Babamın arkadaşları kim?
Bekir Bey, ilkokul 3.sınıfa giden çocuğu Kerem’in okul dönüşü: “Baba yarın öğretmenimiz seni istiyor. Mutlaka gelecekmişsiniz dedi.” Bekir Bey: “Aaa! Nereden çıktı bu? Daha yeni okul aile birliği yapılmıştı hâlbuki. Hem neden ben? Annen gitse olmuyor mu? Diye sordu. Kerem ise: “Hayır baba, öğretmenimiz özellikle sizin gelmenizi istedi. Hem bu toplantı sadece babalarla ilgiliymiş” dedi.
Bekir Bey,
şaşırmıştı. Oğlu Kerem yaramaz bir çocuk değildi ki. Öğretmen kendisini niye çağırmış
olabilirdi? Eşi Nilay Hanım’da bir anlam veremedi bu duruma. İkisi de sabahı
zor ettiler. Bekir Bey, iş yerini arayarak işe biraz geç geleceğini söyledikten
sonra hemen Kerem’in okuluna gitti.
Kerem’in öğretmeni ilk ders beden eğitimi olduğu için kendi sınıfını beden
eğitimi öğretmenine teslim etmiş, gelen velilerle görüşmek okulun toplantı
salonuna geçmişti. Bekir Bey ve diğer veliler öğretmenin ne söyleyeceğini
merakla bekliyorlardı.
Öğretmen
Ayşen Hanım hemen söze başladı: “Değerli veliler fazla vaktinizi almak
istemiyorum. Sizi çağırma sebebim, öğrencilere sınıfta yazmalarını istediğim
çok kolay bir ödevle ilgilidir. Ders sırasında, öğrencilerimden babalarının
arkadaşlarını ve ne iş yaptıklarını bir kâğıda yazmalarını istedim. Öğrencilerim
de yazmaya başladı. Bunu istememdeki amacım ise çocukların babaları ile olan
ilişkisi ve meslekleri ne kadar tanıyıp tanımadıklarını ölçmek içindi. Kâğıtları toplayıp okumaya başladığımda çok
şaşırdım ve gerçekten çok üzüldüm. Birazdan çocuklarınızın yazdığı kâğıtları
size de dağıtacağım eminim sizde benim gibi üzüleceksiniz.”
Öğretmen
Ayşen Hanım, bir taraftan da her veliye çocuklarının kâğıtlarını dağıtıyor, bir
taraftan da konuşmaya devam ediyordu: “Sizin de gördüğünüz gibi çocuklarınız
sizin arkadaşlarınız yerine TV’de izledikleri dizideki kişilerin isimlerini
yazmışlar. Komedi programlarındaki oyuncuların roldeki isimlerini yazmışlar.
Çünkü ailece onu izliyormuşsunuz. Bazı yarışma programındaki sunucu isimlerini
yazmışlar. Çünkü yemek sırasında en çok o program hakkında
konuşuyormuşsunuz. Hatta bazı
dizilerdeki kahramanlardan evde o kadar bahsediyormuşsunuz ki O ismi babamın en
iyi arkadaşı şu dizideki şu oyuncu diye onun ismini bile yazan öğrencim var.”
Toplantıya gelen öğrenci velileri bu duruma hem şaşırmış hem de üzülmüşlerdi. Öğretmen
Ayşen Hanım konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Değerli veliler bu da bize
gösteriyor ki günlük koşuşturma içerisinde evinize demek ki misafir gelmiyor.
Veya çocuklarınızı arkadaşlarınızla hiç tanıştırmadınız. Sizden ricamız bu
vahim durumun önemini kavrayarak çocuklarınızı arkadaşlarınızla da
tanıştırmanız ve daha çok sosyalleşmelerini sağlamanızdır. Çocuklarımız TV dizi
kahramanları ile değil, sizin arkadaşlarınızla tanışarak büyüsün. TV ile değil
çocuklarınızla daha çok zaman geçirmenizi rica ediyoruz.”
Kısaca:
Bir de geçim
korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz.
Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur. (Isra Suresi 31.ayet). Çocuk
öldürmek artık eskide kaldı diye düşünmeyelim, çocukları kontrolsüz şekilde TV
karşısına koymak da onu yaşarken öldürmektir.
Ey
inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten
koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı
gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. (Tahrim Suresi 6.ayet)
Ey insanlar!
Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız
için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli
olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden
haberdardır. (Hucurat 13.ayet)