Balkanlar'da yeni bir Suriye dramı yaşanmadan...

İngilizce'de "balkanization" gibi bir sözcük durduğu sürece, bu tabiri uluslararası ilişkiler müfredatlarında öğrettikleri sürece, dünya barışından bahsetmenin bir anlamı yok. Bu sözcük özel törenler ile tüm sözlüklerden çıkartılmalı, bu çıkartılış eylemi her yıl Anglo-Sakson emperyalizmini lanetleme etkinliğine dönüştürülmeli. Nedir bu sözcüğün anlamı, Türkçe'de de balkanizasyon anlamında kullanılıyor. Bildiğimiz "balkanlar" coğrafi bölgesinden bahsediyoruz. Peki batılı kafalar bu tabiri ne için kullanıyor? Sözlük tanımına göre "birbirine düşman ufak bölgelere bölmek" demek balkanizasyon.

Küstahlığın ve emperyalizmin tescilli belgesidir "balkanization" tabiri. Osmanlıyı yıkan zihniyet bugün de boş durmuyor, nasıl ki 600 yıllık devasa çınara son darbeyi 1912-13 yıllarında Balkan harbi ile vurdular, bugün de aynı şeytani zihniyet görev başında,hem de tam olarak da aynı bölgede.

Balkanlaştırma tabirinden rahatsızlık duymayan, bu tabirinin kökünün hariciye literatüründen kazınmasını umursamayan monşerler, bilimum resepsiyonlarında sosisli-ançüezli kanepeleri kemirmeye devam etsinler, biz Makedonya'da neler oluyor şöyle bir göz atalım. Son aylarda ciddi huzursuzluklara gebe bölgeden dün "sialhlı çatışma" haberleri geldi. Ne hikmetse birden terör grupları türemiş, polislere, Makedon devletine başkaldırmaya başlamışlar.

İstihbarat analizcileri uzunca süredir uyarıyordu, ABD ve derin Avrupa, Makedonya'da bir "turuncu" devrim planlıyor.

Bu "üst akıllar" ne yapacaklar merak ediyoruz zira, bir bir ellerinde ki senaryoları tüketiyorlar.

Üsküp meydanında 3-5 ağaç için gençleri sokağa mı dökecekler?

Sosyal medyalarından yalan haberler mi yayacaklar?

Milliyetçi Makedonları kışkırtmak için "Osmanlı hayaleti geri gelecek" diye Türkleri öcü gibi mi gösterecekler?

Sokaklara duyarlı sanatçıları yığıp piyano resitali mi verecekler, Ukrayna'da yaptıkları gibi?

Gelen haberlere bakılırsa gizli servisler PR ajanslarını değiştirmişler, zira bu senaryoların hiç birine prim vermeden, babadan kalma üsuller ile olaya direkt bodoslama daldılar, eli silahlı çeteleri Makedon sokaklarına saldılar.

Türkiye büyüyor.

Türkiye büyüdükçe, Türkiye ile ittifak yapmasından ne kadar korkulan komşumuz, stratejik ortağımız varsa hepsini karıştırmak, karıştırmak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar.

Özellikle etrafmızdaki "enerji nakil haritaları" yeniden şekillendikçe ve Türkiye bu konularda söz sahibi oldukça benzer haberler duyacağız etrafımızdan.

Maalesef bugün Makedonya sadece Tanap projesine onay vermenin cezasını çekmiyor, işin bu yanı var ama işin aslı daha eskilere uzanıyor.

Makedonlar Osmanlı çınarı altından serinledikleri günlerin özlemini duyuyorlar, Üsküp sokaklarından geçen Türk askerlerini selamlıyorlar, TİKA'nın yardım ve yatırımlarını bağırlarına basıyorlar. Bağırlarına basarken yaşlı teyzeler Türkler için "bizimkiler gelmiş" diyor, bu tılsımlı, yalın 2 kelimelik cümle hepimizin gururunu okşarken, gizli servisleri hemen harekete geçiriyor.

İşi sıkı tutmazsak Makedonya Suriye'ye dönebilir.

Bulgaristan'ı kandırdılar AB masalları ile ancak Bulgar halkı şimdi öfkeli, mutsuz ve fakir.

Yunanistan batmanın eşiğinde.

Sırplar Makedonların büyümesinden, genişleyip refaha ermesinden her daim ürkerler.

Arnavutlar ile Makedonlar arasını bozmak bir kibrit çakmasına bakıyor.

Kısacası Balkan coğrafyası işte bu "balkanization" tabirine çok uygun bir iklimde şu aralar.

İşte Üsküplü yaşlı teyzelerin Türk askerleri için "bizimkiler" demesi yetmiyor. Sadece yardım, yatırım, restorasyon yetmiyor.

Düşmanın ne kadar amansız ve zalim olduğunu unutmamak gerek, çünkü ne yapıp edip, Türkiye ile Balkanların bütün bağlarını koparmaya devam edecekler.

Maalesef Makedonya'yı böyle karışıklıklar bekleyecek.