizde bizi alıp, kardeşliğe götüren hemşehrilik, yanlış
yönde değerlendirdiğimizde bir tür
hemşehriciliğe dönüşerek bizi alır, ırkçılık ateşinin ortasına bırakıverir.
Bizim irfanımızda hemşehrilik
aynı bölge, şehir, tarih, kader ve kültürü paylaşanlar arasında husüle gelen
bir ülfet, ünsiyet ve muhabbet vesilesidir yoksa dünyanın tamamını bölgemizde
ve şehrimizde yaşayanlardan ibaret görerek bütün yumurtaları tek sepete koymak
değildir. Hemşehrilik olgusu insanlar arasında tanışma, kaynaşma, yardımlaşma
ve dayanışma gibi erdemlere hizmet etmelidir. Tıpkı kainat gibi bu alanda
boşluk kabul etmez. Hemşehriliğin dolduramadığı sosyal hayatımızı hemşehricilik
işgal eder, o da insanları ötekileştirme,
ayrıştırma ,kutuplaştırma ve çatıştırma reziletlerine hizmet eder.
İyi değerlendirildiğinde gurbeti bile sılaya
çeviren hemşehrilik kötü değerlendirilip
hemşehriciliğe dönüştürüldüğünde insana sılada gurbeti yaşatır.
Hemşehrilik
bir şehrin sakinlerini ve sevenlerini bir arada tutma kuvveti iken
hemşehricilik belası söz konusu kuvveti o şehri ve o şehrin temsil ettiği
değerlerden atma ve itme kuvvetine dönüştürür.
Elbette
şehirlerimizin tarihi dokusu, kültürel havzası ve demografik yapısını muhafaza
etmeliyiz. Şunu da bilmeliyiz ki, bir gül bahçesinde açmış farklı çiçeklerin
hiç biri o gülistana zarar veremez. Bizim için bir barınak ve korunak olan
şehirlerimiz tarih boyu muhacir ve mazlumlar içinde birer sığınak olmuşlardır.
Hay Allah, hemşehrilerimin arasında yaşadığım güzel bir gün beni nelere götürdü
böyle. Sadede gelecek olursak Mustafa Çetin ve Bayram Yılmaz hemşehrilerimizin
nazik davetleri İstanbul ve civar illerde yaşayan hemşehrilerimizin
icabetleriyle Gebze Tatlı Kuyu vadisinde yedik, içtik, halleştik, dilleştik, dertleştik,
söyleştik…Bu özel buluşma sayesinde hep birlikte güzel bir gün geçirdik. Bu
anlamlı buluşmaya emek veren herkese yürekten teşekkürler!